ESKİŞEHİR - Tepebaşı'nda modern tüketim alışkanlığına "dur" demek amacıyla ayda bir kurulan Takas Pazarı'nda paylaşma ve dayanışmanın yanı sıra "gereksiz ihtiyaç" kavramı da sorgulanıyor.
Eskişehir'in Tepebaşı Belediyesi bünyesinde faaliyet yürüten Gençlik Merkezi, modern tüketim alışkanlığına karşı her ay alternatif tezgah ve sofra kuruyor. Gençlik Merkezi'nin “Üstünüze afiyet" proje ekibi tarafından 2016 yılının Mart ayından bu yana kurulan Takas Pazarı ile tüketim alışkanlığına "dur" deniliyor. Gençlik Merkezi'nin girişinde bulunan büyük salonda kurulan pazarda, genellikle giyim, bisiklet, ev aletleri, film ve kitap benzeri eşyalar yer alıyor.
Takas için gelen yurttaşlar, getirdikleri eşyaları geri dönüşümden elde edilen kağıt kuponlar karşılığında teslim ediyor ve sonrasında aldıkları kupon aracılığıyla pazardaki ürünlerden ihtiyacı olanları alabiliyor. Gençlik Merkezi'nin Proje Koordinatörü Ezgi Gedin, pazardaki tüm eşyaların sadece eşya olarak görüldüğü ve maddi bir değer biçilmediğini belirtti.
GIDA İSRAFININ ÖNÜNE GEÇİLİYOR
Ayrıca yurttaşlar, hala yenilip içilebilecek durumunda olan fazla gıda ürünlerinden ise yemek yapıp "geri dönüşüm sofraları" adı altında pazarda sunularak böyle gıda israfının önüne geçiliyor. Pazar, üniversite öğrencileri başta olmak üzere halkın yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
'GEREKSİZ OLAN NASIL İHTİYAÇ OLABİLİR?'
Projeleri ile ilgili dihaber'e bilgi veren Gedin, tüketim alışkanlığının vahşi bir hal aldığını belirterek, "İnsanlar artık sorgulamıyor, üretmiyor. Sadece tüketiyor. 'Gereksiz ihtiyaç' diye bir kavram çıkardılar. Gereksiz olan şey nasıl ihtiyaç olur. Uygulamamız bir nebze de olsa bu alışkanlığa engel olabilir" dedi.
Gedin, ayda bir kez halka açtıkları pazarın asıl amacını "Birinin ihtiyaç duymadığı ürün bir başkasının ihtiyacını karşılıyor" ifadesiyle özetledi. Gedin, pazarda paylaşmanın, dayanışmanın ve bir araya gelmenin yanı sıra "gereksiz ihtiyaç" kavramını da sorgulatmayı hedeflediklerini söyledi.
'BİR GIDA ÇÖP DEĞİL'
"Geri dönüşüm sofraları"nın ise, projenin alt etkinliği olduğunu kaydeden Gedin, şöyle devam etti: "Dünya üzerinde yetiştirilen ürünlerin üçte biri daha bir evin veya restaurantın kapısından içeri girmeden çöpe gidiyor. Örneğin bir mahallede pazar yerine gittiğinizde ne demek istediğim anlaşılır. Yenilebilir fakat göze hoş gelmediği için yerlere dökülmüş bir sürü sebze ve meyveyle karşılaşılıyor. Dönüşüm sofraları ise bir gıdanın çöp olmadığını savunuyor. Biz hala tüketilebilir ürünlerin çöpe atılacağına buraya getirilmesini istiyoruz. Bu ürünleri temizledikten sonra yemeğe dönüştürüyoruz. Ve hep birlikte yiyoruz."
Nametullah Başar - dihaber