RAKKA - "Şükran" Rakka yoluna düşen Demokratik Suriye Güçleri savaşçılarının bu aralar en çok duyduğu kelime. Çocukların dilinden düşürmediği, Arapça "Teşekkürler" anlamına gelen "Şükran", QSD savaşçılarına da adeta moral veren sihirli bir sözcük gibi.
"Fırat'ın Gazabı" operasyonunun ikinci aşamasını başlangıçta Kerdoşan ve Kadîrîye kollarından başlatan Demokratik Suriye Güçleri (QSD), Eyn Îsa'dan harekete geçirdiği kollarıyla birlikte şimdiye kadar çoğunluğu kadın, çocuk binlerce Rakkalıyı DAİŞ zulmünden kurtardı. Bu yolda duydukları her "Şükran" kelimesi de onlara biraz daha güç verdi ve Caber Kalesi'ni de alarak Tabka kapısına dayandılar.
ÇOCUK SEVİNCİ
Özgürlük sevinicini "Şükran" diyerek dile getiren 13 yaşındaki Mihemed Elo, QSD ile korkularından arındığını söyledi. DAİŞ varken dışarı çıkamadıklarını, annelerinin onları sürekli sakladığını söyleyen Elo, birçok arkadaşının DAİŞ tarafından kaçırıldığını belirtti. Elo, savaşın bıraktığı faturadan habersiz mutluluğunu arkadaşlarına koşarak gösterdi.
GİZLİ YAŞIYORDUK
DAİŞ egemenliğinden kurtulan 15 yaşındaki Mistefa Hemudê de konuşmasına DAİŞ'in yasaklarını anlatmakla başladı. Okula gitme dahil, oyun oynama, gezme gibi günlük yaşam gereksinimlerinin çoğunun yasaklandığını ifade eden Hemudê, QSD'nin verdiği güvenle gülümseyerek “QSD’ye birçok şey borçluyuz. Onlar gelmeden önce anne ve babalarımız neredeyse dışarıya çıkmamıza izin vermiyorlardı. Hele kız çocukları için durum daha da kötüydü. Her an bir korku ile yaşıyorduk. Ne zaman gelip bizi götürecekleri endişesi ile yaşadık. Ailem beni başka yerlere göndermek istedi, ancak koşulları olmadı. Bu yüzden çoğu zaman gizli gizli yaşardık” dedi.
İÇTEN BİR 'ŞÜKRAN'
“Şükran" kelimesinin ağzına en çok yakıştığı 14 yaşındaki kız çocuğu Nesime Abdullah ise, "mutluğu" gözyaşlarıyla ifade etti. DAİŞ'in küçük büyük demeden kız çocuklarını kaçırdığını korkulu gözler ile anlatan Abdullah, "Onların gelişi sırasında çok korkardık. ‘Acaba bu gün kimi alacaklar?’ diye düşünürdük. Bizim için dışarı artık yasaktı. Zaten çıkanları alıp, götürüyorlardı. QSD ve Kürtler geldi. Onlardan korkmuyoruz. Onlar aile gibi, bize çok yakın davranıyorlar. Bu yüzden onlara bizi kurtardıkları için teşekkür ediyoruz” dedi.
Nazım Daştan - dihaber