HABER MERKEZİ - Sokağa çıkma yasakları ve şiddetli çatışmalarla başlayan 2016 yılı, her türlü hak ihlalinin tavan yaptığı yıl oldu. Yıkılan kentler, devletin orantısız güç kullanımı, yargısız infazlar, işçi cinayetleri başta olmak üzere yaşam hakkı, ifade ve basın özgürlüğü ile toplantı ve gösteri özgürlüğünün kısıtlandığı bir yıl olarak tarihe geçti. 2016, bir darbe girişiminin yansımalarını, OHAL kanunlarını ve binlerce hak ihlalini devretti 2017’ye.
Türkiye ‘80 darbesinden sonra en fazla hak ihlallerinin yaşandığı bir yılı geride bırakırken, ardında sokağa çıkma yasakları sonucu yıkılan kentler, yargısız infaz, iş cinayetleri, hak ihlalleri ile OHAL’i 2017’ye bıraktı.
Artan hak ihlalleri, kitlesel işten atma ve cezalandırmalar ile tutuklamalar Türkiye’yi uluslararası kamuoyu nezdinde de zor durumda bıraktı. “Yaşam hakkı”, “Toplantı ve gösteri özgürlüğü”, “Düşünce ve ifade özgürlüğü” alanında yaşanan hak ihlalleri sık sık gündeme gelen gündemler başında yer aldı.
YAŞAM HAKKI İHLALİ ARTTI
Son bir yılda yaşanan yaşam hakkı ihlalleri ’80 darbesinden sonra en fazla yaşanan yıl oldu.
Çeşitli nedenlerden dolayı polis ve askerlerin silahından çıkan mermi ile 341 kişi yaşamını yitirdi, 396 kişi de yaralandı. “Yaşam hakkı ihlali”nin en fazla yaşandığı yer ise bölge kentleri oldu. Sınır bölgelerinde 76 kişi yaşamını yitirdi, 160 kişi de yaralandı.
Türkiye içerisinde patlatılan bombalar ve canlı bomlalar nedeniyle yaklaşık 200 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğunu ise askerler olması dikkat çekti.
90’lardan sonra yeniden hortlanan gözaltında ölümlere 5 kişi eklendi. Yıl içinde, 25 kişi “faili meçhul” cinayetler sonucu yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde 20 kişi farklı nedenlerle yaşamını yitirdi. Gözaltında kayıp veya kaybettirilmek istenen 3 vaka yaşandı.
Mayın ve patlayan bomalar sonucu 13’ü çocuk 17 kişi yaşamını yitirdi, 41’i çocuk 51 kişi ise ağır yaralandı.
Yıl boyunca yaşanan silahlı çatışmalar sonucunda 406 kolluk, 605’i PKK’li, 29’u sivil olmak üzere toplamda en az bin 40 kişi yaşamını yitirdi. Bu dönemde toplamda bin 157 kişi de yaralandı.
OHAL’DE İHLALLER
15 Temmuz darbe girişimi sırasında 246 kişinin öldürüldüğü, 2 binden fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Ardından çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) 100 binden fazla kamu görevlisi açığa alındı, 80 bine yakın kamu görevlisi ihraç edildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararı ile 3 bin 698 hakim ve savcı meslekten ihraç edildi.
15 Temmuz -10 Kasım tarihleri arasında 90 binden fazla insan gözaltına alındı, 36 binden fazla kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında 2 bin 500’den fazla hakim ve savcı, 6 bin 500’den fazla askeri şahıs ve 7 binden fazla polis yer aldı. OHAL döneminde 100’den fazla gazeteci ve yazar tutuklandı. Şu anda en az 146 gazeteci ve yazar Türkiye cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Bin 61 anaokulu, orta öğrenim kurumu ve lise, 15 özel üniversite,113 öğrenci yurdu ve pansiyon kapatıldı.
35 sağlık merkezi, yaklaşık bin 600’den fazla dernek ve vakıf, 19 sendika KHK’lerle kapatıldı. Gözaltı süresi 30 güne çıkartıldı. En az 80 bin kişinin pasaportu iptal edildi.
DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDAKİ İHLALLER
Basın ve ifade özgürlüğü açısında da kara bir yıl olarak tarihe geçen 2016, haberciler için açık cezaevi oldu. Dünya genelinde basın özgürlüğünde 151’inci sırada bulunan Türkiye’de, en az 172 gazeteci çeşitli gerekçelerle tutuklu.
OHAL ile çıkarılan KHK’lerle 5 haber ajansı, 16 televizyon, 24 radyo, 62 gazete, 19 dergi, 29 yayınevi olmak üzere 155 medya kuruluşu kapatıldı. 12 televizyon ve 10 radyo da 668 sayılı KHK’nin ikinci maddesi dördüncü bendi kapsamında kullanılan yetki ile kapatıldı. Toplamda 177 basın yayın ve medya kuruluşu bu süreçte kapatıldı.
İnternet başta olmak üzere kitle iletişim araçlarına kısıtlama getirildi. Erişime engellenen site sayısı 2016 yılında 116 bin 126 olarak kayıtlara geçti. 2015 yılında ise bu sayı 105 bin 958, 2014 yılında ise 40 bin 773, 2013 yılında ise 35 bin 001 olarak kayıtlara geçmişti.
CEZAEVLERİ HAK İHLALLERİNİN MERKEZİ OLDU
Hak ihlallerin yaşandığı yerlerin başında cezaevleri geldi. Bu yılın ilk 11 ayında cezaevlerinde intihar, işkence ve kötü muamele, kaza, ihmal, hastalık, mahkûmlar arası kavga gibi nedenlerle en az 32 kişi yaşamını yitirdi. 2016 yılında cezaevlerinde 200 bin kişi olduğu tespit edildi. Bunların içerisinde bin 664 tutuklu ve 790 hükümlü çocuk bulunuyor.
Bu sayı 2015 yılında 178 bin 089, 2014 yılında 154 bin 179 iken, AK Parti iktidara geldiği 2012 yılında ise bu sayı 59 bin 429 olarak biliniyordu.
671 Sayılı KHK ile "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"a eklenen geçici maddeyle iki yeni düzenleme ile 1 Temmuz 2016 tarihine kadar işlenen suçları kapsayan düzenleme kapsamında, denetimli serbestliğin kapsamı bir yıldan iki yıla çıkarıldı. Bu kapsamda 40 bin kişi cezaevlerinden tahliye edildi. 2015 ve 2016 genel tutuklu sayısı ve tahliyeler hesaplandığında son bir yılda en az 60 kişinin tutuklandığı gözler önüne seriliyor.
331'İ AĞIR 926 HASTA TUTUKLU BULUNUYOR
Türkiye’nin kanayan bir yarası olarak cezaevlerinde 331’i ağır olmak üzere 926 hasta tutuklu bulunuyor.
15 Temmuz darbe girişimi ardından binlerce adli tutuklu tahliye edilirken, yeni tutuklamalara yer açılması için hasta tutuklular, başka cezaevlerine sevk edildi.
BİR REKOR DA ÇALIŞMA YAŞAMINDA YAŞANDI
2016 yılında kayıtlara geçen işçi ölümleri sayısı bin 929 olarak kayıtlara geçti. Yaşamını yitirenlerden bin 651’i işçi ve memur, 278’i çiftçi ve esnaftan oluştu. 56 çocuk, 96 kadın ve 96 göçmen işçinin yaşamını yitirdiği ölümler en fazla inşaat iş kolunda yaşandı. İnşaat iş kolunu tarım, taşımacılık, ticaret/büro, belediye, metal ve maden iş kolları takip etti. En fazla iş cinayetlerinin yaşandığı iller ise sırasıyla İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Ankara, Antalya ve Konya oldu.
AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002 yılının son iki ayında 146 işçi, 2003 yılında 811 işçi, 2004 yılında 843 işçi, 2005 yılında bin 96 işçi, 2006 yılında bin 601 işçi, 2007 yılında bin 44 işçi, 2008 yılında 866 işçi, 2009 yılında bin 171 işçi, 2010 yılında bin 454 işçi, 2011 yılında bin 710 işçi, 2012 yılında 878 işçi, 2013 yılında bin 235 işçi, 2014 yılında bin 886, 2015 yılında bin 730, 2016 yılında ise bin 929 işçi yaşamını yitirdi. Böylece AK Parti döneminde hayatını kaybeden işçi sayısı 18 bin 400 olarak kayıtlara geçti.
OHAL ilanına kadar ayda ortalama 154 işçi ölümü yaşanırken, OHAL sonrası bu rakamın 177’ye çıktığı belirtilmişti. Raporda, Zaten kötü olan İSİG koşulları daha da kötüleşti. OHAL ilanı ile beraber iş cinayetleri yüzde 15 artış gösterdi.
TOPLANTI VE GÖSTERİ HAKKI YASAKLANDI
Türkiye’de çözüm süreci döneminde biraz daha rahatlayan açık alan gösterileri 2016 yılında devletin katı politik uygulamalarıyla rafa kaldırıldı. Kolluk güçleri, toplantı ve gösterilere yönelik müdahaleleri sonucu yaklaşık bin 500 kişi yaralandı, 352 miting, toplantı ve gösteriye polisler ve askerler tarafından müdahale edildi.
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ YOK
Yine 2016 yılı Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü önünde de büyük bir engel oldu. OHAL ilanı ve çıkarılan KHK’lar ile 19 sendika, bin 600 civarında dernek ve vakıf kapatıldı.
OHAL kararnameleri ile insan hakları örgütlerinden bazıları hedef alınmış ve temelli olarak kapatıldı. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD), Gündem Çocuk, İHAD, Sarmaşık Derneği, Vakad, Kürdi-Der, Rojava Derneği gibi dernekler kapatılan başlıca dernekler oldu. Bunu yanında İHD ya da TİHV gibi insan hakları örgütlerinin yönetici ya da üyelerinden bazıları da zaman zaman gözaltına alınarak tutuklandı.
BÖLGEDE 90'LARI ARATMAYAN İHLALLER
2013’yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile başlayan çözüm sürecinde kısmen de olsa bölgede hak ihlallerinde yaşanan azalma, 2015’in ortalarından sonra 90’ları aratır noktaya geldi adeta. 2016 yılı ise bu hak ihlalleri tavan yaptı. Sokağa çıkma yasaklarının başladığı 16 Ağustos 2015’ten Aralık 2016 tarihine kadar geçen süre içerisinde Diyarbakır 71, Mardin 18, Şırnak 13, Hakkari 11 Muş 2, Batman 2, Bingöl 2, Elazığ 1 ve Dersim’de 1 defa olmak üzere toplam 9 il ve en az 35 ilçede, resmi olarak tespit edilebilen en az 121 süresiz sokağa çıkma yasağı ilanı edildi.
Bu yasaklar nedeniyle 2014 nüfus sayımına göre sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği kentlerde yaşadığı bilinen en az 1 milyon 671 bin kişinin en temel yaşam ve sağlık hakları ihlal edildi.
Bu süre zarfı içerisinde en az 321 sivil yurttaşın sadece resmi sokağa çıkma yasağı ilan edildiği süreler içerisinde yaşamını yitirdiği raporlarda yer aldı. Bu kişilerden, 79’u çocuk, 71’i kadın ve 30’u 60 yaşın üzerinde olduğu ortaya çıktı.
Sokağa çıkma yasakları uygulanan il ve ilçelerde uygulanan abluka sonucu gerçekleştirilen yıkımların da etkisi ile en az 500 bin insan zorla yerinden edilerek göçertildi. 2016 yılında korucu sayısı artmaya devam ederken, son olarak hükümet tarafından 20 bin yeni korucunun alınacağı “müjdesi” verildi.
Devletin adına “çöktürme planı” dediği plan kapsamında gözaltı ve tutuklamalar, parti eşbaşkanları, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanlarına uzadı. Son bir yıl içerisinde 15 bin kişi gözaltına alınırken, en az 6 bin kişi ise tutuklandı.
HDP Eş Genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 12 milletvekili ve 50’yi aşkın DBP'li belediye eşbaşkanı tutuklandı. Tutuklanan belediye başkanlarının yerine ise kayyum atandı.