İSTANBUL - Özgür Gündem Gazetesi'nin 9 çalışanı hakkında müebbet hapis cezası istenmesine tepki gösteren gazeteci ve yazarlar, kararın siyasi olduğunu söyledi.
İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “örgüt propagandası” iddiasıyla 16 Ağustos’ta kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin 9 yöneticisi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu Cumhuriyet Savcısı savcı Umut Tepe tarafından iddianame hazırlanmıştı.
İddianamede, aralarında soruşturma kapsamında tutuklu bulunan gazetenin Yayın Yönetmeni Bilir Kaya ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İnal Kızılkaya ile Yayın Danışma Kurulu üyeleri Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’ın da bulunduğu 9 gazeteci, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla suçlandı. Gazeteci ve yazarlar hakkında müebbet hapis cezası istenmesine ise tepkiler dinmiyor.
KARADEMİR: MÜEBBET HAPİS CEZASININ HUKUKLA BAĞLANTISI YOK
Gazeteci ve yazarların müebbet hapis cezasıyla yargılanmasının hukukla bağlantısının olmadığını ifade eden aktivist Zale Karademir, cinsel istismar olaylarında devletin gereken cezaları vermediğini, hatta ödüllendirdiğini dile getirdi. Karademir, “Cinsel istismar olaylarını gündeme getiren bu çirkinlikleri ortaya çıkaranlar cezalandırılıyor. Aslı ve Necmiye’ye verilen cezalar, bu olumsuzluklara karşı çıkan herkese verilmiş gibi algılıyoruz. Asla kabul etmiyoruz. Necmiye Alpay, Aslı Erdoğan, Özgür Gündem çalışanları, DİHA çalışanları, tutuklu ve gözaltında olan bütün basın çalışanlarının hukuksuz bir şekilde yargılanmasını onaylamıyorum. Hiçbir cezayı hak etmiyorlar. Yalnızca ve yalnızca haber yapma hakkını kullanıyorlar” diye konuştu.
TAHMAZ: ÖZGÜR YAYINCILIĞIN SONUNU GETİRME HAYALİ
Barış Vakfı Genel Sekreteri Hakan Tahmaz, gazetecilere ve yazarlara müebbet cezayla yargılanmalarının siyasi bir karar olduğunu belirtti. Tahmaz, “Mektepli değiliz ama hukuktan anlayan birisi olarak her sanığın tek tek hangi suçu hangi yasaya dayanarak tarif etmesini biliriz. Siyasi bir karar verilmiş, özcesi bu. Bunun belgesi hazırlanıyor. Biz özgür yayıncılığın bu ülkede sonunu getirme çabasının hayali olduğunu, bu iddianameler ile ortaya çıktığını düşünüyoruz” dedi.
KÖZ: KÜRTLERE DESTEK VERDİKLERİ İÇİN YARGILANIYORLAR
Türkiye’nin teokratik bir rejime doğru ilerlediğini ve iktidarın bütün muhalif sesleri susturmaya çalıştığını dile getiren şair Miraç Köz, “Aslı ve Necmiye başta olmak üzere demokratlar Kürt hareketine destek verdikleri için yargılanıyorlar. Başka hiçbir şey yok. İktidara göre yandaş olmayan terörist ve haindir bu ülkede. Bunu uyguluyorlar. Bunun şaşıracak bir tarafı yok. Ama şaşıracak başka bir taraf var ki biz cenazelerde, gazete kapatmalarında omuz omuza diyoruz ama lafta kalıyor. Ne yazık ki demokrasi güçlerinin mücadelesi yalnız devam ediyor, omuz omuza değil. Bütün arkadaşlarımızın dışarı çıkmasını sağlayacak şey tüm demokrat güçlerin ayrı ayrı değil, tek bir cephede birleşmeleridir. Bunu yapmıyorlarsa omuz omuza olmayı tercih etmiyorlarsa sızlanmaya da gerek yok” dedi.
TÖZEREN: PAÇAVRA GAZETELERDEN KADERİMİZİ OKUMAK İSTEMİYORUZ
Yazar Ayşegül Tözeren ise, gazeteci ve yazarların iddianamenin çıktığını ana akım medyanın internet sitesinden öğrendiklerini kaydetti. Tözeren, “Daha önce Balyoz, Ergenekon gibi davalar Zaman Gazetesi'nden öğrenilirdi. Şimdi Zaman Gazetesi değişti Sabah Gazetesi oldu. Biz paçavra gazetelerden hukuki süreci öğrenmek istemiyoruz. Avukatlarımızdan öğrenmek istiyoruz” dedi.
ERGÜN: BİR ŞEYLERİ ZORLA YOK EDEMEDİKLERİNİ HALA ANLAYAMADILAR
Özgürlükleri bastırmak ve göz korkutmak, insanları sindirmek amacıyla yazar ve gazetecilerin fikirlerinden, düşüncelerinden dolayı müebbet hapis istemiyle yargılandığını dile getiren yazar Sinem Ergün de, “Kurum ve kuruluşları kapatıp yazar ve gazetecileri tutukluyorlar. Bir şeyleri zorla, baskıyla yok edemediklerini maalesef hala anlayamadılar” diye konuştu.