'Domuz Bağı' uygulaması geri geldi

VAN - Van T Tipi Cezaevi'nde siyasi tutuklulara yönelik “Domuz Bağı” uygulamasının yapıldığını söyleyen Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyesi avukat Ümit Dede, “Müvekkilim, işkenceyi uygulayan kişilerin ‘Biz gardiyan değiliz, bu cezaevi gerçek cezaevi olacak, bu yüzü unutmayın’ dendiğini” söyledi.

Cezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik yaşanan hak ihlalleri, her gün artarak devam ediyor. Özgürlükçü Hukukçular Platformu üyesi avukat Ümit Dede, Van F Tipi Cezaevi'nden, Van T Tipi Cezaevi'ne sevki gerçekleştirilirken, çıplak aramayı kabul etmemesi üzerine işkenceye maruz kalan siyasi tutuklu Ferit Hasçelek’in ailesinin başvurusu üzerine, cezaevine ziyaret gerçekleştirdiklerini, siyasi tutsaklara olağan üstü işkencenin yapıldığını belirtti. Olayın geçen hafta Cuma günü gerçekleştiğini ifade eden Dede, “Bunu üzerine cezaevine gidip müvekkilimle görüştüğümde, olayın üzerinden 4 gün geçmiş olmasına rağmen halen gözünde morluk, vücudunun çeşitli yerlerinde yara izleri, kolunda ve sırtında bize gösterdiği kadarıyla darp izleri mevcuttu” diye konuştu.

ÇIPLAK ARAMA DAYATMASI

Tutukluların ısrarlarına rağmen revire çıkarılmadıklarını, darp izlerinin belgelenemediğini söyleyen Dede, “Olayın başlangıcı siyasi tutsakların F Tipi cezaevinden T Tipi cezaevine sevki ile gerçekleşiyor. Cezaevi girişinde tutsaklara çıplak arama dayatılıyor. Kendileri de arama yapılabileceğini, ancak çıplak aramanın insanlık onuru ile bağdaşmadığını bu sebeple çıplak arayı kabul etmeyeceklerini ifade etmiş. Bunu üzerine müdahale söz konusu oluyor” dedi.

“DOMUZ BAĞI”

Müvekkili Ferit Hasçelek’in darp edildikten sonra bayıldığını dile getiren Dede sözlerine şu şekilde devam etti: “Müvekkilim, etkisiz hale getirildikten sonra, ellerini ve ayaklarını arkadan kelepçeleyip diz üstü çöktürmek suretiyle daha önce Hizbullah dosyalarından bildiğimiz “Domuz Bağı” denilen bağ ile bağlayıp sırt üstü yatırılmış. Sonrasında bayıltıncaya kadar kendisini dövdüklerini, kendisine geldiği zaman yeniden darp edildiklerini, 2’inci kez bayıldığını ve kendine geldiğinde çırılçıplak bir vaziyette kendisini bulduğunu ifade etti. Kendisi dışında sevki yapılan tutsaklara da işkence uygulanmış kendileriyle aynı gün Siirt cezaevinden 30-32 civarındaki tutsaklara da işkence yapıldığını müvekkilim bize ifade etti. Bu durum neresiden bakarsanız bakın kabul edilecek bir durum değil. Çıplak aramayı kabul etmeyen müvekkilim ve diğer tutsaklara yapılan çıplak arama kabul edilebilir bir durum değil. 12 Eylül dönemini anımsatan bu uygulamalar açıkçası bizde bile endişe yaratıyor.

‘BİZ GARDİYAN DEĞİLİZ, BURASI GERÇEK CEZAEVİ OLACAK, BU YÜZÜ UNUTMAYIN’

Hasçelek’in anlattığına göre, kendilerini darp eden kişilerin gardiyan olmadığı, özel eğitimli kişiler tarafından bunun uygulandığı ve bu kişilerin cezaevi müdürünü azarladığını kendisine anlattığını belirten Dede, “Müvekkilim, işkenceyi uygulayan kişilerin ‘Biz gardiyan değiliz, bu cezaevi gerçek cezaevi olacak, bu yüzü unutmayın’ dendiğin söyledi. Bununla ilgili tüm girişimlerde bulunacağız. Zaten müvekkilimde suç duyurusunda bulunmasını söyledik. Suç duyurusunda bulunacak. Bizde hem Cumhuriyet Savcılığına hem Adalet Bakanlığı bünyesinde girişimlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

OHAL'İN DIŞINDA UYGULAMALAR GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Van T Tipi Cezaevi'nde kadın tutuklulara yönelik de aynı uygulamaların yapıldığını vurgulayan Dede, “Burada dikkat çekici bir husus Van’da tek bir cezaevi yok. M Tipi var, F Tipi var, Yüksek Güvenlikli Cezaevi var. Fakat bu cezaevlerinin hiçbirinde F Tipi’nde yapılan uygulama yok. Van T Tipi Cezaevi, kadın tutsaklar açısından olsun, erkek tutsaklar açısından olsun Van’daki cezaevleri ile örtüşmeyen, farklılık arz eden bir kısım uygulamalar gerçekleştiriliyor. Müvekkilimiz ile yaptığımız görüşmede işkence ve darp iddiası dışında farklı hususlardan da bahsetti. Kitap verilmiyor, gazete alamıyorlar, saatlerine el konulmuş. Televizyonları, radyoları yok. Diğer aynı kapsamda yargılandıkları diğer siyasi tutsaklarla iletişim kurulmalarına izin verilmiyor. Örneğin en son benimle görüşmeye geldiği gün, bulundukları koğuşa cinayet zanlısı bir tutuklunun verildiğini söyledi. Başka bir müvekkilimiz ile görüştüğümüzde bulundukları koridorda FETÖ örgütü üyeliği suçlamasıyla yargılana kişileri yan koğuşlara ya da karşı koğuşlara getirildiklerini söyledi. Ben bunca yıllık avukatlık sürecinde birçok cezaevine gittim. Benzer bir uygulamaya herhangi bir cezaevinde rastlamak mümkün değil. Tüm bu uygulamalar bize Van T Tipi Cezaevi'nde OHAL dönemiyle birlikte tüm cezaevlerinde başlayan OHAL uygulamasının ötesinde uygulamanın geliştirildiğini göstergeleri. Tutsakların hiçbir hakkı yok. Spor yapamadıkları gibi diğer hiçbir etkinlikleri yapmalarına izin verilmiyor. OHAL koşularında ayrı bir olağan üstü bir durum söz konusu” diye belirtti.