İZMİR - HDP’nin Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne katılan hukukçular, savunma kısıtlamasına ilişkin olarak “Toplumsal muhalefet avukatsızlaştırılmak isteniyor” diyerek, baroları göreve çağırdı.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) İzmir Gündoğdu Meydanı'nda son güne giren Vicdan ve Adalet Nöbeti'ne katılan hukukçular, siyasi davalara bakan avukatlara yönelik dosya kısıtlamasını değerlendirdi.
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) İzmir Eş Temsilcisi Fatma Demirer, Türkiye'de adalet kavramını sadece Ege Bölgesi açısından değerlendirilmesi durumunda bile 6 ayda 700'den fazla gözaltı işleminde yüzlerce tutuklama ile karşılaştıklarını söyledi. Çoğunun düşüncelerini ifade ettiği için tutuklandığını söyleyen Demirer, bu durumun hukukla bağdaşmadığını söyledi.
Demirer, "Kürt, muhalif, sosyalist ve demokrat insanlara karşı hukukun uygulanmadığını, düşman ceza hukukunun uygulandığını görüyoruz. Pratikte hukukun siyasetten bağımsız olmadığını, her zaman siyasi erkin kendini koruyabilmesi için bir aracı olduğunu görüyoruz. Savunma makamı değil, yargılama makamı da baskı altında. İktidar paralelinde karar vermeyen demokrat savcıların sürüldüğünü biliyoruz. Hak ve adaletten bahsedebilmek mümkün değil" diye konuştu.
'POLİTİK AVUKATLIĞI BİTİRMEYE YÖNELİKTİR'
Siyasi davalara bakan avukatlara yönelik dosya kısıtlamasına ilişkin düzenlemeye de değinen Demirer, şunları söyledi: "Düşman ceza hukukun uygulandığı çoğunluğun Kürtler olduğunu görüyoruz. Ceza hukuku anlamında aktif ve politik bir ceza savunması yapan avukatlara yönelik bir tutumdur bu. Siyaseten hukuku da etkileme... Aynı zamanda avukatlık makamını da bu yasayla dizginlemeye çalışıyorlar. Bizim müvekkillerimize seçtikleri avukatları görevlendirmek istemektedirler. Yargılama makamına da bu anlamda bir esneklik tanınmayacağını da gösteriyor. Tamamen politik bir avukatlık tarzını bitirmeye yönelik bir tutumdur. Soruşturma aşamasında dahi masumiyet karinesi ihlal edilerek avukatları dosyalardan uzaklaştırmadır." Demirer, barolara da, "En birincil görev barolara düşüyor. Tabi ki biz de sözümüzü söylemekten çekinmeyeceğiz" çağrısında bulundu.
'ADALET CUMHURİYET'TEN BU YANA YOK'
ÖHP'li avukat Mecit Yıldırım da adalet kavramının cumhuriyetin kuruluş tarihinden bu yana gerçek anlamı ile kullanılmadığını söyledi. Yıldırım, hukukun egemenler tarafından güç olarak kullanıldığını belirterek, "Ülkemiz de bu noktada çok parlak sayılamaz. İstiklal mahkemeleri adı altında olmayan bir hukukla başladı, daha sonra sıkıyönetim mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) şimdi de İhtisas Mahkemeleri ile iktidar kendine yakın hakim savcılar vasıtası ile toplumsal muhalefeti baskı altına almaya çalışmıştır. Bu anlamda Türkiye'de gerçek bir adaletten söz etmek mümkün değil" dedi.
'SAVUNMAYA KET VURULUYOR'
Yıldırım, avukat ve savunma kısıtlamasını öngören düzenlemeye ilişkin de şunları söyledi: "Her zaman iktidarlar yargıladıkları muhalefetin savunma ayaklarına ket vurmak istemiştir. Bu anlamda zaten bir savunma kısıtlaması var ve bunu pekiştirmek istiyorlar. Avukatların dosyalardan yasaklanması daha önce de olan bir şeydi. Şimdi Adalet Bakanlığı bir genelge göndererek bunu uygulamalarını istemiş. Avukata ulaşmakta sıkıntı yaşayan toplumsal muhalefetin avukatsızlaştırılmasını istiyorlar. Bunu kabul etmemek gerekiyor" dedi.