İSTANBUL- Zeytinburnu'nda biri çocuk 2 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan binanın çökmesinde Zeytinburnu Belediyesi'nin ihmali olduğunu belirten mahalle sakinlerinden Dilber Kılıçaslan, "Kul tedbir almadıktan sonra Allah ne yapabilir? Kaderci bir milletiz ama bu kader falan değil ihmaldir" dedi. Mahalle Afat Gönüllüleri üyesi Hüseyin Karadayı, ruhsatsız olan binanın 1999 depreminden büyük hasar gördüğünü belirtti.
İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinin Beştelsiz Mahallesi Rauf Denktaş Caddesi'nde bulunan 7 katlı binanın çökmesi sonucu biri çocuk 2 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan olayda belediyenin ihmali olduğu öğrenildi. Binanın ruhsatsız olduğunu belirten mahalle sakinleri, bina ile ilgili Zeytinburnu Belediyesi'ne yaptıkları başvuruların reddedildiğini söyledi.
Mahalle Afat Gönüllüleri üyesi Hüseyin Karadayı, çöken binanın ruhsatsız yapıldığını vurgulayarak, yaptıkları itirazların ise belediye tarafından kabul edilmediğinin altını çizdi. Karadayı, "Ruhsatsız yapılmasına rağmen hiç kimse müdahale etmedi. Neticede bu bina yapıldı. 17 Ağustos depreminde bina hasar gördüğü için boşatıldı. Bu binanın altı otopark. Otoparkın bir üst kolonlarında patlama vardı. O zaman mühürlendi kapatıldı. Etrafına şeritler çekildi ancak bir iki gün sonra o şeritler tekrar kaldırıldı” dedi.
'BİNA AĞIR HASARLIYDI'
Birkaç yıl önce çöken Huzur Apartmanı'nın hikayesi ile çöken apartmanın aynı olduğunu dile getiren Karadayı, "Huzur Apartmanı'nda da ölenler oldu. Burada da ölenler oldu. Şimdi buna ne diyecekler? Kader mi diyecekler? Bu kimin ihmali?” diye sorarak tepki gösterdi. Yaşananlarda belediyenin ciddi bir sorumluluğu olduğunun altını çizen Karadayı, şunları aktardı: “Belediyenin denetleme problemi var. Denetleme diye bir şey yok. Binanın taşıyıcılarında hasar var ise biz buna 'ağır hasarlı binalar' diyoruz. Bu bina ağır hasarlıydı. Temelde ki taşıyıcılarda ağır hasar vardı. Bu binanın güçlendirmesi falan olmadı makyajlanıp insanların burada kalmasına göz yumuldu. Burada durmasına göz yumdular. Binanın etrafındaki şeritleri kaldıranlar, 2 gün içerisinde ağır hasarı normal hasara çevirenler, binaya ufak bir makyaj yapıp içine insanları alanlar suçludur.”
'İLK GÜNDEN YIKILACAĞI BELLİYDİ'
Bölgedeki çoğu binanın ruhsatsız olduğunu dile getiren Karadayı, çöken binanın parsel sorunu olduğunu söyledi. Binanın yapıldığı yerin sulak olduğunu ve sulak yerlere binaların yapılmasının yanlış olduğunu ifade eden Karadayı, "Binanın içi su ile dolu olduğu ve uygun yapılmadığı için ilk yapımında bina yerinden kaydı. İnşaatı o şekilde yapılmaya devam ettiler. İskan ruhsatları nasıl alınıyor, bilmiyoruz. Binanın inşaat ruhsatı üzerinde yapıldığını düşünmüyorum. Başından itibaren hatalar üzerinden geldiği için süreç ilk olarak
ağır hasardan orta hasarlıya çevrildi. Temelde bir sorun olduğu için o bina düzelmedi öyle ilk yapıldığı günden bu yana yıkılacağı belliydi” şeklinde konuştu.
Meclis’te her türlü yasanın çıkarıldığını kaydeden Karadayı, deprem ile ilgili de yasanın çıkması gerektiğini aktardı. Bu tür binaların hızlı bir şekilde yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini aktaran Karadayı, "Yoksa bu tür canların kaybı devam edecek. Burada bir bina vardı 17 Ağustos depreminde ağır hasardan orta hasara çevrildi ve insanlar içinde oturdu. Daha sonra, dairelerin bir kısmını ucuz fiyatlara sattılar" diye belirtti.
MAHALLELİ: ÖNLEMA ALINMADI
Mahalle sakinlerinden Dilber Kılıçaslan da, binanın yıllardır çürük bir şekilde durduğunu hatırlattı. Şimdi suçlu arandığını dile getiren Kılıçaslan, şöyle devam etti: "Neyin suçlusunu arıyorlar. O suçlu, bu suçlu yanlış olmadan önce tedbir alınsaydı. Bu olaydan önce neden bir suçlu aranmadı olduktan sonra suçlu aramak doğru değil. Binanın mühürlenmesi önlem değildir. Bina kimse girmesin diye mühürlenir peki binanın dışındakiler. Yoldan geçenler öldü. Ben de geçebilirdim oradan. Bende orada ölebilirdim. Bu binanın hemen yanında ATM’ler var ve o ATM’ler kullanılıyordu. Binanın tam dibinde olan ATM’ler önlemin olmadığını gösteriyor. Herkes gelip burada haber yapıyor, fotoğraf çekiyor. İstediğiniz kadar haber yapın ölen öldüğü ile kalıyor. Bu TV kanalların buraya gelmesini küfür olarak görüyorum."
'KADER DEĞİL, İHMAL'
Kılıçaslan, mahalle sakinlerinin bu durumdan şikâyetçi olduğunu ve bina yıkılmadan önce imza kampanyası başlattıklarını ancak benzinlik sahibinin kendilerini silahla tehdit ettiğini söyledi. “Bugün meydana çıksam kaç kişi beni destekler kaç kişi benimle haykırır. Bu mahallede aslında herkes şikayetçiydi" diyen Kılıçaslan, "Burada 94’den beri otuyorum. Bu bina 99 hasar aldı. Bina yamulmuştu. Balkona çıktığımda her gün kendi kendime, 'bu bina bir gün yıkılacak' diyordum. 'Allah korusun' diyoruz da kul tedbir almadıktan sonra Allah ne yapabilir? Kaderci bir milletiz ama bu kader falan değil ihmaldir. Kim ihmal etti onu aramaya da gerek yok, bunu herkes biliyor. Ben bir vatandaş olarak söylerim bunu mühürlenmiş bir bina yıkılmalı. Binanın içinde insan yokmuş yok ama dışındakiler öldü" şeklinde tepkisin dile getirdi.
'TEPKİ GÖSTERDİK, MÜDAHALE EDİLMEDİ'
Binanın Meclis'e kadar gittiğini söyleyen Kılıçaslan, ancak gösterdikleri tepkiye rağmen herhangi bir müdahalede bulunulmadığını vurguladı. Binanın yanına birde benzinlik yapıldığını kaydeden Kılıçaslan, çok tepki gösterdiklerini ancak güçlerinin buna yetmediğinin altını çizdi. Yetkililere "görevlerini düzgün yapsınlar" şeklinde tepki gösteren Kılıçaslan, şunları aktardı: "Onlara görevlerini ben öğretemem onları oraya yetkili diye oturtmuşlar, onlar da işlerini düzgün yapsın. Bu bina çürüktü bu kadar sene kalmamalıydı. Halk olarak korku içindeyiz. Bir gün tepemize yıkılacak biz bunu biliyoruz. Buranın yıkılışını izledim. Yarın belki benim başıma yıkılınca birileri izleyecek."
'OKUL ÇIKIŞINA DENK GELSEYDİ...'
Mahalle esnafından İsmet Doğan ise, depremde hasar gören binaya 16 yıl boyunca hiçbir müdahalede bulunulmadığını söyledi. "Bu bina 99 depreminde sarsılma ile yan durdu. 16 yıl boyunca kimse bir şey yapmadı. İnsanlar o şekilde bina da kalmaya devam etti. Belediye bununla ilgili hiçbir önlem almadı" diyen Doğan, 2015 yılına kadar insanların bu binada yaşadığını ifade etti. Doğan, olay okul çıkışına denk gelseydi daha fazla insanın yaşamına mal olacağını dile getirerek, hem belediyenin hem de mülk sahibinin suçlu olduğunu aktardı.
'SUÇ BELEDİYEDE'
Çöken binanın hemen yan tarafında esnaflık yapan Uğur Alçan da, binanın çökmesinde belediyenin suçu olduğunu söyledi. Alçan, “Bu olayda belediyenin suçu var binayı boşaltmış ama yıkmamış. 52 daire var bu binada. 32 daire petrol sahibinin kalan 20 daire normal şahıslara aitti. Belediye tahliye ettiğinde bunlara imarda az kat vermiş. Bunlarda çok hisseli oldukları için kendi aralarında anlaşamamışlar. Herhangi bir güvenlik önlemi almamıştı belediye. Bir ihmal söz konusu, burası sıradan bir yer değil, E5 yoluna bağlanıyor. Akşam saatlerinde yoğun bir trafik oluyor. Şans eseri tenha bir saate denk geldi. Belediye başkanın açıklaması kendilerini savunur yöndeydi ben öyle anladım. Buranın yıkılması gerekiyordu” dedi.
Uğur Atabay-dihaber