ANKARA - Son KHK ile ihraç edilen 36 yıllık engelli memur Mithat Tokur, “Memuriyet hayatımda tek bir kınama cezam bile yok. Bunların vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum” dedi. Tokur, hayatı boyunca engellerle mücadele ettiğini dile getirerek, yılmayacağının mesajını verdi.
Cumartesi günü çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile İş-kur Genel Müdürlüğü’nden ihraç edilen ortopedik engelli Mithat Tokur, tüm hayatının engellerle mücadele ile geçtiğine dikkat çekerek, böylesi zulmü 12 Eylül Askeri Darbe’de yaşamadığını söyledi. Aynı zamanda Türkiye Sakatlar Derneği’nin (TSD) Ankara Şube Başkanlığını da yürüten 55 yaşındaki ortopedik engelli Mithat Tokur, iki koltuk değneği ile yaşamını sürdürüyor. Tokur, ihraca ilişkin, “Yaşamım bize yaşam hakkı tanımak istemeyen engeller ve engelleyenlere karşı direnişle geçti” diye konuştu.
YILLARDIR ENGELLİ HAKLARI MÜCADELESİ VERİYOR
6 aylıkken geçirdiği felç nedeni ile tek ayağını kaybeden Tokur, 29 yaşında geldiğinde bir trafik kazasında ise diğer ayağını kaybederek, yaşamını yıllardır iki koltuk değneği ile sürdürüyor. Bir yandan yaşamına engel olan zorlukları aşan Tokur, bir yandan da tüm engellilerin hakları için mücadele yürütüyor.
‘12 EYLÜL’DE BİLE BÖYLE ZULUM GÖRMEDİM’
İhraç duyurusunu sürpriz olarak görmediğini belirten Tokur, 12 Eylül ihtilalini yaşamış biri olarak o zaman ki “faşist” iktidarda bile böylesine açık bir zulüm ile karşılaşmadığını, söyledi. Tokur, “Akşama kadar çalışıyorsunuz. Cuma günü işten çıktım Cumartesi günü çıkan KHK ile görevden ihraç edildiğimi öğrendim. Ne bir ifade ne bir sorgumuz yapıldı. 36 yıllık memuriyet hayatımda tek bir kınama cezam bile yok. Bunların vicdanları ile baş başa bırakıyorum” dedi.
‘HUKUKUN OLMADĞI ÜLKEDE HERŞEY OLUR’
Hukukun olmadığı ve insanların bu kadar tepkisiz kalmasının sonucu olarak ülkede her şeyin yaşadığını ifade eden Tokur, “Kimin gece yatağından kaldırılarak götürüleceği belli değil. Bir takım ayrıcalıklı insanlar hariç. Bu kadar açık ve net. Bugün çalışan arkadaşlarımızın yarın görevden alınacakları garanti değil” diye belirtti.
‘YAŞADIKLARIM TESADÜF DEĞİL’
Yaşadıklarını tesadüf olarak görmeyen Tokur, şöyle devam etti: “Demek ki birilerinin gözüne battım, karşılarında duranları bir şekilde sindirmek istiyorlar. İşi o kadar ayağa düşürdüler ki, yani görme engelli bir arkadaşımız ve beni de ihraç ettiler. Eğer görmeyen gözlerin gördüklerini göremiyorlarsa, yürüyemeyen bacakların yürüyemediği kadar yürüyemiyorlarsa, bunları sorgulamak lazım. Engel bedende değil yürektedir.”
‘BİZ DİZ ÇÖKMEDİK VE ÇÖKMEYECEĞİZ’
Bundan sonrası için “Herkes ne yapıyorsa, bende onu yapacağım” diye devam eden Tokur, yaşamı boyunca içinde bulunduğu direnişleri örnek verdi: “Bilmelerini isteriz ki bizler diz çökmedik ve de çökmeyeceğiz. Bugün ben işime devam ediyorum diye kimse sevinmesin hiç aklınızın ucundan geçmeyecek kişileri görevlerinden aldılar. Hem de sorgusuz, sualsiz, yargısız bir şekilde. Vicdan bu kadar ayağa düştüyse ben onları kendi vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.”