DERSİM - Tunceli Sulh Ceza Hakimliği, belediye eşbaşkanları, sendika ve siyasetçileri tutuklama gerekçesinde, “internet üzerinden gelen çağrılar doğrultusunda eyleme katıldıklarını” iddia etti. Ancak hakim o gün kentte internet ve mobil telefon hatlarının kesik olduğunu unuttu!

Dersim’de belediye eşbaşkanları Nurhayat Altun ve Mehmet Ali Bul, Belediye Meclis üyesi Cemile Ataş, DİSK Dersim Temsilcisi Şükran Yılmaz, DBP İl Eşbaşkanı Murat Polat, HDP İl Eşbaşkanı Arslan Çağ, HDP PM üyesi Ekber Kaya, HDP il yöneticileri Hüseyin Dağdeviren ve Yaşar Ağın, EMEP İl Başkanı Mustafa Taşkale, BES Dersim Temsilcisi Musa Kılıç ve ESP'li Hakan Kavut önceki gün çıkarıldıkları Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi’nce tutuklanmıştı. Mahkeme tutuklamaya gerekçe olarak, HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasını protesto emek için Dersim’deki emek ve demokrasi güçlerinin öncülüğünde 4-5 Kasım’da il merkezinde düzenlenen basın açıklaması ve oturma eylemine katılmalarını gösterdi.

İldeki internet ağı ve mobil telefon hatlarının kesik olduğu, iletişimin durduğu 4-5 Kasım’da belediye eşbaşkanları, HDP, DBP ve EMEP yöneticilerinin, “PKK yöneticilerinin internet üzerinden yayın yapan haber siteleri üzerinden yaptığı çağrılar” doğrultusunda basın açıklamasına katıldıkları ve halkı kışkırttıkları ileri sürüldü. HDP İl Eşbaşkanı Arslan Çağ, HDP PM üyesi Ekber Kaya, HDP il yöneticileri Hüseyin Dağdeviren ve Yaşar Ağın’ın parti eşbaşkanları ile milletvekillerinin tutuklanmasını protesto ettikleri basın açıklamasına “PKK’nin çağrısı” doğrultusunda katıldıkları iddia edildi.

'BANA KUŞLAR HABER GETİRECEK DEĞİL’

Kesik olan internet ve telefon hatları üzerinden PKK yöneticilerinin yaptığı çağrılar doğrultusunda basın açıklamasına katıldıkları ileri sürülen siyasetçiler, hakimlikteki ifadelerinde şaşkınlarını dile getirdi. BES Dersim Temsilcisi Musa Kılıç ifadesinde, “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Tamamen asılsızdır. Bunun sebebi de o gün internet yoktu. Telefonlar kesikti. Bana bu durumda kuşlar haber getirecek değil. Ben kimseden emir ve talimat almadan yaşanan olaylara karşı bireysel tepkimi ortaya koymak için basın açıklamasına katıldım… Yapılan basın açıklaması anayasal bir haktır. Kesinlikle şiddet içermiyor” diye vurguladı.

EMEP İl Başkanı Mustafa Taşkale ise hakimlikteki ifadesinde, “Sebebi ve nedeni belli olan bir basın açıklamasının böyle adil olmayan bir suçlama ile örgüt üyeliğine dayatılmasını kabul etmiyorum” dedi.

Belediye Eşbaşkanı Nurhayat Altun ise savunmasında, “O günkü basın açıklamasına ilişkin anayasanın bana vermiş olduğu şiddet içermeyen demokratik hakkımı kullandım. Suç olduğunu düşünmüyorum” diye kaydetti.

Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul ise “Anayasal bir hak olan demokratik tepkimizi gösterdik. Yaptığımız basın açıklamasının suç olduğunu düşünmüyorum” diye belirtti.

BASIN AÇIKLAMASINI KATILDIKLARI İÇİN UZAKLAŞTIRILDILAR

Demokratik ve anayasal hakları olan basın açıklamasına katıldıkları için tutuklanan Altun ve Bul, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından görevden uzaklaştırılarak yerlerine Tunceli Vali Yardımcısı kayyum olarak atandı. Soruşturmayı yürüten savcının talebi doğrultusunda Sulh Ceza Hakimi her şeyin açık olduğu soruşturma dosyası için “gizlilik” kararı verdi. Avukatlar tutuklama kararına karşı bir üst mahkeme olan Erzincan Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz etti.

AÇIKLAMAYA KATILMAK ‘ÖRGÜT ÜYELİĞİ’ OLDU

Basın açıklamalarına katıldıkları için ESP, EMEP, DBP ve HDP yöneticileri ve belediye başkanlarını “örgüt üyesi” yapan Tunceli Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama kararın gerekçesinde şu iddiada bulundu: “Şüphelilerin üzerine atılı Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunun niteliği, bir kısım HDP milletvekillerinin ve Belediye başkanlarının tutuklanmasına ilişkin olarak 04/11/2016 günü Bölücü Terör Örgütü PKK yöneticisi Murat Karayılan tarafından bu konuda halkın bilinç göstermesi şeklinde açıklama yapılması, yine Bölücü Terör Örgütü PKK yanlısı haber sitelerinde genel nitelikli direniş çağrısı yapıldığı, bu kapsamda şüphelilerin dosya kapsamında yer alan görüntü inceleme tutanakları ve kayıtlardan da anlaşılacağı üzere sokağa çıkarak eyleme davet etme çağrıları yaptıkları…”