İhraç edilen akademisyen: Mutlaka barışla geri döneceğiz

İZMİR - Son yayınlanan KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Lülüfer Körükmez, bir gün mutlaka barışla geri döneceklerini belirterek, "Umarım ki barış bizden önce döner" dedi.

Son yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 42 barış bildirisi imzacısı akademisyen ihraç edildi. Bu akademisyenlerden biri de "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan Ege Üniversitesi Sosyoloji Anabilim Dalı Yardımcı Doçent Doktor Lülüfer Körükmez. "Konuşulması gereken mesele Barış İçin Akademisyenlerin ihraç edilmesi değil. Burada asıl mesele Barış İçin Akademisyenlerin ortaya çıkmak zorunda bırakılmasıdır" diyen Körükmez, sadece barış istedikleri için cezalandırılmadıklarını söyledi. Körükmez, Türkiye'nin tarihsel arka planı ve son bir kaç yıldır yaşanan katliamlar, cinayetler ile hak ihlallerinin cezalandırılmalarının temelini oluşturduğunu kaydetti.

'TÜRKİYE DİKTA REJİMİNE SÜRÜKLENİYOR'

Her geçen gün şiddetin yaygınlaştığını ve gündemin takip edilemez bir hale geldiğini kaydeden Körükmez, "İktidarın tüm alanda bireylerden tutun tüm topluma kadar baskısı artıyor. Dolayısıyla bunun yönü dikta rejimidir. Buradan özgürlükçü topluma çıkamayız" diye belirtti.

Baskı politikalarının OHAL ilanı ile artmadığını dile getiren Körükmez, "OHAL ile bunu açıklamaya çalışanların da eksik kaldıklarını düşünmüyorum. OHAL'den önce de birçok alanda baskı ve yıldırma politikaları yaygındı. OHAL ile beraber daha da katmerlendi" şeklinde konuştu.

'BİRGÜN BARIŞLA GERİ DÖNECEĞİZ'

İhraç edileceklerini öngördüklerini ve öncesinde İzmir Dayanışma Akademisi'ni kurduklarını söyleyen Körükmez, Türkiye'nin birçok ilinde bu akademilerin kurulduğunu anımsattı. Körükmez, "Belki de bizim için daha iyi oldu. Bu sayede bu güne kadar yazdıklarımızı pratik alanda uygulayabileceğiz" dedi.

Eninde sonunda baskıların son bulacağını vurgulayan Körükmez, şöyle devam etti: "Bir gün mutlaka geri döneceğiz ve hatta daha da güzeli barışla beraber geri döneceğiz. Umarım ki barış bizden önce döner. Her şeyden ama her şeyden önce bu ülkeye barışın en kısa zamanda tekrar dönmesi en hayati konudur."

'ÖĞRENCİLERİME ADALET, BARIŞ VE EŞİTLİĞİ ÖĞRETTİM'

Bu güne kadar öğrencilerine her şeyden önce adalet, barış ve eşitliği anlattığını kaydeden Körükmez, "Her şeyin temelinde olması gereken adalet ve vicdandır. Ben öğrencilerime adaletli olmayı ve adaleti sürekli gözetmeyi, bunun yanında vicdanımızı korumayı anlattım. Her seferinde bunu kendimize hatırlatıp daha da iyi bir adalet, barış ve eşitliği inşa etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Karanlıktan çıkmanın tek yolunun barışı kovalamak olduğunu söyleyen Körükmez, şunları aktardı: "Gündelik politika ya da toplumsal alanda barış ve eşitliği kovalamadıkça barışın peşine düşmedikçe normalleşme mümkün değildir. Gerçek adalet ve eşitlikten bahsediyorum. Bütün bunları barış başlığı altında toplayabiliriz."

'HÜKÜMETLER BİZE UYMAK ZORUNDA KALACAK'

Barış elçisi olmak ya da barışı çağırmak için her hangi bir konuma gerek olmadığının altını çizen Körükmez, "Yani asıl mesele sıradan insanın barışı çağırmasıdır. Biz çağırdıkça da hükümetler buna uymak zorunda kalacaktır" dedi.