Sümerler’den bu yana yaşayan bir kültür: Kül suyu zeytinyağ sabunu

İZMİR - Tarifinin M.Ö 2 bin 500 yıllarında Sümer yazıtlarında yer alan kül suyu zeytinyağı sabununu Seferihisar’ın Ulamış Köyü’nde geleneksel yöntemlerle yapan Suna Kalaycı, yaptığı sabunlarla hem yaşayan bir kültürün mirasını sürdürüyor hem de ekonomik özgürlüğünü sağlıyor.

İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Ulamış Köyü’nde geleneksel yöntemlerle kül suyu zeytinyağı sabunu üreten Suna Kalaycı, yaptığı organik sabunlarla hem ekonomik özgürlüğünü sağlıyor hem de kültürel bir mirası nesilden nesile taşıyor. Evini üretim için doğal bir atölyeye çeviren Kalaycı’nın, doğal yöntemlerle yaptığı kül suyu zeytinyağı sabunu üretim sürecinde misafirleri ise hiç eksik olmuyor.
Türkiye’nin ilk, dünyanın 121. Citta Slow’u (Sakin Şehir) seçilen Seferihisar’da Kalaycı tarafından yapılan bu sabunun tarifi ise, M.Ö. 2 bin 500 yıllarına ait Sümer yazıtlarına dayanıyor.

KAYNAĞI YAĞMUR SUYU

Yıl boyunca evinin damında yağmur suyu toplayan Kalaycı, fırınında ekşi maya, ekmek pişirmek için kullandığı meşe, incir, zeytin odunlarının külünü ise ekmek piştikten sonra bir kaba alarak biriktiriyor. Biriktirdiği küllerin üzerine yağmur suyu ekleyerek durultan Kalaycı, “Babaannem bu sudan pekmezle külür tatlısı yapardı” diyerek, şunları ekledi: “Yağmur suyu eklenerek elde edilen kül suyu, odun ateşinde göbek atıncaya kadar kaynatıyorum. Bir süre kaynayan küllü suyun içerisine, zeytinyağı ekleniyor ve kıvam tutuncaya kadar karıştırıyorum. Bu işlem sırasında kül suyu ilavesi yapılıyor. Yavaş yavaş koyulaşmaya başlayan karışım, boza kıvamına gelince karıştırma işlemini bırakarak, soğumasını bekliyorum.”

AROMALARINI DA KENDİSİ ÜRETİYOR

Kalaycı, karışım soğuduktan sonra aroma vermek amacıyla keçilerinden sağdığı sütü karışıma ekleyerek yağmur suyundan yaptığı kül suyu zeytinyağı sabununa kendisine has rayihasını ve dokusunu veriyor. Tamamen geleneksel yöntemlerle ürettiği sabunlara şimdilerde farklı aromalar katma arayışında olan Kalaycı, “Defne yağından aromalar oluşturdum. Defne yağını ise doğal yollarla el emeğimle kendim üretiyorum” dedi. Ürettiği sabunların yüzde yüz doğal olduğuna dikkat çeken Kalaycı, üretimin hiçbir aşamasında kimyasal kullanmadığını, kül suyu zeytinyağı sabununda kullandığı zeytinyağını ise kendisinin ürettiği organik zeytinlerden elde ettiğini söyledi.

‘EKONOMİK AÇIDAN BENİ ÖZGÜRLEŞTİRİYOR’

Ürettiği sabunları köy pazarları ve ekolojik pazarlarda satışa sunduğunu dile getiren Kalaycı, “Benden sabun alan müşteriler emeğimi gördüğü için kilosunu 15 TL’ye aldıkları sabuna şuan kendileri 25 TL teklif veriyor. Ben müşterilerimden, müşterilerim ise sabunlarımdan çok memnun. Sabunlarım ekonomik açıdan beni özgürleştiriyor” diye konuştu. Köy meydanlarında halka açık şekilde sabun ürettiğini aktaran Kalaycı, sabunun nasıl yapıldığını da bu yolla halka aktardığını kaydetti.

SAĞLIK AÇISINDAN DA ÇOK FAYDALI

Kül suyu zeytinyağı sabununun kimyasal madde içermediğinden kaynaklı sağlık acısından da çok yararlı olduğunun altını çizen Kalaycı, “Müşterilerim bu sabunların egzama ve sedef hastalığına çok iyi geldiğini söyledi” iddiasında bulundu. Ayaklı tarih diye betimlediği 90 yaşında ki babasından her şeyi öğrendiğini anlatan Kalaycı, “Sabun yapımının ardından ufkum daha da gelişti. Artık daha farklı neler üretebilirim diye düşünmeye başladım. Bence herkes doğal sabun yapımını öğrenmeli” dedi.

YAŞAYAN BİR KÜLTÜR MİRASI

Kalaycı, yalnızca bir temizlik malzemesi olmadığını savunduğu Kül Suyu Zeytinyağı Sabununun aynı zamanda yaşayan bir kültür mirası olduğunu hatırlattı. Kültür mirası olan bu sabunu daha da kalıcılaştırmak istediğini ifade eden Kalaycı, bundan dolayı Seferihisar İlçe Tarım Müdürlüğü’ne üretim izni için başvuruda bulunduğunu aktardı.