İSTANBUL - Cezaevlerindeki siyasi tutuklu ve hükümlülerle dayanışmaya dönük çalışmalar yürüten Dışarıda Deli Dalgalar İnisiyatifi’nin yeni yılda barış ve özgürlük dileklerini yazdıkları mektuplar, ülkedeki tüm cezaevlerine gönderildi.
Önümüzdeki Şubat ayında kuruluşunun 8’inci yılına girecek olan Dışarıda Deli Dalgalar İnisiyatifi, cezaevlerindeki siyasi tutuklu ve hükümlülerle dayanışmaya dönük çalışmalar yürüten gönüllü bir oluşum. Çoğu gönüllüsünün cezaevi gerçekliği ile tanışmış olduğu inisiyatif üyeleri, dışarı çıktıklarında ise ilk iş, dışarıdan içeriye dayanışma ruhunu büyütmek olmuş. Cezaevi koşullarında birebir yaşamış veya o yollardan geçmiş insanların bir araya gelerek kuruluşuna öncülük ettiği inisiyatif, yıl boyunca tutukluların kitap, mektup ve ihtiyaçlarını karşılamaya dönük çalışmalar yürütüyor.
Her sene yılbaşında rengarenk mektuplar yazarak yeni yıl dilekleri yollayan inisiyatif üyeleri, bu sene de her kesimden insanla bir araya gelerek barış ve özgürlük temalı mektupları ülkenin tüm şehirlerinden cezaevlerine ulaştırmak üzere kargoya verdi. Cezaevinde açılacak her mektubun tutuklular için son derece önemli olduğunu bilen gönüllüler, içinde bulunulan süreçten kaynaklı bu sene mektuplarına bol bol barışı esas alan temennilere yer verdi.
Kendisi de Gebze Cezaevi’nden çıkarak özgürlüğüne kavuşanlardan biri olan Dışarıda Deli Dalgalar İnisiyatifi’nden Sibel Öz’le, yıllardır gösterdikleri dayanışmanın nasıl doğduğunu ve yılbaşında gönderdikleri mektuplara ilişkin konuştuk.
‘İÇERİDEKİ DUYGULARIMIZDAN REFERANS ALDIK'
2000’lerde “hayata dönüş” operasyonu ile birlikte cezaevlerindeki koğuş sisteminden F Tipi hücre sistemine geçilmesi üzerine tecridin sistematikleştirildiğini söyleyen Öz; insani boşluğu, yalnızlaşmayı ve tecridi kırmanın yolu olarak böyle bir oluşuma gittiklerini belirtti. Öz, “İçerideki duygularımızdan referans alarak ‘keşke dışarıda tanımadığımız birileri bize bir şeyler gönderseydi, sürpriz yapsaydı, içerideki sesimizi dışarı çıkarabilseydi ya da çığlığımızı zaman zaman duyurabilseydi’ diyorduk. Dışarıda Deli Dalgalar, hapishanedeki insanların yaşamında gülümseten bir sürpriz olsun istedik. İçerideki arkadaşların resimlerinden resim sergisi yaptık, fotoğraf albümünü bastık. Yılbaşında mektuplar gönderdik, duvarlarına asmaları için takvimler çıkarttık. Kimi zaman fotoğrafçı arkadaşlarla fotoğraf çekip sonbahar yaprakları ile birlikte gönderdik” dedi.
‘TEMEL FELSEFEMİZ MEKTUPLARLA İNSANLARA DOKUNMAK’
İnisiyatifin temel felsefesinin insanlara mektuplarla ulaşarak onlara dokunmak olduğunu dile getiren Öz, faaliyetleri rutin olarak devam eden inisiyatifin bu sene de yılbaşında pek çok çevre ile bir araya gelerek yılbaşı mektupları yolladıklarını belirtti. İlkokul, ortaokul ve liseli gençlerin de kendileri ile birlikte mektup yazdığını belirten Öz, tüm kentlerden yılbaşı sürprizlerinin yola çıktığını söyledi. Öz, “Daha önce demokratikleşme umudunun fazla olduğu dönemlerde çok esprili şeyler yapıyorduk. Bıyıklı kardan adamlar, halay çeken balıklar, damların üzerinde gezinen siyah kediler... Bu sene aramızda çocuklar da olmasına rağmen daha çok özgürlüğe vurgu yapan, biraz buruk, umut yönü ağır basan şeyler yazdık ve binleri bulan mektuplar yolladık” dedi.
‘DESTEK VERİP DAYANIŞMAYI ARTTIRMAK LAZIM’
Cezaevi nüfusunun yaşanan son gelişmelerden kaynaklı fazlasıyla arttığını hatırlatan Öz, aynı zamanda artan hak ihlallerinin en yoğun yaşandığı yerlerden birinin cezaevi olduğuna vurgu yaparak şu çağrıda bulundu: “Belki de en savunmasız kesim şuan hapishanedekiler. Çünkü özgürlüğünden alıkoymak bir cezalandırma biçimi olarak görülmüyor, aksine hapishanede sürekli hak gaspı, keyfi insan hakları ile karşı karşıyalar. Bu anlamda bu süreçte hapishanedekilerin çok fazla yanında olmak lazım. Destek verip dayanışmayı arttırmak lazım. Derdimiz hapishanedeki insanları acındırmak değil, geleceğimize sahip çıkmaktır.”