2016 bölgede yıkımın ve ölümün yılı oldu

DİYARBAKIR - Cizre’den Silopi’ye, Şırnak’tan Nusaybin’e, Gever’den Sur’a bölgenin birçok kentinde 2016 yılına tank ve top sesleri altında girildi. Bu merkezlerde toplam 982 gün yasaklı geçerken, kentler yerle bir edildi, yüzlerce insan öldürüldü.

Bölgede 24 Temmuz 2015’te başlayan çatışmalı süreciyle aynı yılın Ağustos ayında başlayan sokağa çıkma yasakları ölümlerin eksilmediği bir yıl olarak kayda geçti. Ağustos’ta başlayan ve yılın son gecesine kadar süren, 7 kent ve 19 ilçede en az 260 gün yasaklı geçti. 2015’te bölgede yasaklar ve yaşanan çatışmalarda 184 asker, polis, korucu, 48’i çocuk ve 172’si sivil olmak üzere en az 612 kişi yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) verilerine göre, 2016 yılı içerisinde bölgenin kent ve ilçelerinde 54 kez ilan edilen sokağa çıkma yasakları nedeniyle meydana gelen çatışmalarda, 406 polis ve asker yaşamını yitirdi, bin 65 asker ve polis yaralandı.

YENİ YILIN İLK DAKİKALARINDA TOP SESLERİ YANKILANIYORDU

Yılın bitmesiyle savaş ve çatışma ortamı son bulmadığı gibi, bölge yeni yıla Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ve Şırnak’ın Cizre ile Silopi ilçelerinde devam eden sokağa çıkma yasağı ve top sesleri altında girdi. Sur dışında, resmi olarak süren sokağa çıkma yasağı olmasa da Nusaybin, Şırnak, Silvan, Yüksekova gibi birçok yerde halen fiili yasak durumu söz konusu. 2016 yılının ilk dakikalarında bölge kentlerinde yükselen kurşun sesleri, yılın son günlerinde açığa çıkacak olan ağır bilançonun da habercisiydi. Yıl içerisinde Sur, Yüksekova, Cizre, Silopi, İdil, Şırnak ve Nusaybin’de toplam 982 gün yasaklı geçti. Bu yasaklar sırasında bölge kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları ve yaşanan çatışmalarda, 436 YPS’li ve 292 sivil yaşamını yitirdi.

SİLOPİ’DE 36 GÜN: 31 SİVİL YAŞAMINI YİTİRDİ

Şırnak'ın Silopi ilçesinde 2015 yılı içerisinde 3 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Aynı yıl içerisinde 14 Aralık’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı 18 Ocak’a kadar 36 gün boyunca şiddetli çatışmaların ve ölümlerin yaşandığı yer oldu. Son olarak ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan çatışmalar sonucunda 5’i çocuk ve 6’sı kadın 26 sivil yaşamını yitirirken, çatışmalar sırasında yaralanan 5 sivil de farklı tarihlerde tedavi gördükleri hastanelerde yaşamını yitirdi. Şiddetli çatışmaların altında yıla başlayan Cudi, Nuh, Başak, Şehit Harun ve Barbaros mahallerinde yüzlerce ev yıkıldı, binlerce insan zorunlu göçe tabi tutuldu.

3 KADIN SİYASETÇİ ÖLDÜRÜLDÜ, CENAZELER SOKAKTA BEKLETİLDİ

36 gün süren sokağa çıkma yasağı sadece ölümler ile son bulmadı. Öldürülenlerin cenazeleri tahrip edildi. Yaşamını yitiren 36 kişiden birçoğu ambulansın gelmemesi nedeniyle hayatını kaybederken, birçok cenaze ise günlerce sokak ortasında kaldı. Cenazeler saldırı nedeniyle morglara götürülemedi, evlerde ya da camilerde bekletildi. Yasak sırasında ilçede bulunan üç Kürt siyasetçi Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi üyesi Seve Demir, Özgür Kadın Kongresi (KJA) üyesi Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır güvenlik güçleri tarafından öldürüldü.

‘EN UZUN 7 GÜN: TAYBET İNAN’IN ÖLDÜLMESİ’

Bu yasaklar süresince dünyada eşine az rastlanır bir durum daha yaşandı ki bu bütün dünyanın gözü önünde gerçekkeşen ve belki de Kürtlerin en uzun 7 gününü oluşturdu. Silopi’de öldürülen 57 yaşındaki Taybet İnan'ın cenazesi tam 7 gün boyunca sokak ortasında bekletildi. İnan’ın sokak ortasındaki cenazesinin fotoğrafı dünya kamuoyuna damga vurdu. Çocukları, saldırı nedeniyle alamadıkları 150 metre ötelerindeki cenazeyi bir hafta boyunca izledi. Taybet İnan’ın oğlu Mehmet İnan, 7 gün boyunca süren dramı şu sözlerle kaleme almıştı: “Annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı… Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orada yattı biz 150 metre ilerisinde öldük… Bir insan bir insana ne kadar acı çektirebilirse devlet de bize 7 günde bunu yaptı. 7 gün, tam 7 gün annenizin cenazesi sokak ortasında kalsın… İnsan çok iyi olamıyor, insan kalamıyor…”

Silopi’de yıl içerisinde 2 kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 32 sivil ve 14 YPS’li yaşamını yitirdi.

İDİL’DE EVLERİN YERİNİ MERMİ KOVANLARI DOLDURDU

Yine Şırnak’ın İdil ilçesinde 16 Şubat’ta ilan edilen “sokağa çıkma yasağı” 30 Mart’ta son buldu. 44 gün süren şiddetli çatışmalardan sonra ilçeye girenler, yerle bir edilmiş evleri ile karşılaştı. Yoğun çatışmaların yaşandığı Turgut Özal ve Yenimahalle mahallelerinde zarar görmeyen ev kalmazken, birçok ev güvenlik güçlerince ateşe verilmişti. Evler yok edilmiş, ancak vahşetin izleri, çatışmaların sona erdiği sokaklarda boş mermi kovanları, top mermileri ve roket atar parçaları ile dolmuştu.

İdil’de 44 gün süren yasak sırasında yaşanan çatışmalar sonucunda 4’ü çocuk 26 sivil ve 27 YPS’li yaşamını yitirdi.

CİZRE: İNSANLIK YAKILDI

Cizre’de, belki de hiçbir zaman unutulmayacak, ölümler yaşandı. 14 Aralık 2015’te ilan edilen “sokağa çıkma yasağı” ile birlikte daha önce sevkiyatı yapılan tanklar, sokaklara inerek bombardıman yaptı. Bu bombardıman 79 gün boyunca, 1 Mart’a kadar sürdü. Cizre’de 79 gün boyunca yaşananlar hafızalara “vahşet bodrumları” olarak kazındı.

CENAZELERİN KÜLLERİ AİLELERİNE VERİLDİ

İlçe, bir evin bodrumunda diri diri yakılan insanlarla hafızalara kazındı. 2015’te 21 kişinin yaşamına mal olan “sokağa çıkma yasağı”, 2016 yılında 279 oldu. Sayı katlandı ve insanlar sığındıkları bodrumlarda yakıldı. Yakılan cenazeler kül olmuş halde, yıkıma uğramış binaların bodrumlarında kaldı ve binaların tepesine bayraklar asıldı. Cenazelere ve ailelerine yönelik işkence de eksik kalmadı. Küle dönmüş cenazeleri alan kimi ailelere, poşet içerisinde kemik parçaları verildi. 40’ı aşkın aile henüz cenazesine ulaşmış değil.

GERİYE SÖZLERİ KALDI

Katledilenler arasında yer alan Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanları Asya Yüksel ve Mehmet Tunç, son konuşmaları ile hafızalara kazındı. Tunç, son konuşmasında “Teslim olmayacağız. Bundan herkesin haberi olsun. Cizre halkı 60 gündür soğuğa, açlığa ve susuzluğa rağmen diz çökmedi. Onun için kalan insanların bizimle gurur duyması lazım. Biz diz çökmeyeceğiz. Nasıl ki ilk günkü gibi Hayrilere, Kemallere ve Mazlumlara söz vermişsek, onlar nasıl ki Esat Oktay gibi kişiliklere diz çökmemişse biz de AKP faşizmine Cizre halkı olarak diz çökmeyeceğiz."

‘BİR BİRİNDEN AYRI 3-4 PARÇA KEMİKTİ’

Bodrumlarda babasını kaybeden genç gazeteci Fırat Duymak’ın sözleri, diri diri yakılanların duygularını özetliyordu. Aylar sonra babasının teşhis edilen cenazesini almaya giden Fırat, gittiği morgda hayvanlara ait soğuk hava deposunda üst üste yığılmış cenazeleri görmesiyle bir kez daha yıkılmıştı. Fırat, o günü şöyle anlatıyor: “Bize bir torba verdiler. Ben önce şaşırdım. Babam iri, 80 kilo bir adamdı. 5 kilo kemik verdiler elimize. Ben oradaki memura itiraz ettim. ‘Siz bizimle alay mı ediyorsunuz?’ dedim. Baktım tersleştiler. Bir insan tek taşıyabiliyordu. Torbayı açtık. Ne olduğunu biz de çözemedik. Birbirinden ayrılmış 3-4 parça kemikti. Simsiyah. Hiçbir şeye benzemiyor.”

YIKIM BOMBARDIMAN İLE SON BULMADI…

Cizre’de sokaklara inen tankların bombardımanı sonucu yüzlerce ev tahrip edildi ve yüzlercesi kısmi olarak yıkıma uğradı. Yasağın kalkması ile gün yüzüne çıkan yıkım ve talanın yanı sıra, evlere konuşlanan güvenlik güçlerinin odalarda bulunan kalıntıları ve yazılamaları halka yönelik saldırıların boyutunu da gözler önüne seriyordu. Yasak bitti ancak bu kadarıyla kalınmadı; ‘kamulaştırma’ adı şiddetli çatışmaların yaşandığı Cudi ve Nur mahallelerinde neredeyse yıkımdan nasibini almayan ev kalmadı.

CİZRE’DE 213 SİVİL YAŞAMINI YİTİRDİ

Cizre’de yaşananlar gibi bilanço da ağır oldu. 79 süren şiddetli çatışmalar ve vahşetle sonuçlanan sokağa çıkma yasağı sırasında, aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu, 213 sivil yaşamını yitirdi. Çatışmalarda 66 YPS’li de yaşamını yitirdi.

NUSAYBİN SENDROMU

Bölgede başlayan süreç ile birlikte şiddetli çatışmaların yoğun olarak yaşandığı kentlerden bir diğeri Mardin’in Nusaybin ilçesi oldu. Nusaybin’de daha önce 5 defa, günler süren sokağa çıkma yasakları ilan edildi. Son olarak 2016’nın 14 Mart’ında sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve aylar boyunca sürdü. Yaşananların yabancısı olmayan Nusaybin, 134 gün boyunca tank ve toplarla yıkıldı. Nusaybin’in büyük bir bölümü yıkıma uğradı ama Orgeneralinden binbaşına kadar üst düzey askeri yetkili komutasında yığılan 10 bini aşkın güvenlik gücünün psikolojik çöküntüye uğraması sonucu, tarihe “Nusaybin sendromu” olarak geçti. 134 gün boyunca yaşanan çatışmalar ve bombardıman sonucunda 48 YPS’li yaşamını yitirdi.

YIKIM VE TALANIN FOTOĞRAFI: NUSAYBİN!

Nusaybin’e yönelik 134 gün süren amansız saldırılar ile son bulmadı yasak. Şiddetli çatışmaların yaşandığı ve tel örgüler ile kuşatılan Fırat, Dicle, Zeynel Abidin, Abdülkadirpaşa, Yenişehir ve Kışla mahallelerindeki durum, diğer kentlerde kepçeler ile meydana gelen bir yıkım değildi, tankların top atışları sonucu yerle bir edilen manzara vardı. Sokaklarda, yıkım ve talanın ardında kalan molozların arasında ayakta durabilen binaların çatılarına dikilen Türk bayrakları ve bunun fotoğraflara yansımaları vahşeti özetliyordu. 134 gün boyunca zorunlu göçe karşı mücadele ettiler. Yasağın sona ermesiyle göçe zorlanan binlerce kişi, yıkılan evlerine geri döndü. Ancak birçok kişi evlerini bulamadı bile.

‘BİR KAHRAMANLIK DESTANIDIR NUSAYBİN’

134 boyunca sürdü saldırılar ve yasak kısmi olarak kaldırıldı, ancak Nusaybin’in yerle bir edilen sokaklarında yankılanan sözler var. Tank ve top atışlarına karşı duranların, “Bir kahramanlık destanıdır Nusaybin” ve “Bu günleri asla mağdur edebiyatıyla anlatmayın, mağdur tarih yazmaz, oysa biz tarih yazıyoruz” sözleri ile ölümsüzleşenler vardı. Nusaybin’de yasağın ağır bilanço ile sonuçlandığı yer oldu. Burada YPS’lilere ait olduğu belirtilen 80’i aşkın cenaze çıkarıldı.

YÜKSEKOVA’DA 78 GÜNDE 90 ÖLÜM

Ağır saldırılar altında kalan bir diğer kent ise Hakkari’nin Yüksekova ilçesiydi ve burada 13 Mart’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı 78 gün boyunca ağır bombardıman ile sürdü. Yüksekova daha önce defalarca yasak ilan edilmiş ve şiddetli çatışmaların en yoğun olarak yaşandığı noktaydı. Ancak burada ilan edilen sokağa çıkma yasağı, ölüm kusan zırhlı araçlardan yapılan “Yüksekova’yı terk edin” anonsları ile başladı. Yapılan anonslara top atışları eşlik ederek, halk korku altında 120 bin insanın göçe zorlanması hedefleniyordu. Yüksekova’da 78 gün sürdü yasak ancak çatışmalar 14’ü sivil ve 86’sı YPS’linin yaşamına mal oldu.

3 BİNDEN FAZLA EV HASAR GÖRDÜ

Burada da cenazeler güvenlik güçlerinin işkencesine uğradı ve birçok cenaze tanınmaz halde morglara kaldırıldı. Teşhis için başvuruda bulunan birçok aile, cenazelerde vücut bütünlüğü olmadığından dolayı teşhis edemedi. Yanı sıra ilçede yaşanan saldırılar sırasında, Cumhuriyet ve Güngör mahalleleri başta olmak üzere 3 binden fazla ev hasar gördü.

365 GÜN ‘YASAKLI’ GEÇTİ

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015’in Kasım ayının son günlerinde başlayan sokağa çıkma yasağı, 2016 yılının 365 günü sürdü ve halen devam ediyor. Çok sayıda insan yaşamını yitirdi, tarihi miras niteliğindeki bin 312 yapı yok edildi. İlçede devam eden yasak ile birlikte yıkımda durmadı. Tarih boyunca 33 medeniyete ev sahipliği yapan Sur, farklı inanç, kültür ve kimliğin ortak noktası olma özelliğini bugüne dek taşıdı. 7 bin yıllık tarihe sahip olan ilçe, birçok savaşa tanıklık etti ve tarihte sürekli ‘direnişin’ şehri olarak anıldı.

OPERASYONLARI YÖNETEN İSİMLER YABANCI DEĞİLDİ

Daha önce 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur, şiddetli çatışmalara sahne oldu. Sur ilçesine yönelik ‘Bayrak-12’ adı altında operasyonları yürüten isim tıpkı yaşatılanlar gibi yabancı değildi. Mardin’de 1993-94 yılları arasında 13 köylünün öldürülmesi olayının faili olarak yargılanan Musa Çitil idi. Sur’a yönelik operasyonlarda yer alan komuta kademesinden Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz da vardı. Yılmaz daha sonra darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklandı.

500 YILLIK TARİHİ YAPILAR DA NASİBİNİ ALDI

Hükümet yetkilileri tarafından 9 Mart’ta yasağın 98’inci gününde yapılan ‘Operasyon bitti’ açıklamasına rağmen, yasak kalmadığı gibi tank ve toplarla yerle bir edilen tarihi ilçede iş makineleri ile ‘Yıkım operasyonu’ başladı. Binlerce yıllık tarih yerle bir edildi, ticaret ve yaşam merkezi olan ilçede farklı inançlara ait kiliseler, camiler, konaklar, hamamlar gibi binlerce tarihi yapı yok edildi. Bunlardan biri olan ve 500 yıllık tarihi olan Kurşunlu Camii de yakılarak nasibini aldı.

‘BİR’ YIL GEÇTİ HALEN ‘BİR’ CENAZE TESLİM EDİLMEDİ

Sur'da günden güne şiddetlenen çatışmalarda, 73 cenaze çıkarıldı. Sur’da devam eden çatışmaların son bulması için yapılan protesto eylemlerinde ise 11 kişi öldürüldü. Cizre’de ve Silopi’de cenazelere yönelik işkenceler, Sur’da da devreye konuldu. YPS’lilere ait cenazeler, asker ve polis engellemelerinden dolayı 27 gün boyunca sokak ortasında bekletildi. Yasak sürüyor olsa bile, ilçeden çıkarılan cenazeler aileleri tarafından teşhis edilmesine rağmen, farklı morglarda bekletilerek ailelerine verilmedi. Aylar sonra cenazeler ailelerine teslim edildi, ancak yasağın üzerinden bir yılı aşkın zaman geçmesine rağmen, çatışmalar sırasında yaşamını yitiren Hakan Aslan’ın cenazesi hala ailesine teslim edilmedi.

Sur ilçesinde çatışmaların şiddetli olduğu ilk 100 gün içerisinde 64 YPS’li ve 7 sivil yaşamını yitirdi.

VE 246 GÜN BOYUNCA ŞIRNAK

Şırnak’ta, Nusaybin ve Yüksekova’da olduğu gibi 14 Mart’ta başladı sokağa çıkma yasağı. Kentte daha önce yasak uygulanmadı ama bölgenin tamamında olduğu gibi burada da ‘Sıkıyönetim’ uygulamaları çok öncesinde devreye konuldu. Yasak ilan edilmeden başlamıştı çatışmalar, Şırnak Valiliği tarafından ilan edilmesiyle resmileşti ve gün geçtikçe şiddetlendi. Şırnak’ta, Cizre, Silopi ve İdil ilçeleri gibi ölümlere, yıkıma ve talana tanıklık edecekti. Yıllar öncesinde daha ağır şekilde yaşananlardı ve bugün Şırnak’ta yaşananlar o dönemlerde askerinden polisine “Burası herhangi bir yer değil, burası Şırnak Cumhuriyeti” diye anılıyordu.

ARDA KALAN MANZARA: NUH’UN TUFANI

Operasyonlar yasağın 83’üncü gününde sona erdi ancak kente yönelik yıkım ve talan 246 gün sonra sona erdi. Kentin 7 mahallesinde 83 gün boyunca süren tank ve top atışlarından nasibini almayan ev kalmadı. 14 binden fazla evin hasar gördüğü ve 2 binden fazla evin yıkıldığı evin hasar gördüğü kentte, camilerin bombalanması bile kameralara yansımıştı. Ancak 246 gün sonra yasağın sona ermesiyle evler değil, molozlar arasında anılar aranıyordu. Ağaçların bile söküldüğü mahallelerde, arda yok edilen bir kent bırakmıştı. Ve 246 günden arda kalan manzara, Nuh Tufanı’nı andırıyordu. Kentte yaşanan çatışmalar sonucunda 51 YPS’li yaşamını yitirdi.