Güvercin oteli kurdular

DİYARBAKIR - Kentleşme ve şehir merkezindeki çatışmalar nedeniyle yaşam alanları yok edilen güvercinler için Diyarbakır’da güvercin oteli kuruldu.

Türkiye’de tespit edilen 453 kuş türünün 221’inin yaşadığı, hastalık derecesinde güvercin yetiştirenlerin olduğu Diyarbakır’da, güvercin oteli kuruldu. Sadece burada yaşayan ve geçmişi 600 yıl geriye kadar giden güvercin türlerinin bulunduğu kentte, yaklaşık 5-6 bin hanede güvercin beslendiği biliniyor. Kentleşme ile yükselen apartmanlar ve kentte güvercin yetiştiriciliğinin yoğun olduğu Sur ilçesindeki çatışmaların ardından yaşam alanları yok edilen güvercinler için bir araya gelen 3 arkadaş, güvercin otelinin temelini attı.

Merkez Bağlar ilçesi Fatih Caddesi üzerinde kurulan, 25 odadan oluşan evde, 4 ana gruptan 18 çeşit ırktan 100’ü aşkın güvercin barınıyor. Kendi evlerinde güvercin besleme imkanı bulamayan 3 arkadaş, güvercinlerini kiraladıkları odada besleyebiliyor. Yüzlerce güvercinin barındığı evde, güvercin sahipleri hergün gelip güvercinleri ile ilgilenme fırsatı bulabiliyor.

SUR’DAKİ GÜVERCİNLER BURAYA GETİRİLDİ

Kentleşmenin artması ile birlikte güvercinler için yaşam alanlarının azalmaya başladığını belirten evin kurucularından Hüseyin Tuğcu, güvercin beslemek isteyen ancak yer bulamayanlar için böyle bir yer açtıklarını söyledi. “Bölgede neredeyse insanlar için bile yaşam alanı bırakılmadı” diyen Tuğcu, şöyle devam etti: “Güvercinsever olarak kendi sevdiğimiz, beslediğimiz güvercinler için bir yaşam alanı oluşturduk. Daha önce Sur ilçesinde yaşam daha iç içeydi ve daha doğaldı. Bu nedenle de insanlar güvercinlerin yanı sıra bir sürü hayvan besleyebiliyordu. Ancak orada bir yaşam alanı kalmayınca da ilçede yaşayan arkadaşlarımız güvercinlerini buraya getirip beslemeye başladı.”

‘DOĞAL BİR YAŞAM ALANI YARATTIK’

Hayvanların tarihten bu yana insanlarla aynı yaşam alanını paylaştığını ve hayvan besleyen insanların daha sağlıklı ve mutlu olduğunu dile getiren Tuğcu, “Örnek verecek olursak Diyarbakır kuşu olarak bilinen sadece burada bulunan bir güvercinimizin ana renklerde olması ve hareketliliği gibi özelliği var. Bu ana renkler ve güvercinin sürekli hareketli olması kendisini izleyen insanların negatif enerjisini alır. Bu da insanı mutlu ediyor. Aslında güvercin beslemek bir terapi şeklidir. Biz de burada sosyal, insanların doğal bir hayat bulabileceği bir ortam yarattık” dedi.

‘DOĞAL BİR YAŞAM SÜRDÜREN KÜRTLER İLK GÜVERCİNLERİ BESLEMİŞTİR’

Tarımın ilk olarak Mezopotamya’da başladığını ve buğday üretimi ile birlikte ilk güvercin yetiştiriciliğinin de burada başladığını anlatan Tuğcu, “Sürekli doğal bir yaşam sürdüren Kürtler, tarih boyunca da doğal bir şekilde hayvanları ile birlikte yaşamışlardır. Ancak zamanla artan kentleşme bu kültürü neredeyse bitirdi. Tüm engellere rağmen Kürtler yine de o doğal yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Bugün dünyanın her yerinde güvercin besleniyor ama sadece Mezopotamya’da güvercinin 600 yıllık bir tarihi var” ifadelerini kullandı.

Tuğcu, tarihten bu yana güvercinlerin insanlar ile iç içe yaşadığını ve güvercin ile insanların ortak yaşam alanlarının olduğunu vurgulayarak, “Tabi güvercinleri betonların arasında beslemeye kalkışmak doğallığı bozacaktır. Güvercinleri daha doğal, daha özgür bir şekilde besleyebilmek lazım” diye belirtti.