Bilici: Sadece ihlaller sıfırlandığı zaman susabiliriz!

DİYARBAKIR - İnsan hakları kurumları hakkında yıkım yaşanan kentlere ilişkin hazırladıkları rapor gerekçe gösterilerek TCK 301’inci maddeden soruşturma açılmasını değerlendiren İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, “İhlallerin sıfır noktasına geldiği noktada kendi kapılarımıza kilit vurabiliriz” dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı, MAZLUMDER, ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) hakkında TCK’nın 301’inci maddesinden Cizre, Sur, Nusaybin ve bir çok kente yaşanan hak ihlallerine karşı yayınlayan raporlar gerekçe gösterilerek, soruşturma açıldı. İnsan hakları alanında yıllardır mücadele veren bu kurumlar uzun bir dönemdir iktidarların ve kolluk güçlerinin hedefi olurken, 301’den başlatılan soruşturma da kimi endişeleri beraberinde getirdi. Yıllardır bölge illerinde insan hakları ihlallerine karşı aralıksız mücadele veren İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, kurumları hakkında açılan soruşturmayı değerlendirdi.

‘İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİNİN HEDEFİNDEYİZ’

Derneklerinin insan odaklı çalışmalarıyla “siyasal düzeni sürekli rahatsız ettiğini” ifade eden Bilici, özellikle raporların adı geçen ihlalin odağındaki kolluk kuvvetlerinin rahatsız olduğunu vurguladı. Kuruluş ve tüzüklerinin amacının yaşanan ihlallerini raporlaştırıp kamuoyuna duyurmak olduğunu dile getiren Bilici, “Amacımız ve işimiz budur. Kuşkusuz ihlal yapanları rahatsız ediyor. Geçmişte Genel Başkanımız Akın Birdal kurşunlanarak ağır yaralandı. Kurum ve yöneticileri defalarca hedef gösterilip yönelimler oldu. Şube yöneticilerimiz hem geçmiş dönemde hem de bu dönemde gözaltına alınıp tutuklanmıştır. Bu baskılar devam ediyor. Tüm iktidarlar ve en son AKP döneminde de aynı temelde yönelim söz konusudur. Özellikle siyasal iktidarın milletvekilleri tarafından hedef gösteriliyoruz. Raporlarımız üzerinde bazen tehdit ve yönelimlerin olduğunu gördük” dedi.

‘KOLLUK KUVETLERİNE DE YARDIMCI OLUYORUZ’

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın çözüm sürecinde Ak Parti tarafından akil insanlar heyetine dahil edildiğini, aynı zihniyetin şimdi ise soruşturma açtığına değinen Bilici, “Bir devlet hakikaten insan hakları gelişmesinde ihlallerin olmamasını ve bu ihlalleri yapanları açığa çıkarması istemesi lazımdır. Bunun önlenmesi isteniyorsa işkence, kötü muamele yapanların, yaşanan hukuksuzluğu ve insan hakları ihlalleri uygulamasına karşı geçmek isteniyorsa bizim gibi kurumlara saygı gösterilmesi ve çalışmasına izin verilmesi gerekiyor. Biz sürekli diyaloğun önünü açmak istedik. PKK elinde esir olan devlet memuru, sivil insanları ile kolluk kuvvetleri için aracı olup aldık getirdik. Biz bunların bütününü yaparken ve her konuda bize destekçi olması gerekilirken, bu tür yönelimlere gidilmesi büyük bir çelişkidir. Kurumumuza yönelik yapılan suç duyurusu ve soruşturmaların açılmasının bir anlamı yoktur. Her şeyimiz devletin yaptığı ihlalleri ortaya çıkartmaktır. Bizim işimiz budur” vurgusu yaptı.

‘KAYIPLARI SORDUĞUMUZ İÇİN HEDEFTEYİZ’

Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirdikleri için hedef haline getirildiklerinin altını çizen Bilici, “İnsan hakları alanında yaşanan tüm kötü muameleleri ve gözaltında kayıp edenleri sorduğumuz için ve Türkiye’yi AİHM’de mahkum ettirdiği için bize karşı bir yönelim vardır. Hiç kimsenin renk, dil, ırk, din ve düşüncesini sormaksızın insanlara yardımcı olmuşuz. İhlallere uğrayan kolluk kuvvetleri, aileleri ve özgürlüğünden mahrum kalıp PKK’nin elinde esir bulunduğu dönemde de tüm zor ve operasyonların olduğu dönemde biz bunları sağ salim ailelerine teslim ederek mücadele ettik ve bu mücadeleyi vermeye de devam edeceğiz” diye konuştu.

‘RAPORLARIMIZIN ARKASINDAYIZ’

“Devletin Cizre, Şırnak, Nusaybin ve birçok kente yaşananların hukuk dışına çıkanların üzerine gitmesi gerekirken, bizim raporlarımıza ve bize yönelik davalar ve soruşturmalar açıyor” diyen Bilici, şöyle devam etti: “Bu tamamıyla bir tedirginliğin ve suçluluğun sonucudur. Siz o raporlarda ortaya atılanların üzerine gidin. Birçok kente hukuk dışına çıkan ve bizim raporlarda ortaya attığımız iddialar ile birlikte oralardaki kolluk kuvvetlerinin yaptığı katliam ve haksızlığı hepsi bugün FETÖ’den tutuklu. Onlar bu kentlerde bu uygulamaları yaptı. Biz o iddiadayız. Araştırmasını istiyoruz.”

‘İHLALLER SIFIRLANDIĞINDA KURUMA KİLİT VURURUZ’

İnsan hakları derneklerinin hak ihlalleri sürdüğü müddetçe barış, insan hakları, demokrasi alanında mücadelesine devam edeceğinin altını çizen Bilici, “Kendini kapattırma ne demektir; ihlallerin sıfır noktasına geldiği noktada kendi kapılarına o zaman kilit vurur. Ancak o zaman insan hakları savunucuları susturulabilir. Onun dışında hiç kimse insan hakları savunucuları susturamaz. Çünkü herkesin bu tür derneklere ve insan hakları savunucularına ihtiyacı vardır. Bugün bizim kurumumuzun hakkında soruşturma açma teşebbüsünde bulunan insanların da insan haklarına ve derneklerine ihtiyaçları olacak. Dün bizi tehdit edenlerin ve saldıranların bugün cezaevinde işkence görmemesi için mücadele ediyoruz. Mücadelemiz ve yaklaşımımız bu temeldedir” şeklinde konuştu.