İSTANBUL - 250 Kürt siyasetçisinin yargılandığı “KCK İstanbul” davasında ifade veren sanıklar, davanın siyaset yapma haklarının ihlali olduğunu belirterek, "İddianameyi hazırlayan savcılar nerede" diye sordu.
“KCK İstanbul” olarak adlandırılan ve 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı dava İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuksuz yargılanan çok sayıda Kürt siyasetçisinin katıldığı duruşma kimlik tespiti ile başladı. Kürt siyasetçilerden Hüsnü Taş, tercüman eşliğinde yaptığı Kürtçe savunmasında, iddianamede yer alan eylem ve etkinliklerin hiçbirinin suç olmadığını vurguladı. Bütün etkinlikler ilgili kurumların izini ile yapılmış olduğunu ifade eden Taş, telefon tape kayıtlarına dair ise, “Benim Kürtçe konuşmalarım polisler tarafından çevrilmiş ve farklı şekilde çevrilmiştir. Bu insan haklarına ve özgürlüğünü engellemek amacıyla yapılmıştır” dedi.
‘SİYASİ BİR KARARLA HAZIRLANDI’
Taş’ın ardından dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Esenler İlçe Eşbaşkanı Hülya Avşar savunma yaptı. Adilinin Arapça olduğunu dile getirerek, asimilasyon politikalarından dolayı ana dilinde savunma yapamadığı için üzüntüsünü ifade eden Avşar, “Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de ki diğer sorunlar çözülemez. Kürt sorunu çözümü dayatıyor” dedi. Kendileri hakkında hazırlanan iddianamenin siyasi bir karar ile hazırlandığını hatırlatan Avşar, "Bu kararları alanlar nerededir. Ergenekon, Balyoz davaları düşürüldü, ancak bizim davalar devam ediyor. Siyasi bir karar ve hukuksuz olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor” diye konuştu.
'AYAKTAYIZ VE KARŞINIZDAYIZ
Dönemin BDP yöneticisi Cimşit Atalay ise, “Biz doğal ve demokratik bir siyaset yürütüyoruz. Bizim siyaset yapma hakkımız yok mu. Bu büyük bir hukuksuzluktur. Bu iddianame Kürtlerin konuşmaması, kendini savunmaması üzerine kurulmuştur. Kürtler artık eski Kürtler değildir” diye konuştu. Evinden alınan kitapların büyük çoğunluğunun PKK Lideri Abdullah Öcalan kitapları olduğunu ifade eden Atalay, “Benim için Sayın Öcalan’ın düşünceleri önemlidir. Yapacağım siyaset içinde Sayın Öcalan’nın düşünceleri benim için önemlidir” vurgusu yaptı. Atalay, şöyle davam etti: “Birçok hukuksuzlukla karşılaştık ama yine de ayaktayız ve karşınızdayız. Biz Kürtler yıllarca yok sayıldık. Dilimizin yasaklanması üzerine filmler yapıldı. BDP’nin rolü barıştır.”
İrfan Hülakü de savunmasında şunları söyledi: “Bizim suçlu olduğumuza dair bir karar yok. Biz ceza infaz evinde kalıyoruz. Hukuk herkes için geçerlidir. ‘Terör örgütü’ mensuplarınca başlatılan bir yargılama düşürülmez mi?”
Yapılan savunmaların ardından duruşma 17 Mart'a ertelendi.