İSTANBUL - OHAL ilanıyla birlikte artan hak ihlallerini, 90'lı yıllarla kıyaslayan İHD Eş Genel Başkanı Av. Eren Keskin, geçmişte beğenmeselerde başvuracakları hukuki bir mekanizma olduğunu, bugün ise bu mekanizmaların dahi ellerinden alındığını belirtti. Uluslararası hukukun ayaklar altına alındığını söyleyen Keskin, atanan yeni savcı ve hakimlerin İstanbul Sözleşmesi ya da AİHS’den haberdar dahi olmadıklarını kaydetti.
İnsan hakları ve özgürlükleri konusundaki karnesi zaten zayıf olan Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında devreye sokulan uygulamalar ve çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile getirilen yasaklarla bu tablo daha da karardı. Geçmişte çokça eleştirilen ve bir daha yaşanmayacağı yönünde sözler verilen kötü muamele ve işkence vakaları ile yeniden karşılaşılır oldu.
Gün geçtikçe artan hukuksuzluklara karşı mücadele eden kurumlardan İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Eş Genel Başkanı Av. Eren Keskin, içerisinde bulunulan bu dönemi değerlendirdi.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananları “yeni bir darbe süreci” olarak tanımlayan Keskin, “Şu anda yaşadığımız her şey bir askeri darbe ertesinde yaşanabilecek olan şeyler. 90’larda bölgede OHAL Yasası vardı. Oradan biz bugünkü hak ihlallerini çok yakından tanıyoruz. Artık büyükşehirlerde de muhalifler bu ihlallerle karşılaşır oldular” dedi.
'BAŞVURU MEKANİZMALARIMIZ ELİMİZDEN ALINDI’
Darbe girişiminin hemen ardından Hükümet tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) bazı maddelerinin askıya alınması üzerinde duran Keskin, “Baskı süreçlerini hep karşılaştırıyoruz. 90’ları çok yakından yaşadık. 90’lar çok korkunç ve kirli bir süreçti, savaşın devam ettiği, insanların gözaltında öldürüldüğü, kaybedildiği, köy yakmalarının yoğun olduğu bir süreçti. Ama yine de bir hukuk mekanizması buluyorduk. Beğenmesek de başvuracağımız bir mekanizma vardı. Ama şimdi OHAL ile birlikte başvuru mekanizmalarımız da elimizden alındı” diye konuştu.
Getirilen uygulamalar ve kurulan baskılar nedeniyle ülkede artık her kesimin patlama noktasına geldiğini söyleyen Keskin, bu duruma dair kaygısını “Korkarım ki iç savaşa götürür” diyerek özetledi.
‘İÇİŞLERİ BAKANI ASLINDA MEHMET AĞAR’DIR’
Keskin, 12 Eylül darbe sürecinde yaşananların sorumlularından hesap sorulmamasını bugün ile benzeştirerek, devletin cezasızlık politikasına da dikkat çekti. “Bugün Türkiye’nin İçişleri Bakanı bence Mehmet Ağar’dır” diyen Keskin, şu anda İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun, Ağar’ın ‘Oğlum gibi seviyorum’ dediği bir kişi olduğunu ifade etti.
‘ÖZEL HARPÇİLERİ AKP İLE UZLAŞI İÇERİSİNDE’
Keskin, bu tür baskı süreçlerinin tek bir kişinin ismi ile anılmasına da karşı. Bunu da şu sözlerle dile getirdi: “Sadece Erdoğan üzerinden yapılan tartışmaların da doğru olmadığını düşünüyorum. Türkiye’de Özel Harpçi bir devlet geleneği var, bu yapı her zaman gücünü korur. Şu anda da AKP ile büyük bir uzlaşı içerisinde. Gülen cemaati ile uzlaşmaları bozulduğu gibi bu Özel Harpçi gelenek ile de uzlaşısı bozulursa, giden AKP olur.”
‘SAVCI VE HAKİMLER İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE AİHS’DEN HABERDAR DEĞİL’
İnsan hakları savunucuları olarak birçok cezaevini dolaştıklarını aktaran Keskin, karşılaştıkları tabloyu “Gerek gözaltında, gerekse tutuklamalarda yoğun baskın ve işkenceler ile yeniden eski döneme dönüldü. Bir dönem fiziki işkenceye kısmen ara vermiş ve daha dikkatli davranıyorlardı. ‘FETÖ’cü çevrenin emniyetten geri çektirilmesi ardından deneyimsiz, çok genç polisler var. 19-20 yaşında polis var karşımızda. Bunlar tekrardan yoğun fiziki işkenceye geri döndüler. Çıplak sorgulama, cinsel taciz, kaba dayak bilgileri geliyor. Yine çok sayıda hasta tutsak var ve bunlar OHAL gerekçesi ile hastaneye götürülmüyorlar” sözleriyle paylaştı.
Uluslararası hukukun ayaklar altına alındığını vurgulayan Keskin, atanan yeni savcı ve hakimlerin İstanbul Sözleşmesi yada AİHS’den haberdar olmadığının da altını çizdi.
‘KENDİ OYUM GASP EDİLDİ’
İHD Eş Genel Başkanı Keskin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin tutuklanmasına üzerinde de durdu.
Milletvekillerinin tutuklanması hak ve oy gaspı olduğunu dile getiren Keskin, “HDP’ye oy vermiş biri olarak kendi oyumun gasp edildiğini düşünüyorum. Beğenmediğiniz bir düşünce olsa bile o düşüncenin ifade edilmesini savunmak zorundasınız. Her şey HDP’nin yüzde 13 oy alması ile başladı. Bu devleti çok rahatsız etti. Devlet bunu kabullenemedi” dedi. Keskin, Türkiye ile birlikte uluslararası sözleşmelere imza atan devletlerin milletvekillerinin tutuklanmasına karşı sessiz kalmasını da eleştirdi.
‘TÜRKİYE YARIN CEZALANDIRILACAK’
Bugün cezasızlık politikasına sarılınsada, yaşanan hak ihlalleri karşısında Türkiye’nin yarın uluslararası alanda ceza alacağını söyleyen Keskin, “AİHS başta olmak üzere çok sayıda uluslararası sözleşme ihlal edildi. Türkiye bunların hepsinden de cezalandırılacak bunun aksi düşünülemez” dedi.