ADANA - En son Roboski Katliamı'nın yıldönümünde kepenk açmadıkları için 169 esnafın 227'şer lira para cezası aldığı Seyhan'ın Küçükdikili Mahallesi sakinleri, karakola çevrilen Meslek Edindirme Merkezi'ne yerleştirilen polislerin sürekli düzenlediği "Huzur operasyonları"ndan rahatsız.
Olağanüstü Hal’in (OHAL) ardından 2015'in Eylül ayında Adana Emniyet Müdürlüğü, Seyhan ilçesine bağlı Küçükdikili Mahallesi Şehitlik Caddesi üzerinde bulunan CHP’li Seyhan Belediyesi’ne ait Meslek Edindirme Merkezi'ni (SEYMER) karakola çevirdi. Bu seyyar karakola yerleştirilen polislerin her gün "Huzur operasyonları" adı altında düzenledikleri operasyonlar ile kendilerini canlarından bezdirdiklerini ifade eden esnaflar, polisin her gelişinde çok sayıda yurttaşı darp edip, hakaret ettiğini söyledi. Son olarak Roboskî Katliamı'nın yıldönümü nedeniyle kepenklerini açmayan esnaflar için polislerin mahalleyi basıp kepenkleri zorla açtırtmaya çalıştığını belirten esnaflar, polislerin Kabahatler Kanunu'nun 32. maddesini ileri sürerek, 169 esnafa ayrı ayrı 227’şer lira para cezası kestiğini söyledi.
'ESNAFLAR İŞ YAPAMAZ HALDE'
Gazetecilere konuştuklarında polislerin tekrardan kendilerine baskı yapmalarından çekindekleri için isimlerini vermek istemeyen esnaflar , polisin baskılarından dolayı rahatsız olduklarını anlattı. Polisin sürekli dükkanlara baskın düzenlediğini ve son olarak kepenk kapattıkları için tüm esnafa 227'şer lira para cezası kesildiğini anlatan esnaflar, "Sürekli olarak arama yapıyorlar. Bizlere de hakaret ediyor polis. Esnaflar iş yapamaz hale geldi. Mahalleli polisin bu uygulamalarından bıktı. Polis rastgele millleti darp ediyor ve baskı altına almaya çalışıyor. Bu durumun son bulmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Polislerin dükkanlarına kamera takmaları için baskı uyguladığını aktaran esnaflar, polisin kendilerine "Bize yardım edin. Biz sizi koruruz" dediğini ileri sürdü.
'POLİSİN HEDEFİNDE GENÇLER VAR'
Mahallede esnafların dışında gençlerinde polisin hedefinde olduğunu ifade eden M.C. adlı genç, "Polis bizlere, 'uyuşturucu içseniz bir şey olmaz ama teröre yardım etmeyin' diyorlar. Canları sıkıldıkça gençlerin bulunduğu yerleri basarak, gençleri dövüyorlar. Gençler telefon kullanmaktan bile korkuyor duruma geldi. Herkeste bir korku var ve insanlar korku içinde yaşıyor" dedi. Kendisinin de polisin darpına maruz kaldığını aktaran M.C., polisin gençlere ajanlık dayatmasında bulunduğunu ileri sürerek, polisin gençlere, "Burada bir şey olursa bize bilgi verin" dediğini aktardı.
M.C.,, "Polis sürekli olarak gençlerin takıldığı bilardo ve internet cafelere baskın yapıyor. Burada polisler, gençlerin hem üstlerini arıyorlar hemde telefonlarına bakıyorlar. Benim telefonuma da baktılar. Telefonumda Öcalan'ın fotoğrafı ve bayrak olduğu için beni dövdüler ve bana küfür ettiler. Diğer gençleri de aynı şekilde dövdüler" dedi.