Mardin'in tarihi taş evlerinin sırrı!

MARDİN - Tarihi taş evlerin daha uzun ömürlü olabilmesi için taraklama işlemi yapan taş ustası Mehmet Nafi Ersan, bu işlemin yapılmaması durumunda tarihi evlerin kullanılamaz hale geleceğini söyledi.

Mardin’de mağara ve kayalardan çıkarılarak evlerin yapımında kullanılan taşların ömrü 2 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Uzun ömürlü olan bu taşlardan yapılan evlerin duvarları bir buçuk metreyi bulmakta. Mardin taşı, özel ebatlarda kesilerek yapılarda, sanat eserlerinde ve süs işlemeciliğinde kullanılıyor. Ocaklarda taş kesme makineleri ile düz bir hat boyunca dikey yönde kesilen taşlar, aynı makine ile yatay yöndeki bıçağı ile kesilerek elde edilmektedir.

Taşın bol gözenekli olanları genellikle kaba işçilik isteyen sanat eserlerinde de kullanılır. Bu tür kireçtaşları tebeşirimsi özellik sunmaları, ince tane yapılı olmaları, çıkartıldıklarında rahatlıkla çizilebilecek özelliklere sahip olmaları ince işçilik için avantaj sağlarken, ince işçiliğin yapıldığı alanlar günümüzde az da olsa işletilmektedir. Bu alanlar mağaraları oluşturmaktadır. Mardin’de terk edilmiş taş işletme mağaraları bulunmaktadır. Mezar, balkon korkulukları gibi sanat eserlerinde kaba işçilik yanında ince işçilikte yapılmaktadır. Kaba işçilik özellikle gözenekli, kirli beyaz renkli, tebeşirli kireçtaşına göre biraz daha sert yapılı kireçtaşlarında yapılmaktadır.

TARAKLAMA İŞLEMİ MARDİN EVLERİNİN ÖMRÜNÜ 100 YIL UZATIYOR

Günümüzde hâlâ kullanılmakta olan bu evlerin bakımsız bırakılmasından kaynaklı çürümeyle yüz yüze kaldıklarını söyleyen taş ustası Mehmet Nafi Ersan (64), yapılacak taraklama işlemiyle bu evlerin ömürlerinin 100 yıl daha uzayabileceğini söyledi.

Halk arasında “Kurmanci” olarak bilinen Nahit taşıyla yapılan evlerin yazın serin kışın ise sıcak olduğunu söyleyen Ersan, bu taşın milyonlarca sene geçse de dayanıklılığını sürdürdüğünü kaydetti. Kendi oturduğu evin taşlarının 2 bin yıl öncesine ait olduğunu söyleye Mehmet Naif Ersan “7 sene önce bu evin taşları görünmüyordu. Hepsi kara sıva yapmışlardı. Sıvayı kaldırınca taşlar nefes almaya başladı” dedi.

YENİŞEHİR PLANLAMASI TAŞLARIN DEĞERİNİ DÜŞÜRDÜ

Yenişehir planlamasıyla birlikte taşların da değerini kaybetmeye başladığını söyleyen Ersan, “Eski Mardin’de evin farklı bölmeleri olan mutfak, banyo,lavabo avluda kalırdı. Bir evde iki, üç kişi avluda taş ocak yapardı. Bu taş ocaklarda aynı zamanda yemek yapardı, su ısıtırdı, çamaşır yıkardı. Şimdi insanlar kolay yaşama geçiyor. İnsanlar eşine, dostuna kendi avlularında yer verip, ev yapmalarında sorun aramazlardı. Mardin bu şekilde iç içe geçmişti. Ama şimdi insanlar yaşadıkları apartmanlarda kendi komşularını tanımıyor” dedi.

KARA SIVA TAŞLARI NEFESSİZ BIRAKIYOR

Mardin’e kara sıvanın 1938’de geldiğini söyleyen Ersan, taşların üstüne örülen bu sıvanın taşları nefessiz bıraktığına değindi. Tarihi kentte 15 senedir evlerin restore edildiğini söyleyen Ersan, “Şimdiki İzela Otel 1938’de yapımına başlanmış ve 1941’de bitmiş. Bu otelde sıvalıydı. Bu sıva taşların ömrünü kısalttığı için biz bu sıvayı kaldırarak taşlarda taraklama işlemi gerçekleştirdik. Taraklama işlemi aşınmayı engelliyor. Eskiden karıncaların yuvalandığı taşlarda aşınma olmadığı için taşı ellediğinde de dökülmüyor” dedi.

BU İŞİ AŞKLA YAPIYORUZ

İşini aşkla yaptığını söyleyen Ersan, taraklama işlemini şöyle anlattı: “Sıvalı taşı taraklıyorum. Bazıları bilmeden aspiral yapıyor, makinede siliyor ama o silme biçimi taşın yanmasına neden oluyor, taşı öldürüyor. Bu yüzden taraklama daha sağlıklı oluyor. Sıva kaldırılıp, taraklama işi yapıldığında taş hava alıyor ve ömrü yüzyıl daha uzuyor. Üstelik bu işlemin yalnızca bir defa yapılması yeterli.”

DEVLET EVLERİN ONARIMINDA YETERLİ DESTEĞİ VERMİYOR

Mardin’de restore edilmesi gereken birçok evin olduğunu hatırlatan Ersan, evlerin uzun ömürlü olabilmesi için kendilerine destek çağrısında bulundu. Ersan, “Biz ne kadar yardımcı olmaya çalışsak ta bazı evlerde yaşayan ailelerin maddi durumları bu masrafı karşılayamıyor. Birçok ev bakımsızlıktan günden güne yıkılıyor. Vakıflar destek vermelidir. Biz varımızı yoğumuzu bu işe adadık. Para ikinci planda kalıyor, bizim için buranın tarihi değeri var. Biz bu tarihi evlerin, yapıların ömrünü daha çok uzatmak istiyoruz. Devlet nezdinde yeteri destek gelmiyor. Yoksa halk gücü yettikçe üzerine düşeni yapıyor zaten. Biz haftada 4 taş yeniliyorsak, destek geldiğinde daha fazlasını yapabiliriz. Böyle bir Mardin dünyada daha çok ses getirir. Mardin 3’üncü antik kentten 2’inciye yükselebilir” şeklinde konuştu.

Aynur İnedi - dihaber