İhraç edilen öğretmenler esnaf oldu

BİNGÖL - KHK ile ihraç edilen öğretmenlerden Nihat Aksoy ile Murat Kılıç kendi işyerlerini kurdu. Her iki öğretmen de kendilerini ihraç ederek ekmeğe muhtaç etmek isteyen zihniyete karşı yılmadıklarının mesajını verdi.

Bingöl’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 29 Ekim 2016’da ihraç edilen ve açığa alınan Eğitim Sen üyesi 29 öğretmenden birçoğu devlete muhtaç olmamak için kendi işlerini kurdu. İhraç edilen 21 yıllık Sosyal Bilgiler Öğretmeni Nihat Aksoy süt ürünlerinin satıldığı iş yeri açarken, 5 yıllık Sınıf Öğretmeni Murat Kılıç ise öğrencilerin rahat gelip ders çalışabileceği bir kafe açtı. İhraç edildikten sonra kendi işinin sahibi olan öğretmenler konuştu. Yaklaşık 5 yıl boyunca Bingöl’ün köylerinde öğretmenlik yapan Murat Kılıç (30), ihraç edilmesinin gerekçesini hala bilmediğini ve anlam da veremediğini söyledi. Kılıç, Türkiye’deki siyasi atmosferin Kürt ve muhalifleri hedef aldığını belirterek, Eğitim Sen ve İHD üyesi olduğunu, kurumların yürüttüğü bütün çalışmalarda elinden geleni yaptığını ve destek verdiğini anlattı.

Kılıç, “İhraç edilme nedenimi bu kurumların üyesi olmamdan ve yaptıkları çalışmalara katılmamdan kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü daha önce de kurumların yaptığı basın açıklamasına katılmamdan kaynaklı birçok soruşturma açılmıştı. İhraç edilmemiz başlı başına büyük bir hatadır. Adalet herkes için gereklidir” diye konuştu.

‘HAKLI OLDUĞUMUZ İÇİN KAZANACAĞIZ’

Haksız yere yapılan açığa alınmalar, ihraç edilmeler ile psikolojik ve sosyolojik olarak mağdur olduklarını söyleyen Kılıç, mesleklerine mutlaka döneceklerini bildiklerini ifade etti. Kılıç, “Şunu çok iyi biliyoruz, Türkiye’deki iç hukuk yolları tükendikten sonra AİHM’e başvuracağız ve oradan mutlaka kazanacağımızı düşünüyoruz. Çünkü Türkiye tarihi bu dönemlere yabancı değil, geçmişte bu vakalar çok yaşandı. Ama sonuç olarak tekrar hepsi geri alındı. Haklı olan kazandı. Biz de haklı olduğumuz için kazanacağız” ifadelerini kullandı.

‘BİZİ İHRAÇ İLE YILDIRAMAZLAR’

Kılıç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Öğretmenliğimiz sürecinde her zaman evrensel bir dil kullanmaya çalıştık. Çocuklarımızı çok iyi yetiştirmek istedik. Her zaman ülkeye dair umutlu olmaları için çabaladık. Böyle iddiası olan insanlar ihraç ve açığa alınmalar ile yılgınlığa düşmezler. Açıkçası ihraç edilmem beni umutsuzluğa, kararsızlığa sürüklemedi. Hiç kimse bizi bu şekilde yıldıramaz. Elbette ki bu dönemlerde bu tür şeyler yaşanabilir ama yılmak olmaz.”

‘ÖĞRENCİLERİMİ ÖZLÜYORUM’

İhraç edildikten sonra ne yapabilecekleri düşüncesi ile kafe açtığını söyleyen Kılıç, “Şimdilik bu işi yapıyorum. Ama mesleğimi de çok özlüyorum. Çünkü çocuklar ile uzun yıllar yaşadım. Çocuklara bir şeyler öğretmek gerçekten güzeldi. Öğrencilerimi ve işimi özlüyorum. Ama mevcut durumda da yapacak bir şey yok. Hayatımızı başka bir şekilde idame ettirmek zorundayız. Öğrencilerim ailelerine öğretmenimizi istiyoruz diye baskı yapıyor. Hatta bazen kafeye gelip benimle ders çalışmak istiyor” dedi.

Sosyal Bilgiler Öğretmeni Nihat Aksoy ise Zonguldak ve Bingöl’de öğretmenlik yaptığını söyledi. Aksoy, ihraç edilmelerini “Demokrasi, insan haklarına ve insan sevgisine olan bağlılığımızın bedelini ödüyoruz” şeklinde yorumlayarak, zor bir süreçten geçildiğine işaret etti.

‘BİZİ EKMEĞE MUHTAÇ EDEN ZİHNİYETE KARŞI İŞİMİZİ KURDUK’

Aksoy, insan yetiştirmenin ve topluma faydalı bireyler haline getirmenin güzel ve bir o kadar da zor olduğunu söyleyerek, öğretmenlik mesleğinin bu nedenle kutsal olduğunu ifade etti. Aksoy, “Bizi ihraç eden zihniyet bu kutsiyetten ayırmaya çalıştı. Ama bizi insanlığımızdan ayıramayacak. Amaçları bizi toplumdan ayrıştırmak ve soyutlamaktır. Bunu yapmaya çalışan iktidar, bizleri ekmeğimizle terbiye etmeye çalışacağını zannetti. Oysaki şunu bilmiyorlar. Demokrasi ve insan haklarına inananlar her şartta ve her halükarda ayakları üzerinde durabilir, ekmeğini taştan bile çıkarabilir. Biz de buradan hareketle kolları sıvadık. Bizi ihraç eden ve kendisine muhtaç etmek isteyen zihniyete inat kendi işimizi kurduk” dedi.

‘BU SÜREÇ BÖYLE SÜRMEZ, KAZANANI BİZ OLACAĞIZ’

“Esnaflık asli vazifemiz değil. Asıl vazifemiz öğretmenliktir” diyen Aksoy, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Asli mesleğimiz elimizden alınınca bunu yapmak zorunda kaldık. Yaklaşık bir aydır dükkanı açtım. Maddi olarak da bir sıkıntı çekmiyorum. Ama 21 yıllık emeği öyle bir kerede silip atmak kolay değil. Ben öğretmenlik mesleğine de hiçbir zaman maddi olarak bakmadım, her zaman manevi bir meslektir benim için. Çocuklardan ayrılmak zor oldu. Bu süreç böyle gitmeyecek elbette. Kendi iş yerimizin sahibi olarak şu mesajı vermek istedik. Siz bizi ekmeğe muhtaç edemezsiniz. Dize getiremezsiniz, dimdik ayaktayız. Her halükarda bu süreci atlatacağız ve kazananı biz olacağız.”

Semra Turan - dihaber