Çıkış için üç adım

İSTANBUL - Türkiye’nin içinde bulunduğu iç ve dış gerilimi değerlendiren Ekopolitik Düşünce Kuruluşu kurucusu Tarık Çelenk, çıkışın yolunu "Kürtler ile barışı sağlamak, teklif edilen Anayasa taslağını geri çekmek ve tutuksuz yargılamanın önünü açmak" olarak sıraladı.

Türkiye’nin içinde bulunduğu toplumsal gerilim atmosferi, patlayan bombalar, ekonomik kriz ve dış politikadaki açmazları RS FM’e değerlendiren Ekopolitik Düşünce Kuruluşu kurucusu Tarık Çelenk, DAİŞ’in Türkiye’de zemin bulabileceğini dile getirerek, “Yıllar önce Afganistan’da mücahitler işgalcilere karşı savaşırken savaşanların çoğu Anadolu’daki İslam anlayışına benzer olanlardı. İslam tarihinde mezhepler ve meşrepler arası radikal geçişlerin olduğunu göz ardı etmeyelim. Taliban’ın nasıl bir mutasyona uğradığına bakalım. Bugün göz yumulan noktaların nasıl bir mutasyona uğrayabileceği ve ne tür bir tehdide dönüşebileceği üzerine yetkililerin kafa yorması gerekiyor” uyarısında bulundu.

39 kişinin hayatını kaybettiği, 69 kişinin ise yaralandığı Reina saldırısına ilişkin sosyal medyada ortaya çıkan nefret söylemine de değinen Çelenk, bu tür saldırıların ardından toplumun “paronoid bölünmeleri”nin bir kez daha nüksettiğini söyledi. Çelenk, “Her saldırı sonrası paranoid bölünmelerimiz açığa çıkıyor. Fantezi dünyamızda birbirilerimizi suçlamaya başlıyoruz ve esas olarak terörün nihai hedefine hizmet eder hale geliyoruz. Yani güven duygusunu yok ediyoruz” dedi.

GÜVENSİZLİK VE GÖÇ KAYGI VERİCİ

Giderek büyüyen güvensizlik ve beyin göçüne dikkat çeken Çelenk, “Bugünlerde ‘Laik Göç’ diye bir kavramın hayatımıza girdiğini görüyoruz. Muhafazakar ya da laik Türkiye’nin nitelikli insanları artık çareyi yurt dışına gitmekte buluyor. Türkiye’den Beyaz Yakalı’ların göçü için Avrupa’nın pek çok yerinde göçmen masaları kuruluyor. Bu göçlerin sayısal oranının azlığı bizi rahatlatmamalı zira entelektüel-niteliksel çarpan etkisinin kaygı verici” diye hatırlattı.

‘TALİBAN’I UNUTMAYALIM’

Türkiye’nin çok kritik bir süreçten geçtiğinin altını çizen Çelenk, sosyal olayların ani dönüşümlere gebe olduğunu vurguladı. Çelenk, “IŞİD kafası Türkiye’de zemin bulamaz” argümanının gerçeği yansıtmadığını belirterek “Yıllar önce Afganistan’da mücahitler işgalcilere karşı savaşırken savaşanların çoğu Anadolu’daki İslam anlayışına benzer olanlardı. İslam tarihinde mezhepler ve meşrepler arası radikal geçişlerin olduğunu göz ardı etmeyelim. Taliban’ın nasıl bir mutasyona uğradığına bakalım. Bugün göz yumulan noktaların nasıl bir mutasyona uğrayabileceği ve ne tür bir tehdide dönüşebileceği üzerine yetkililerin kafa yorması gerekiyor” diye uyarısını sürdürdü.

‘CİHAT KAVRAMI ÖLMEK VE ÖLDÜRMEK ÜZERİNE İNŞA EDİLDİ’

Çelenk, bugün farklı camialardan insanlarda radikalleşmenin emarelerini görüldüğünü kaydederek, “’Cihat farzdır ihmal edildi ve saldırı altındayız bizde teröristlere cihat edelim’ şeklinde tartışmalar çeşitli gruplarda yürüyor. Ölmek ve öldürmek üzerine inşa edilen cihat kavramı üzerine, Müslüman aydınların ve din adamlarımızın Kuran’da Cihat konusunu ve İslam demokrasi ilişkisini topluma doğru bir şekilde anlatarak radikal grupların eleman devşirmelerinin önü kesilmeli” diye belirtti.

‘KÜRTLERLE BARIŞ BAĞIMLILIĞI AZALTIR’

Çelenk, Türkiye’nin yaşadığı krizden çıkabilmesi için öncelikli ve acil olarak yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “İlk olarak mevcut Anayasa değişikliği paketi geri çekilmelidir. Zira bu paket toplumun yarısında temel güven duygusu kaygısını derinleştirmektedir. Tutuksuz yargılama bir an önce yaşama geçirilmeli. Hapishanedeki yazarlar ve gazetecilerin tutuksuz yargılanması sağlanmalıdır. Türkiye Kürt kartını eline almalıdır. İçeride kendi Kürtleri ile barış sağlamak, dışarıda ABD ve Rusya’ya bağımlılığa karşı rahatlatacaktır. Merkez Bankası ve ilgili özerk ekonomi kurumlarımızın özerkliği ve çalışmaları hususunda hiç bir tereddütte izin verilmemeli.”