İSTANBUL - KHK ile kapatılan televizyonların OHAL komisyonuna başvuramamasını değerlendiren Hayatın Sesi ve TV10 yöneticileri, uygulamanın çifte standart taşıdığını vurguladı. TV10 Genel Yayın Yönetmeni Turabi Kişin, AİHM sürecinin önünü kesmek için OHAL komisyonuna başvurularının engellendiğini söyledi.
KHK ile kapatılan kurumların ve kişilerin mağduriyetlerini gidermek iddiasıyla kurulan OHAL Komisyonu, başvuruları almaya başladı. Ancak İMC TV, Hayatın Sesi TV, TV10, Jiyan Tv, Van TV, Özgür Gün TV ve Azadi TV gibi televizyon kanallarının başvuruları komisyon tarafından alınmıyor. İnternet üzerinden başvuru formu oluşturan komisyonun sayfasında bu kanalların isimleri dahi yer almazken, kurumlar herhangi bir başvuru yapamıyor. Komisyonun kararı ile ilgili konuşan KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Tv Yönetim Kurulu Başkanı Arif Koşar, kanallarının yıllarca Gülen Cemaati ve hükümetin ortaklığına karşı mücadele ettiğini, FETÖ’cülükle uzaktan yakından alakası olmadığını hükümetin de cümle alemin de bildiğini söyledi.
'TELEVİZYONUMUZ FAŞİZME KARŞI ÇIKTIĞI İÇİN KAPATILDI'
Televizyonlarının “kapitalizme, yolsuzluğa, arsızlığa, faşizmin inşasına, şoven milliyetçiliğe, kindar ve dindar nesil projesine” karşı çıktığı için kapatıldığını söyleyen Koşar, "OHAL Komisyonu'na başvuru hakkının bile elinden alınmış olması, bu komisyonun ne kadar göstermelik olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Zaten televizyonları kapatan hükümetin atadığı bir komisyonun bağımsız olma şansı yoktur. Amaçlanan ülke içi ve dışında kamuoyuna ‘kanuni süreç devam ediyor, mağduriyet varsa giderilecek’ görüntüsü vermektir" dedi.
'KOMİSYON AİHM SÜRECİNİ KAPATMAK İSTİYOR'
KHK ile kapatılan TV10 Genel Yayın Yönetmeni Turabi Kişin ise, kendilerine TV10, İMC, Hayatın Sesi kanallarının OHAL kapsamında kapatılmadığı gerekçesinin sunulduğunu, ancak 668 numaralı KHK ile kanallarının kapatıldığını söyledi. Kişin, "Bu kanallara başvuru yollarının açılmaması bir çifte standardı barındırıyor. İkincisi ise, aslında bir yıl sürüncemede bırakılan kapatılma süreci, önümüzdeki bir yıl belki de daha fazla sürüncemede bırakılmak isteniyor. Hiçbir şekilde hukuki bir zemin bırakılmıyor. Bu komisyonun kurulma gerekçesi mevcut hukuksuzlukları AİHM'e taşımanın önünü de biraz kesmekti. Bu komisyonlarla dosyaların AİHM'e götürmelerini engellemektir amaç. Ancak AİHM'in de buraları adres göstermesi kendi içerisinde hem çelişki hem de çifte standart anlamı taşıyor. AİHM'in bir adil mekanizma olmadığı, toplumların, inançların, halkların, basın özgürlüğünün lehine bir karar vermekten ziyade devletlerin çıkarını esas aldığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
'MUHALİFLERİN SES ÇIKARMALARINDAN KORKULUYOR'
Kişin, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Şimdi burada şunu söylemek istemiyorum. İnceleme komisyonunda TV10 olarak yer alsaydık büyük bir gelişme mi olurdu, hayır öyle düşünmüyoruz. Nihayetinde KHK'yı çıkaranlar, bu komisyonu da kuranlardır. KHK ile televizyonumuzu kapatanlar, nasıl bir haksızlığa imza attılarsa, bu komisyonla da bir şekilde mevcut sürecin zamana yayılmasını sağlayacaklardı. Mevcut mekanizma, OHAL devam ettiği müddetçe, güçlü bir iyileşme, demokratikleşme beklenemez, öyle bir dertleri de yok aslında. Bu komisyonun kendisi de zaten tartışmalı bir komisyon, çünkü bu komisyona biçilen süre 2 yıl. Bu 2 yıl içerisinde binlerce dosyayı nasıl inceleyecek? Bize dönük bu uygulamalar, başından beri büyük hukuksuzluklarla dolu ve bundan sonra da öyle görünüyor ki bu hukuksuzluklar kendisini gösterecek. Özetle bunu belirtmek isterim; mevcut uygulamanın kendi içinde zaten çarpıklıkları, sorunları, çözümsüzlükleri devam ediyor ama bu aynı zamanda bu uygulama ile toplumun belli muhalif kesimlerine verilen mesaj, kendinizi ifade edebileceğiniz, haklarınızı savunabileceğiniz, yasal yolları zorlayabileceğiniz açık bir kapı yok, demeye çalışıyorlar."