Basın örgütlerinden tutuklamaya tepki: Sonuna kadar mücadele

İSTANBUL - 24 gün gözaltında kaldıktan sonra haber ve paylaşımları gerekçe gösterilerek 3 gazetecinin tutuklanmasına tepki gösteren meslektaşları, basın özgür olmadan Türkiye'ye demokrasi gelmeyeceğini vurguladı. Basın örgütleri , "Arkadaşlarımızın özgürlüğü için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

Redhack’in yayınladığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerini haberleştirdikleri için 25 Aralık 2016 tarihinde İstanbul merkezli yapılan ev baskınla gözaltına alınıp 24 günün sonra tutuklanan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik, Diken eski editörü Tunca Öğreten ve BirGün Gazetesi Muhasebe Sorumlusu Mahir Kanaat ile dayanışma açıklaması yapan basın meslek örgütleri, gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

ENGİN: DEMOKRATİK DEVLET İNANCI KALMADI

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aydın Engin 24 gün boyunca gözaltında tutulan gazetecilerin serbest bırakılması gerekirken 3 tutuklama yaşanmasının Türkiye’de gazetecilik yapmanın suç haline geldiğini kanıtladığını söyledi. Engin devamında, “Tutuklanan ya da serbest bırakılan arkadaşlarımızdan çok daha önemli olan yanı gazetecilik yapmak, gerçekleri söylemek, halka gerçekleri aktarmak yani gazeteciliğin asli görevlerini yerine getirmek suç haline geldi. Eğer gerçeği söylemek, halkın haber alma hakkını savunmak suç haline geldiyse bir ülkede artık orada rejimin adının anayasada yazdığı gibi 'laik demokratik bir hukuk devletidir' cümlesinin inandırıcılığının kalmadığını söylememiz gerekecek" dedi.

FARUK EREN: BASKILARA KARŞI DİRENMELİYİZ

Disk Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren de, gazeteciler üzerinde artan baskının 15 Temmuz öncesine dayandığını ve şu anda da şiddetlenerek arttığını hatırlatarak, gazetecilerin yazdıkları haberler ve kitaplarla cezaevine konularak yıldırılmaya çalışıldığını ifade etti. Tutuklanan 3 gazeteci için uyduruk, delil bile olmayan tanımlamaların yer aldığını dile getiren Eren, gazetecilerin aynı zamanda kaldıkları süre boyunca işkenceye maruz kaldığını anımsattı. Gazetecilerin aileleri ile görüştürülmemesi ve eşyalarının verilmemesi de eleştiren Eren, yaşanılanların 12 Eylül uygulamalarından daha vahim olduğunu vurguladı. Son olarak, hem halkın haber alma hakkına sahip çıkması hem de meslektaşlarının baskılara karşı direnme ve örgütlenmesi adına çağrıda bulunan Eren, hukuksuzca tutuklanan meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.

DURMUŞ: BASIN ÖZGÜR OLMADAN DEMOKRASİ GELMEYECEKTİR

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise, Türkiye’de son dönemde yaşanılanların basın özgürlüğü ile bağdaşmayan durumlar olduğunu ifade etti. Durmuş, şöyle devam etti: "Mesleki iddialarla tamamen suç üretilerek 3 meslektaşımız cezaevine gönderildi. Bu 3 arkadaşımız dışında cezaevinde olan tüm meslektaşlarımız için yürüttüğümüz mücadelenin bir parçası olacak bu arkadaşlarımızın özgürlüğü. Türkiye’de cezaevlerindeki gazeteciler özgür kalmadan basın özgürlüğü, demokrasi asla gelmeyecektir Türkiye’ye. Biz basın örgütleri olarak arkadaşlarımızın özgürlüğü için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Halkımızın da haber alma hakkını sahiplenmeye çağırıyoruz" dedi.