İSTANBUL – OHAL ile birlikte yayın hayatına başlayan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi 1 yılını geride bıraktı. Gazetenin editörü Rojda Korkmaz, “Bütün baskılara, kapatmalara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen halka ulaşmaya devam edeceğiz” dedi.

23 Ağustos 2016 tarihinde yayın hayatına başlayan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi bir yılını doldurdu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL şartları ve baskıları altında yayın hayatını sürdüren Özgürlükçü Demokrasi gazetesi bugüne kadar internet sitesi 42 kez kapatılırken, onlarca gazete dağıtımcısı ise gözaltına alındı ve tutuklandı. Gazetenin editörlerinden Rojda Korkmaz, gazetelerinin yayın hayatına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, her koşulda yayın yapmaya devam edeceklerini söyledi.

‘BASKILARA CEVAP OLMAK İÇİN BAŞLADIK’

Türkiye’de AKP iktidarı ile birlikte son 14 yılda baskı ve sindirme politikalarının derinleştiğini ifade eden Korkmaz, bu baskı ve sindirme politikalarının 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası başka bir boyut kazandığını belirtti. Türkiye’de bulunan bütün kesimlerin payına düşeni aldığını söyleyen Korkmaz, basının da kendi payına düşeni aldığını kaydetti. 15 Temmuz ile birlikte AKP’nin darbeyi tamamlama süreci başlattığını dile getiren Korkmaz, “Muhalif ve özgür basın da yaşanan tüm bu saldırıların hedefi haline geldi. 90’lı yıllardan başlayan bir sindirme politikası vardı. 2000’li yıllarda tutuklamalar ile devam etti bu süreç. Bundan sonuç alınamayınca bu kez de kapatmalarla susturulmaya çalışıldı. Tüm muhalif basın kapatıldı. Biz Özgürlükçü Demokrasi gazetesi olarak tüm bu saldırılara karşı ve bu saldırılara cevap olabilmek için 23 Ağustos 2016 tarihinde yayın hayatımıza başladık. Şiarımız hem Türkiye’de hem Kürdistan’da kadının, işçinin, emekçinin ve ezilenin sesi olmak, sesini duyurmaktı. Bu temelde yayın hayatımıza başladık” dedi.

‘BİR YIL BASKILARLA DEVAM ETTİ’

Yayına başladıktan sonra baskıların başladığını sözlerine ekleyen Korkmaz, “Bizim internet sitemiz 42 kez kapatıldı. Bir yandan hükümetin basını susturma politikalarına cevap olmaya çalışırken, aynı zamanda hükümetin hedefi olmaya da devam ettik. Sadece biz değil bizim dışımızda birçok basın kurumu ve ajanslar aynı şekilde hükümetin hedefi olmaya devam ettiler. Muhabirlerimiz ve dağıtımcılarımız gözaltına alındı. Halka ulaşmamız bir şekilde engellenmeye çalışıldı. Çünkü kapattılar ve gözaltına aldılar ama biz yine de bir şekilde halka ulaşmaya devam ettik. Bunu engellemenin hiçbir yolunu bulamadılar. Gelinen noktada AKP hükümeti aslında devlet aklı bu politikalarından bir sonuç alamıyor ve bunun karısında çaresiz. O nedenle son süreçte bize dönük saldırılar, baskılar, kapatmalar tamamen keyfi bir hal almış durumda” diye konuştu.

‘FARKLI KİMLİKLERİN SESİ VE SÖZÜ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

OHAL ile birlikte saldırıların daha da arttığına dikkat çeken Korkmaz, “Kürt özgür basın geleneği nasıl ki 1990’lı yıllarda ya da 2000’li yıllarda gerçekleri yansıttıysa bugün bizd e aynı amaç doğrultusunda yayın hayatımızı sürdürüyoruz. Hükümeti ve onun politikalarını teşhir edip, gerçekleri halka anlatıp ulaştırmaya devam edeceğiz” diye kaydetti. AKP’ye karşı ciddi bir direniş cephesinin oluştuğunu sözlerine ekleyen Korkmaz, “Basın da bu direniş cephesinin bir parçası aslında. Dolayısı ile aynı doğrultuda saldırılara, basın da maruz kalıyor. Dediğim gibi biz hangi bilinç ile halka ulaşmaya çalıştığımızı biliyoruz. Bu politikalara karşı halkın, ezilenin, kadının, işçinin farklı inançların, farklı kimliklerin sesi ve sözü olmaya devam edeceğiz” dedi.

‘DEVAM EDECEĞİZ’

Kürt özgür basın geleneğinin direniş geleneği olduğunu vurgulayan Korkmaz, “Dolayısı ile biz bütün bu baskılara, kapatmalara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen halka ulaşmaya devam edeceğiz. Yaratılmak istenen tüm olanaksızlıklara rağmen yayın hayatımıza devam edeceğiz” diye ifade etti. Korkmaz, “Bütün bu süreci yaşayan kapatılan ve muhabirleri gözaltına alınan tüm muhalif basın ile bir şekilde halk destek içerisinde olmalı. Daha fazla okuyarak, daha fazla duyurarak ve paylaşarak dayanışma oluşturabilirler” dedi.