İSTANBUL - Siber haklar ve internet hukuku üzerine çalışmaları ile bilinen Prof. Dr. Yaman Akdeniz, iktidar icraatlarını eleştirildiği tek merci konumuna gelen sosyal medya platformların kontrol altına alınmasını “Sosyal medyanın bu kadar baskı altında olduğu başka bir ülke bilmiyorum” diye değerlendirdi.
“RedHack” haberleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve 18 gündür gözaltında tutulan gazeteci Ömer Çelik, Metin Yoksu, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Derya Okatan ve Eray Sargın ile birlikte sosyal medya ve basın özgürlüğü yeniden gündeme geldi. Sosyal medya üzerindeki baskıları değerlendiren İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, gazetecilerin “örgüt üyeliği” ile suçlanmalarına anlam veremediğini söyledi.
‘ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Redhack’in icraatları hakkında kamuyu ilgilendiren haber yapan gazetecilerin nasıl “örgüt üyeliği” ile suçlandıklarını anlamanın mümkün olmadığını vurgulayan Akdeniz, “Yakından tanıdığım bir gazeteci olan Tunca Öğreten’in Redhack veya herhangi bir 'terör örgütüne' üye olması mümkün değildir. Tunca sadece gazetecilik mesleğinin gereği olarak Redhack tarafından paylaşılan Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın maillerinin içeriği hakkında kamuoyunu yakından ilgilendiren meselelerle ilgili çeşitli haberler yapmıştır. Bu söylediklerim diğer gözaltında bulunan gazeteciler için de geçerlidir” diye konuştu. “RedHack”ın yayınlamış olduğu bilgileri haber yapan gazetecilerin gözaltına alınıp, Albayrak hakkında herhangi bir soruşturmanın açılmamasını ise Akdeniz, "OHAL sürecinin özeti" olarak yorumladı.
‘BAŞKA BİR ÜLKE BİLMİYORUM’
Akdeniz, muhalif görüşler veya hükümetin icraatlarının eleştirilmesinin artık ancak sosyal medya platformları üzerinden mümkün olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısı ile tamamen kontrol altına alınamamış bir tek internet ve sosyal medya platformları kaldı. Sosyal medyanın bu kadar baskı altında olduğu başka bir ülke bilmiyorum. Zaten, uluslararası basın örgütleri tarafından yapılan çalışmalarda da git gide daha alt sıralarda yer almaya başlıyoruz. Freedom House da artık internet açısından Türkiye’yi ‘özgür olmayan ülkeler’ arasında değerlendiriyor” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN SANSÜRLE KARŞILAŞMASI YENİ DEĞİL’
Akdeniz, “Tabii ki sonsuza kadar sürdürülebilir bir model değil ve demokratik toplumlarda olmaması gereken baskılarla karşı karşıyayız. Gerçi Türkiye’nin sansürle tanışması yeni bir şey değil, normal zamanlarda da bu baskılar hep olmuştur fakat 7 Haziran seçimlerinden sonraki süreçte baskıların katlanarak arttığını, OHAL döneminde de zirve yaptığını gördük ve hala da gözlemliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘TWİTTER VE FACEBOOK SESSİZ KALIYOR’
“Türkiye’nin interneti kontrol etme çabasının en büyük parçasını internet sitelerine erişimi engelleme uygulamaları oluşturmaktaydı” diye devam eden Akdeniz, şunları söyledi: “Fakat, son zamanlarda, özellikle terör saldırıları sonrasında başta sosyal medya platformları olmak üzere tüm internetin yavaşlatıldığını veya Twitter gibi platformlar topyekûn engellenmese bile bu platformlara girilmesinin imkansızlaştığını gördük. Buna ek olarak bazı VPN servislerinin kullanımının da engellendiğini gözlemledik. Dolayısıyla, internet kontrol stratejisinde değişikliğe gidildiği de gözlemleniyor. Çok şeffaf olmayan bu tip politikalarla mücadele de hukuken zorlaşıyor. Özellikle Twitter ve Facebook gibi platformlar ne olup bittiği konusunda sessiz kalmaya devam ettikçe de bu konu hakkındaki sorulara cevap verilemeyecektir. Çünkü kendi sistemlerinin kullanılmasının engellenmesine sessiz kalıyorlar” diye konuştu.