İSTANBUL/ADIYAMAN - İstanbul ve Adıyaman’da faaliyetleri İçişleri Bakanlığınca durdurulan dernekler, düzenledikleri basın toplantısıyla çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla faaliyeti durdurulan dernekler ve kurumlar, düzenledikleri basın toplantısıyla çalışmalarına devam edeceklerini duyurdu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyen Arzela Kültür Merkezi, MED Kültür Merkezi, Mala Gel Derneği, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), Gökkuşağı Kadın Demeği, Tutuklu Aileler ile Dayanışma Derneği (TUAD), Göç Edenlerle Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (GÖÇ-DER) , Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi katıldı. Katılımcılar adına açıklamayı Gökkuşağı Kadın Derneği üyesi Bircan Şahin okudu.
‘HALKIN İRADESİ HİÇE SAYILDI’
AK Parti’nin iktidara geldiğinden bu güne kadar antidemokratik uygulamaları pratiğe soktuğunu söyleyen Şahin, “En son 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek, hukuksuzluğu doruğa çıkarmıştır. Onlarca televizyon, radyo ve gazeteyi kapatarak insanların bilgi edinme hakkını ihlal etmiştir. Hukuk derneklerinin kapısına mühür vurarak, insanların en doğal hakkı olan savunma hakkını ellerinden almıştır. Anayasa çerçevesinde kurulan ve seçimde 6 milyon oy alan HDP vekillerinin dokunulmazlığını kaldırıp, ardından ‘millet iradesi’ sözünü ağzından düşürmeyen AKP iktidarı halkın seçtiği belediyelere de hukuksuzca kayyım atamış milletvekillerini ve belediye eş başkanlarını tutuklayarak halkın iradesini hiçe saymıştır” dedi.
‘MÜHÜRLER İDEALİMİZDEN ALIKOYAMAYACAK’
AK Parti’nin KHK ile tüm toplumsal muhalefeti baskı altına alarak susturmaya çalıştığını ifade eden Şahin, “Sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini durdurarak halkla temasını kesmeyi amaçlamıştır. Böylece Türkiye de yaşayan tüm renklere farklılıklara yönelerek ortamı tekleştirerek grileştirmiştir” diye konuştu. “AKP iktidarı kendisinden başka herhangi bir toplumsal sese ve düşünceye tahammül edememekte ve ülkeyi hızla tekçiliğe ve kaos ortamına sürüklemektedir” diyen Şahin, “Kapılarımıza vurulan mühürler, bizleri insanlık mücadelemizden ve demokratik toplum idealimizden alıkoyamayacaktır” diye belirtti.
ÇALIŞMA VE SANATA DEVAM
Daha sonra söz alan Med Kültür Merkezi çalışanı Evînê Rêzan, 2009 yıllında kurulan merkezlerinin sabah saat 04.30’da basılarak mühürlendiğini hatırlattı. “Sanatın gücünden korkanlar kültür sanat derneğini kapatırlar ve bunu biliyorlar sanatın ve türkülerin gücü kanun yapanlardan daha güçlüdür” diyen Rêzan, sanatlarını ve çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
‘AKP GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ’
2003 yılında kurulan derneklerinin ayrımcılığa, cinsiyet eşitsizliğine, kadınlara yönelik her türlü erkek ve devlet şiddetine karşı mücadele yürüttüklerini aktaran Gökkuşağı Kadın Derneği Yönetim kurulu üyesi Fitnat Durmuşoğlu ise, “İktidara geldikleri günden bu yana kadın düşmanı politikalar yürüten AKP bu yüzünü bir kez daha çıkarmıştır. Kadınların faaliyetlerinden, özgürleşme mücadelelerinden ve dayanışmalarından her zaman korkmuştur” dedi. Durmuşoğlu, “Devlet şiddet ve ayrımcılığı önlemek yerine, kamusal alandan uzaklaştırmak istediği kadınlara, yaşam alanı tanımayarak güçlenmesini önlemek istiyor” diyerek kadın mücadelesinin bina ve masadan ibaret olmadığını ve mücadele edeceklerini vurguladı.
‘DAYANIŞMAYA DEVAM’
GÖÇ-DER Eşbaşkanı Abdullah Geldi, 1990’lı yıllarda 4 bine yakın köyün boşaltıldığını hatırlatarak, “Yaşanan çatışmalarda 4 bin yerleşim yeri zorla boşaltılmış ve 3.5 milyona yakın insan yerinden edilmiştir. Bu gerçekliği uzun yıllardır devlet ve hükümetler kabul etmektedir. Zorla yerinden edilen insanların, gerek bu süreç gerekse sonrasında yaşanan hak ihlallerini görünür kılmak ve çözüm aramak için bir araya gelerek kurduğu GÖÇ-DER 1997 yılından itibaren hak mücadelesine devam etmektedir” diye belirtti. Hükümetin geçmişte Kürtlerin yaşadığı hak ihlallerinden bahsederken, yaşanan zorunlu göçün ve köy yakma/boşaltma gerçeğine vurgu yaparak geri dönüşlerin önünü açtığını dile getiren Geldi, şöyle devam etti: “Fakat gelinen aşamada OHAL bahane edilerek faaliyetlerinin durdurulması ile suça ortak olmuştur. Yaşanan hak ihlallerinin takipçisi olmaya, zorla yerinden edilen insanlar ile dayanışmaya devam edeceğiz.”
‘HUKUK SİSTEMİNE GÜVENİM YOK’
TUAD Eşbaşkanı Süreyya Aydın, şunları söyledi: “Cezaevinde yaşanan hukuksuzluğa karşı durmaya ve teşhir etmeye, tutsakların sorunlarına eğilmeye gücü oranında cevap olmaya çalıştık.” Son olarak söz alan ÖHD Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Bilmez ise, “Bu yaşananların hiç birinin hukuk içinde yeri yok. Sivil toplum örgütlerine yönelen iktidar, bunları yok sayma, kapatma yolunda. Bir hukukçu olarak Türkiye’deki hukuk sistemine güvenim kalmadı” dedi.
ADIYAMAN
Adıyaman’da da arasında AZ-DER, KURDİ-DER, YAKAY-DER, Kadın Yaşam Derneği ve Pale Kütler Derneği yöneticileri ortak basın toplantısı düzenledi. Eğitim Sen şube binasındaki toplantıda konuşan Kadın Yaşam Derneği Başkanı Suna Ateş, Türkiye’de yaşananları siyasi kaos olarak nitelendirdi.
Çıkarılan KHK’lerin Anayasa'ya aykırı olduğunu ifade eden Ateş, Adıyaman’da mühürlenen derneklerin kültür, sanat, dil alanında çalışma yürüten ve kadına yönelik şiddete karşı mücadele eden dernekler olduğunu belirtti. İfade, örgütlenme ve toplantı özgürlüklerinin ortadan kaldırılmasına yönelik her türlü gerçek ve hukuk dışı baskıya karşı mücadele etmeye devam edeceklerini sözlerine ekleyen Ateş, şöyle konuştu: "Adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi ısrarımızı sürdüreceğiz. Unutulmamalıdır ki mekânların mühürlenmesi düşüncelerimizin mühürlenmesi anlamına gelmez. Tek adam diktatörlüğüne karşı toplumun vicdanı, sesi ve sözcüsü olacağız. Her türlü hukuka aykırı olan bu KHK’lara karşı demokratik tüm kesimleri sesimize ses olmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”