DİYARBAKIR - Diyarbakır’da görülen “KCK Ana Davası"nda savunma yapan DBP eski PM Üyesi Turan Genç, “Bu dava bir kumpas, siyasi soykırım ve komplo operasyonudur. Bu komploya alet olmak istemiyorum. Hukuksal bir metin olmayan bir iddianameye karşı savunma yapmayacağım” dedi.
Diyarbakır'da 2009 yılında "KCK" operasyonları kapsamında aralarında DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile tutuklu belediye eşbaşkanları Fırat Anlı ile Ahmet Türk'ün de bulunduğu 154 Kürt siyasetçi hakkında açılan "KCK Ana Davası"nın 68’inci duruşmasına verilen aranın ardından öğleden sonra devam edildi. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, başka bir davadan tutuklu olan Kürt siyasetçiler Ali Şimşek, Turan Genç ve Celal Yoldaş katılırken, avukatları da hazır bulundu.
‘HİÇBİR HUKUK BEKLENTİM YOK’
Davanın esasına ilişkin savunmasını Kürtçe yapan DBP eski PM Üyesi Turan Genç, “Ana davada bugüne kadar yapılan yargılama Kürtçe savunma hakkı verilmesi dışında olumlu bir gelişme yaşanmadı. Mahkemeden hiçbir hukuki beklentim olmadığını belirtmek istiyorum. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı ‘FETÖ/PDY Çatı İddianamesi’nde Gülen’in iadesi için Amerika’ya gönderilen resmi bir belgedir.
İddianamede, davanın yeniden görülmesi veya düşmesi konusunda somut veriler var. Bu iddianamede Özel Yetkili Mahkemeler’de (ÖYM) yapılan yargılamalar mahkûm edilmiş. ‘Köteksiz çözüm olmak’ denilerek cemaatin KCK operasyonlarını nasıl yaptığı ortada. Hiçbir şey olmamış gibi bu yargılamayı devam ettirmek akla ziyan bir sapkınlıktır. Bu yargılamayı devam ettirerek bu sapkınlık devam ettiriliyor. Bu davanın iddianamesi terörist olarak kabul edilen bir örgütün hazırladığı iddianameden ibarettir. Terörist olan bir örgütün hazırladığı iddianamenin kabul edilmesini doğru bulmuyorum” diye kaydetti.
Davada “adalet yerine getirilmesi taleplerinin mahkemece yerine getirilmedi” ifadesini kullanan Genç, sözünü kesen mahkeme başkanı, “Bu dosya düşmüştür, bitmiştir ifadelerini kabul etmiyoruz. O zaman FETÖ’nün yaptığı işlemlerden dolayı buradaki mahkemelerdeki dosyaların yüzde 60’ının düşmesi lazım. Bu da imkânsız. Bu da sizi dikkate almadığımız anlamına gelmemeli” cevabını verdi.
‘BU DAVA KUMPASTIR’
Dava dosyasında yer alan ortam ve telefon dinleme kayıtlarında “PM” ibaresinin “TM” olarak geçtiğini ifade eden Genç, “Tape kayıtlarında açık bir şekilde tahrifat var. Sahte deliller üretilmiş. Bu ses kayıtlarının mahkemede dinlenilmesini istiyorum” diye belirtti. Davada tutuklandığı 2009 tarihine kadar DTP’ye (Demokratik Toplum Partisi) bağlı Yerel Yönetimler ve Ekoloji Komisyonu’nda çalıştığını hatırlatan Genç, “Bu davada partideki siyasi kimliğim ısrarla gizleniyor. Yaptığımız siyasi çalışmalar gizlenirse belediye başkanı, meclis üyesi ile yaptığım konuşmalar yasadışı olarak gösterilir. Bu soykırım operasyonu üzerinden halen yargılama devam ettiriliyor. Bunu ahlaken de vicdanen de kabul etmiyorum. Bu dava bir kumpas, siyasi soykırım ve komplo operasyonudur. Bu komploya alet olmak istemiyorum. Hukuksal bir metin olmayan bir iddianameye karşı savunma yapmayacağım. Benim açımdan bu dosya meşruiyeti ve hukukiliğini yitirmiştir” dedi.
AVUKAT TANRIKULU: DAVANIN TEMELİ GERÇEĞE AYKIRI
Genç’in ardından savunma yapan avukat Sinan Tanrıkulu, bu davanın temelinin gerçeğe aykırı ve yasadışı bir şekilde alınan gizli tanık ifadelerine dayandığını belirterek, bu dosyada yer alan ortam dinlemesi ve telefon dinleme kayıtlarının bilirkişi incelemesinin yetersiz olduğunu kaydetti. Tanrıkulu, oluşturulan bilirkişi raporunun daha önce hazırlanan raporun tıpa tıp aynısı olduğunu vurguladı. Tanrıkulu, müvekkilinin beraatını istedi.
Yapılan savunmanın ardından duruşma yarına ertelendi.