BATMAN - Yaz aylarında yaylalara çıkan koçerler, kış aylarında ise ovaya inip çadırlarda yaşamlarını sürdürüyor. Batmanlı Koçerler bahar aylarının gelmesiyle birlikte iki buçuk aylık zorlu bir yolculuktan sonra Hakkâri’nin verimli, geniş yaylalarına gidiyor.
Batmanlı koçerler, Batman ile Hasankeyf arasındaki Doğu Raman ile Batı Raman dağlarının ortasında bulunan Meymûniyê (Demirbilek) köyünde yün çadırlarını (kon) kurarak, kışın geçmesini bekliyor. Kış aylarını Meymûniyê köyünde kurdukları çadırlarda geçiren koçerler, ilkbahar geldiğinde ise yaylalara çıkıyor. Koçerler, kadın erkek ayırımı yapmadan herkes bir işin ucundan tutuyor. Kadınlar çadır işlerini ve koyunların yemlenmesiyle ilgilenirken, erkekler de sabahın erken saatlerinde koyunları Doğu Raman ve Batı Raman dağlarına otlatmaya götürüyor. Bu işleyiş yaz aylarında da yaylada sürüyor. Erkekler koyunların otlatılmasından sorumluyken kadınlar da Berivanlık yapıyor. Yeni doğan kuzular için yapılan çadırın toprak zeminine kuzular üşümesin diye ağaç dalları seriliyor. Bu mevsimde annelerinin sütünden sadece kuzular yararlanırken, yaz aylarında ise bu pek mümkün olmuyor. Batman'ın koçerleri her baharda Hakkari'nin verimli yaylalarının yolunu tutuyor.
KIŞIN OVA YAZIN YAYLA
Doğduğundan beri çobanlık yaptığını söyleyen Adem Savun (38) koçerliğin zor olduğunu, fakat faydasının daha çok olduğunu ve bırakamadığını dile getirdi. Sabah saat 6’da uyandıklarını belirten Savun, “Akşama kadar koyunların içinde gidip geliyoruz. Bazen diğer işlerimizle ilgileniyoruz. Kışları burada geçiriyoruz. Yaz aylarında ise Hakkâri bölgesinde bulunan yaylalara çıkıyoruz. Yürüyerek gidip geliyoruz. Yaylaya gidişimiz iki buçuk ay, gelişimiz de tam iki buçuk ay sürüyor. Yolculuk esnasında belirli yerlerde dinleniyoruz. Bu yolculuk esnasında birçok dağdan geçiyoruz ve zahmetli bir yolculuk yapıyoruz. Koçerlik zor ama emekleri de çoktur” dedi.
‘KIŞ BOYUNCA KOYUNLARIMIZI SAĞMIYORUZ’
Kurdukları çadırlarda 6 ailenin yaşadığını, sobada yaktıkları tezek ve odunlarla ısındıklarını anlatan Savun, “5 bine yakın koyun var bu çadırlarda. Burada kış boyunca koyunları sağmıyoruz ve günde iki kere yem veriyoruz. Bahara kadar koyunlarımıza yem verip besliyoruz. Yaylaya yolculuk başladığında ise yemi kesiyoruz ve yolda bir öğün koyunları sağıyoruz. Bir öğün de sütü yeni doğan kuzular içiyor. Bu işlem yaylalara kadar sürüyor” şeklinde konuştu.
‘PEYNİR, ET VE SÜTÜMÜZÜ KOYUNLARDAN KARŞILIYORUZ’
“Peynirimizi, etimizi, sütümüzü, yünümüzü ve yoğurduğumuzu da koyunlardan sağlıyoruz” diyen Savun, şunları söyledi: “Çektiğimiz zorluğun karşılığını bu şekilde fazlasıyla alıyoruz. Bir kış boyunca beslediği koyunlardan yaz boyunca da peynir, süt ve yoğurt elde ediyoruz. Bunları da yaylaya gelen tüccarlara anında satıyoruz.”
Mahmut Ruvanas / Sonya Bayık - dihaber