‘Madenciliğin fıtratında ölüm sadece Türkiye’de mi var?’

SİİRT - Şirvan’daki maden ocağında yaşamını yitiren İsmail Tekin’in babası Şemsettin Tekin, sorumluların cezalandırılması için hukuksal mücadele vereceğini söyleyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Soma’daki "fıtrat" sözüne göndermede bulunarak, “Madenciliğin fıtratında ölüm sadece Türkiye’de mi var" diye sordu.

Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Maden köyündeki Ciner Grubu’na ait bakır madeninde 17 Kasım'da meydana gelen toprak kaymasında, 16 işçi göçük altında kalarak yaşamını yitirdi. Maden işçilerinin ölümüne neden olan göçükle ilgili kamu davasının açılabilmesi için, hem bilirkişi raporunun hazırlanması, hem de yaşamını yitirenlerin DNA ve otopsi sonuçlarının tamamlanması gerekiyor. Aralık ayının ilk günlerinde, Siirt Cumhuriyet Savcılığı tarafından belirlenen bilirkişilerce hazırlanan raporda; hem aracı taşeron şirket, hem de Ciner Grubuna bağlı asıl şirketin kusurlu bulunduğu belirtildi. Gelinen aşamada ise avukatlar, davanın açılabilmesi için DNA ve otopsi sonuçlarını bekliyor.

AİLELER HUKUKİ SÜRECE DÂHİL OLDU

Yaşamını yitiren maden işçilerinin aileleri, avukatlara verdikleri vekâletle hukuki sürece dâhil oldular. Şirvan’da meydana gelen göçükte yaşamını yitiren İsmail Tekin’in babası Şemsettin Tekin sorumluların cezalandırılmasını bunun için ise her türlü hukuksal mücadeleyi vereceğini belirtti. İşçi emeklisi olan baba Tekin (56), dokuzuncu gününde oğlu İsmail’e ulaştıklarını belirtirken her sabah eşi Fatma’nın ağlama sesleriyle uyandığını ve acılarının hiç dinmediğini söylüyor. Acılarının hiç dinmeyeceğini aktarsa da sorumluların cezalandırılarak vicdanlarının bir nebze olsun rahatlayacağını belirten Tekin, oğlu İsmail’in madendeki çalışma koşullarını anlattı.

‘DENETİM YAPILMADI’

Oğlu İsmail Tekin’in bir buçuk yıl önce madende çalışmaya başladığını aktararak, “İsmail, koşulların zor olduğunu ve iş bulursa artık madende çalışmak istemediğini söylüyordu. Madende sık sık kazaların yaşandığını ve tehlikeli olduğunu anlatıyordu sürekli. 12 saat çalışıyorlardı ve ayda sadece 3 gün izin kullanıyorlardı. Madende, üç vardiya olması gerekirken iki vardiya yapılıyordu. Hatta bir gün oğlum bana taş yüklü kamyonların hiçbir önlem alınmadan boşaltıldığını ve bundan dolayı bir işçinin kamyonun ön tarafının yukarıya kalkması sonucu camdan atlayarak kendini kurtardığını anlattı. 4 yıl önce o madene 14 yaşında bir çocuk işçi olarak alındı ve oğlumla birlikte 18 yaşında göçük altında kaldı. Buda gösteriyor ki ya hiç denetim yapılmadı ya da yeteri kadar değil” diyerek göçük bölgesinde hiçbir zaman denetim yapılmadığını söyledi.

‘MADENCİLİĞİN FITRATINDA ÖLÜM SADECE TÜRKİYE’ DE Mİ VAR?’

Dört yıllık evli ve bir çocuğu olan oğlu İsmail’i toprak altında bırakmanın en acı olduğunu aktaran baba Tekin, duyduğu acıyı ‘insan çocuğunun ciğerini dışarıda gördüğü zaman artık ne düşünebilir ki’ sözleriyle anlattı. Tekin, “Aklımızda onu en son hali kaldı. Bir evden çıktığı hali birde göçükten çıkarıldığı hali. Unutmamız mümkün değil. En büyük acı oğlumuzu toprak altında bırakıp eve gelmek. Olay günü madene gittim, o manzarayı gördükten sonra keşke oğlum aç kalsaydı da ama orda çalışmasaydı. Birkaç yıldır ciddi sağlık sorunları yaşadım, çok zorlandım fakat kendim için bir damla gözyaşı dökmedim ama oğlum aklıma geldikçe yediremiyorum kendime. Fotoğrafını gördükçe ciğerim parçalanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Soma’da bu işin fıtratında var’ diyerek normalleştirmeye çalışıyor. Hâlbuki yurt dışında maden çıkarılıyor ama Türkiye’deki gibi sık sık göçükler meydana gelmiyor. Sadece Türkiye’de mi bu işin fıtratında var?” diyerek sitemini dile getirdi.