İşte evimiz buradaydı!

ŞIRNAK - Buldozerlerin insan kalbini kazırcasına çıkardığı sesle yıkımın sürdüğü Şırnak'ta bir anı, bir eşya, bir çanta ya da herhangi bir ipucu, “İşte evimiz buradaydı” demeye yetiyor.

Şırnak’ta yasağın kısmen kalması üzerine kente dönebilen yurttaşların arama noktalarında ellerine tutuşturulan “Yeni modern bir Şırnak inşa ediyoruz” broşürün aksine görünen manzara karşısında gözyaşları öfkeye dönüşüyor. Düz bir moloz tarlasını andıran kentin içinde kimi bir direkten, kimi bulduğu bir fotoğraftan evinin yerini tespit etmeye çalışıyor. Buldozerlerin insan kalbini kazırcasına çıkardığı sesle yıkımın sürdürdüğü kentte, bir anı, bir eşya, bir çanta, ya da herhangi bir ipucu “İşte evimiz buradaydı” demeye yetiyor.

ÇANTADAN BULDU EVİN YERİNİ

Bahçelievler Mahallesi’nde yıkıma devam eden bir dozerin yanından sessizce düz olmuş caddeye inen bir yaşlı kadın ve yanındaki genç, buldukları iki parça eşyayı yanlarında getirdikleri çuvala yerleştiriyor. Hacı Kumri İlter olarak kendisini tanıtan kadın, büyük bir emekle, yoksullukla başını koyabildikleri evlerinin yerini gösteriyor tahminen. Torunuyla birlikte saatler sürdürdükleri izin ardından iki küçük ev eşyadan evlerinin yerini tespit ettiklerini söylüyor İlter. “Aylardır dışarıda kaldık” diye devam ediyor İlter, bir umut döndüklerinde ise oğlunun okul çantası ile karşılaştığını dile getiriyor. Başındaki beyaz tülbentle siliyor akan gözyaşlarını. Ve yeniden dönüyor sığındıkları akrabalarının evine doğru…

TOPRAK BİR BAŞKADIR

Yıkılmak üzere olan komşusunun evinden barınağının yerini tespit eden Hediye Batak da, demir yığını ve molozların arasında geçmişe gidip geliyor. Yerleştiği Cizre’den geldiğini söylüyor öfkesini gözyaşlarına dönüştürerek. Batak, yerini dahi zor bulduğu evin hala 25 bin TL borcu olduğunu anlatıyor.

Evin yıkılmadan önce ateşe verildiğini yanmış eşyalarından gördüğünü ifade eden Batak, “Bize yapmadıkları bir şey kalmadı. Biz de yasak kalkınca yönümüzü topraklarımıza çevirdik. Bir geldik ki evimizden geriye hurda kalmış.
Biz eşyalarımızın küllerini bile bulamadık. Topraklarımızı terk etmek isteseydik bugün bu yıkıntıların arasına gelmezdik” diye konuştu. Batık’ın karşılaştığı ilk yıkım değildi: “1990 yılında, evlendiğim yıl Serê Dehlê köyündeki evimiz de yıkılmıştı. Şimdi de bu evimiz yıkıldı.”

KOMŞUSUNUN ÇATISINDAN BULDU

Bahçelievler Mahallesi’nden Salih Çapar da kendi evinin yerini nispeten ayakta kalmış komşusunun evinin çatısından çıkarabildiğini söylüyor. Taşındığı Cizre’den “Bir umut” diye geldiği kentte gözyaşlarıyla dönüyor Cizre’ye…