DİYARBAKIR - Ankara'da dün gece gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ile Siirt Milletvekili Besime Konca, Diyarbakır'da tutuklandı.
Ankara'da HDP Genel Merkezi önünde dün gece gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca, Diyarbakır'da tutuklandı. Diyarbakır ve Batman başsavcılıklarınca yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca sağlık kontrolünün ardından emniyet müdürlüğüne götürüldü.
Batman'da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesinin ardından "adli kontrol" şartıyla serbest bırakılan Konca, savcılık itirazı üzerine akşam saatlerinde Diyarbakır Adliyesi'nde Demirel'in mahkemesini takip ederken yeniden gözaltına alındı. Diyarbakır Adliyesi'nde SEGBİS'le Batman Sulh Ceza Hakimliği'ne ifade veren Konca'nın tutuklanmasına karar verildi.
KONCA: DARP EDİLDİM
Konca, Batman'da adliye çıkışında yaptığı açıklamada, dövüldüğünü ve zorla kelepçelendiğini söyledi. Serbest bırakılmasının kendisi için hiçbir anlam ifade etmediğini, iradelerinin topyekun rehin alındığını söyleyen Konca, "Eş başkanlarımız cezaevinde rehindir. Türkiye'nin demokratikleşmesini istemeyen bir iradeyle karşı karşıyayız. Bu da bizlere operasyonlarla bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ve referandumun hazırlıkları yapılıyor. İşte bizleri gözaltına alınca linç ederek kelepçeleyerek sonuç alınacağını, Türkiye kamuoyuna faşizmi, milliyetçiliği, ekonomik krizi örtbas edeceğini düşünüyor. Bunu kabul etmeyeceğiz. Partimizin ortak bir tutumu var, kürsüde ne söylediysek, meydanlarda ne söylediysek, mahkemelerde de bunları söyleriz. Bugün anayasaların, yasaların, Anayasa Mahkemesi'nin yok sayıldığı, hiçe sayıldığı ve kabul edilmediği bir siyaset gerçekliğinde biz de burada yargılanıyoruz, mahkemeye götürülüyoruz gibi bir anlayışı kabul etmiyoruz" dedi.
DEMİREL: BU YARGILAMA HUKUKİ DEĞİL SİYASİDİR
Yaptığı savunmada yargılanmasının hukuki olmadığını söyleyen Demirel, "Dokunulmazlığımızın kaldırılması çok net olarak Anayasa aykırı olduğu ifade etmek istiyorum. Halen milletvekiliyim dokunulmazlığımın devam ettiğini belirtmek istiyorum. Meclise gelen fezlekelerin hepsi propaganda suçlamalarıydı. TBMM başkanlığına sunulan fezlekeler üzerinden sadece yargılamamız yapılabilir. Bu fezlekeler üzerinden örgüt üyeliği ile yargılanmamız hukuki değil. Bu yargılama hukuki olmaktan ziyade hukuk dışıdır, siyasidir… Neden dolayı gözaltına alınıp buraya getirildiğimi bilmiyorum. Hiçbir bilgiye sahip değilim. Bunu size sormak istiyorum. Ben TBMM'de yasama faaliyeti yürüttüğümüz süreçte gözaltına alındım. Bana herhangi bir tebligat yapılmadan gözaltına alınmamız, buraya getirilmemizi TBMM'ye saygısızlık olarak görüyorum" dedi.
'DEĞİL YURTDIŞINA DİYARBAKIR'A GELMEYE BİLE VAKTİM YOK'
Mahkeme başkanı, Demirel'in gözaltına alınmasına gerekçe gösterilen ve polisin mahkemeye sunduğu istihbarı bilgi notu avukatlara ve Demirel'e gösterdi. Demirel'in iddianamenin kendisine tebliğ edilmediğini söylemesi üzerine, mahkeme başkanı, "iddianamede size tebliğ edilmeden savunmanızı alamam" dedi. Demirel'in iddianamede tebliğ edilmeden de savunma yapacağını söylemesi üzerine yargılamaya devam edildi. Demirel savunmasının devamında, " Dava Şubat ayında görülecek. Bugün ne oldu da hakkımda çıkarılan bir yakalama kararıyla buraya getirildim. Bunu iktidarın yargıya siyasi bir müdahalesi olarak görüyorum" diye belirtti.
Demirel, HDP Eş Genel Başkanları ve Grup Başkanvekilinin tutuklanması ardından Grup Başkanvekili olarak partisinin meclisteki Yasama yetkisinden birinci dereceden sorumlu olan tek kişi olduğuna dikkat çekerek, "Eş Başkanımız ve grup başkanvekilimiz dâhil 10 milletvekilimiz şu an tutukludur. Hukuk dışı bir uygulamayla tamamen siyaseten tutuklandığını belirtmek istiyorum. Ben Diyarbakır Milletvekili ve Grup Başkanvekiliyim. Şu anda imza yetkim bulunmaktadır. Bırakın yurtdışına çıkmayı Diyarbakır'a gelmeye bile zamanı olmayan bir kişiyim" diye vurguladı.
'HALKIN İRADESİYLE SEÇİLEN MİLLETVEKİLLERİYİZ'
Siyasi parti faaliyeti kapsamında yaptığı ve yargılama konusu olan konuşma ve basın açıklamalar hakkında konuşan Demirel, "Bir milletvekili ve siyasetçiyim. Yaptığımız konuşmaların yargılama konusu yapılmasını doğru bulmuyorum. Hiçbir zaman ifade vermekten çekinmedik. Söylediklerimizi mecliste de halkımızın yanında da söyledik. Halkın iradesi ile seçilen milletvekilleriyiz. Dolayısıyla halkımızın yaşadığı sorunlara çözüm bulmak ve onların yanında bulunmak bizim görevimiz. Söylediklerimiz düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Siyasi parti faaliyetidir. Söylediklerimizin arkasındayız. Çünkü Konuşmalarımız şiddet içermiyor. Söylediklerimizde şiddet çağrısı yok ama eline silah almamış bir insan olarak 'silahlı örgüt üyesi' olarak yargılanıyorum. Şiddete son verilmesi için mücadele ediyoruz. Eş başkanlarımız bunu söylediği için cezaevindeler. AKP iktidarını eleştirdiğimiz için şu anda yargılanıyoruz. Tek suçumuz muhalefet etmek ve eleştirmek. Bu sadece HDP'ye yapılan bir uygulamadır Dokunulmazlıkların kaldırılması ardından HDP milletvekilleri dışında yargılanan yoktur... 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve 25 Kasım'da katıldığı yürüyüş ve mitingler nedeniyle yargılanmak bir kadın olara bana acı veriyor. Bir kadın olarak burada konuşmaya cam da nerede konuşacağım" dedi.
Yurtdışına kaçacağı yönündeki iddialara tepki gösteren Demirel, " Yurtdışına çıkmak isteseydim çoktan çıkardım. Türkiye'de demokratik siyaset yapmak için burayım. Burada kalmaya devam edeceğim. Burada demokrasiye, barışa ve özgürlüklere ihtiyaç vardır. Elimizde ne gelirse bunu yapmaya hazır olduğumuzu parlementoda söyledim. Buraya getirilişim ve yargılanışım siyasi bir karar olduğunu düşünüyorum" diye vurguladı. Demirel'in ardından görüşünü açıklayan duruşma savcısı, Demirel'in Öz yönetim ilanlarıyla birlikte yaptığı konuşmalarda "devletin birliğini ve bütünlüğünü bozan eylemleri meşrulaştırdığı"nı savunarak, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren eylemler nedeniyle Demirel'in tutuklanmasını istedi. Mütalaaya karşı söz alan Demirel, " Mütalaaya katılmıyorum. Milletvekili olarak demokratik siyaset önceliğimizdir. Demokratik siyaset yapmaya devam edeceğiz. Asla şiddet içerikli bir açıklamam yoktur. Sözlerim düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır" dedi.
AVUKATLAR: POLİSİN DOSYAYA İLİŞKİN BİLGİ TOPLAMASI USULE AYKIRI
Ardından savunma yapan Avukat Mehmet Emin Aktar, polisin mahkemeye gönderdiği bilgi notuna dayanılarak yakalama kararı çıkarılmasına tepki göstererek, "Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün bir dosyaya ilişkin bilgi toplaması usule aykırı. Bu yazı doğrudan doğruya mahkemeye yazılmış. Bunun cumhuriyet savcılığına bildirilmesi gerekir. Bu yazıyla doğrudan mahkemeyi baskı altına alınmak istenmektedir. Bu doğrudan suç. HDP Grup Başkanvekili olan Demirel'i tutuklanmak HDP'nin meclisteki faaliyetlerini bitirmek demektir" diye belirtti. Aktar, "UYAP üzerinden yakalama kararına saat 09.00'da sizin tarafınızdan onay verilmiş" sözlerine Mahkeme Başkanı "Hayır ben gece saat 21.00'da bizzat onay verdim" diyerek kendisini savundu. "Niye bu karar UYAP üzerinden görülmedi" diye soran Aktar, "Buna dur diyelim. Yargının Türkiye'de işlediğini görülelim" dedi.
Avukat Mesut Beştaş ise, Polisin mahkemeye gönderdiği yazı ile ilgili, "Bu yazıyı yazan kişi hakkında mahkemeyi baskı altına almak ve yönlendirmekten dolayı suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyorum. Tensip kararı alındıktan sonra bir kişi hakkında yakalama kararı verildiğini görmedim. Bu karar nedeniyle yargı ve adalet adına özgünüm. Aynı tarihte Diyarbakır ve Batman'da mahkemelere milletvekilleri hakkında nasıl karar verebilir. Kim verdi bu kararı" diye sordu. Beştaş'ın Diyarbakır Adliyesi'nde yapılan toplantıyı kast ederek, "Bir gün önce güvenlik toplantısı yapılmış" sözlerine Mahkeme Başkanı, "Ben katılmadım" diye cevap vermesi dikkat çekti.
DAVA HAKKINDA
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Demirel hakkında açılan soruşturmada ifade vermesi için çağrı kağıdı göndermiş ancak Demirel ifadeye gitmemişti. Savcılık ifadesini almadan Demirel hakkında "örgüte üye olmak", "örgüt propagandası yapmak" ve 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlarından 10 yıldan 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Demirel'in 2015 - 2016 yılları arasında Diyarbakır'da düzenlenen 11 ayrı basın açıklaması ve yürüyüşte yaptığı konuşmalar suç sayılıyor. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Şubat ayında görülecek ilk duruşmasına katılması için Demirel'in çağrı kağıdı gönderilmesine karar vermişti.