ADANA - Kayseri'deki saldırıya tepki göstermelerine rağmen AK Parti'nin kendilerini hedef gösterildiğini söyleyen HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, iktidar partisinin kavramlarıyla durumu tarif etmek zorunda olmadıklarını belirterek, "İnsanların ölmesini durduracak bir siyaseti geliştirmeliyiz" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, İnsan Hakları Haftası nedeniyle Seyhan Kültür Merkezi'nde "OHAL'de İnsan Hakları" konulu panel düzenledi. Panele konuşmacı olarak HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ile gazeteci-yazar Celal Başlangıç katıldı. Sinevizyon gösterimi ile başlayan panelin açılış konuşmasını yapan İHD Şube Başkanı İlhan Öngör, Kayseri'de yaşanan saldırıda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Ülkede barış isteyenlerin gözaltına alınıp tutuklandığını da sözlerine ekleyen Öngör, barış demeye ısrar edeceklerini söyledi.
Öngör ardından söz alan gazeteci Celal Başlangıç, çözüm süreci sırasında devletin MGK'dan savaş kararı aldığını ve 7 Haziran seçimlerinden önce uygulamaya koyduğunu hatırlattı. OHAL’in ilan edildiği ve seferberliğin konuşulduğu sürece nasıl gelindiğinden bahseden Başlangıç, sürecin “Seni Başkan yaptırmayacağız” sloganı ile hızlandığını aktardı.
OHAL’in ilk 120 gününde 12 bin 797 kişinin gözaltına alındığını, 40 bininin tutuklandığını kaydeden Başlangıç, iktidarın medya mülkiyetini ele geçirdiğini vurgulayarak, “Önceden devlet medya patronlarına ihale verirdi. Şimdi ihale verdikleri patronlara el koydukları gazete ve televizyonları da verdi” diye konuştu.
KINAMA YETMİYOR!
Son olarak söz alan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Kayseri'de yaşanan saldırıyı ilişkin açıklama yapmalarına rağmen AK Parti'nin kendilerini hedef gösterildiğini belirterek, "Elbette ki bizim açımızdan fail kim olursa olsun, arkasında kim olursa olsun ölenler hangi kimlikten olurlarsa olsun önümüzde net iki tercih var. Ya bu bombaların patlamasını, insanların ölmesini durduracak bir siyaseti geliştireceğiz ya da her gün birileri bunun bedelini ödemeye devam edecek. Dolayısıyla çok yoğun bir kınama baskısı, linçi bize yaşatıyorlar. Oysa bu patlamalar olduğunda diğer partilerden çok daha hızlı bir biçimde yazılı açıklamamızı yapıyoruz. Bulduğumuz ilk fırsatta sözlü olarak yaklaşımımızı, tavrımızı sergiliyoruz. Ama bu bile birilerini memnun etmeye yetmiyor. Bu bile onların hazırladığı bildirilere mutlaka imza atmanız gerektiği ya da onların kelimeleri ile onların kavramlarıyla bu durumu tarif etmek zorunda olduğumuz terörün baskısını ortadan kaldırmaya yetmiyor" diye konuştu.
'DEMOKRASİ HESAP VERMEKTİR'
Adana'da aralarında HDP il ve ilçe eşbaşkanları ile Baro Cezaevi Komisyonu Başkanı Av. Tugay Bek'in de olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınmasını kınayan Bilgen, gözaltıların Türkiye'nin fotoğrafını ortaya koymaya yettiğini söyledi. KCK operasyonlarını hatırlatan Bilgen, KCK operasyonları yapıldığında sanki devletin hiçbir haberi yokmuş gibi bunu “FETÖ”nün gerçekleştirildiğini anımsatarak, şöyle devam etti: "Neredeyse her şeyi birilerine fatura edebilen ve işin içinden kolayca çıkabilen bir iktidar algısıyla karşı karşıyayız. Şimdi böyle bir iktidar algısında tabii ki iktidarda hesabını soracağınız hiçbir şey olmaz. Hiçbir ölümün hesabını soramazsınız, hiçbir yolsuzluğun hesabını soramazsınız. Bu sorumluluk ya da sorumsuzluk anlayışıyla hesaplaşmadıkça olmaz. Demokrasi dediğimiz şey hesap vermektedir."
SIRA KALAN BASIN ORGANLARINDA
Basın ve ifade özgürlüğü konusuna da değinen Bilgen, bu süreç içerisinde AK Parti'ye muhalif olan ve kapatılamayan diğer basın kuruluşlarının da kapatılabileceğini söyledi.
SESİMİZİ YÜKSELTEMİZ GEREK
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “milli seferberlik” ilanına ve Ankara'da bazı otellere “milli seferberlik” ile ilgili yazıların gönderildiği iddiasına değinen Bilgen, şunları söyledi: "Muhtemelen yeniden bir iktidar içi hesaplaşma, kavga hazırlığı da var. Biz şunu biliyoruz, yani onlar ittifak yaparken de bizim üzerimizden yapıyorlar. Alevileri dövmek için, Kürtleri dövmek için, muhalifleri ezmek için ittifak yapıyorlar. Çünkü en kolay ittifak bir düşman icat edip onun üzerinden buluşmaktır ama kavga ettiklerinde de arada bizi de ezmeye çalışıyorlar. Ama ne olursa olsun, biz her şart altında ittifak da kursalar kavgada etseler kendi imkanlarımızı masaya yatırmak ve yeniden nasıl ayağa kalkarız, yeniden nasıl sesimizi sözümüzü duyururuz; bunun derdi içerisinde olmalıyız."
Panel soru ve cevap bölümü ile son buldu.