SİİRT - Şirvan’da maden faciasında göçük altında kalan işçilerin madendeki çatlaklıkları bildirdiği ancak şirket yetkililerinin dinlemediği ortaya çıktı. Aileler zamanında müdahale edilmemesinden yakınırken, göçük altında daha önce kendi imkanlarıyla çıkan işçi Yavuz Yıldız da bulunuyor.
Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Maden köyünde meydana gelen faciada yakınları göçük altında kalan aileler, yürütülen çalışmalardan şikâyetçi. Göçüğün meydana gelmesinde Ciner Şirketler Grubu’nun yüzde 100 suçlu olduğunu söyleyen aileler, “Şirket üretim yerine güvenliğe önlem verseydi bu facia yaşanmazdı. Çocuklarımız iki bin liraya 12 saat boyunca çalışıyor. Normalde üç vardiya ve 8 saat şeklinde çalışılması gerekirdi” ifadelerini kullandı.
‘YÜZDE 100 ŞİRKET SORUMLUDUR’
Göçük altında kalan Kerem Arat’ın babası Zahir Arat, Ciner’in göçükte yüzde 100 ihmalinin olduğunu söyledi. Göçüğün meydana geldiği noktada aylar öncesinden çatlakların oluştuğunu ve çatlakların dolgu yöntemiyle doldurduğunu belirten baba Arat, ihmallerin göçüğe davetiye çıkardığını ifade etti.
‘SİİRT VALİSİ VE AKTAY İZİN VERMEDİ’
Bölgeye incelemeler yapmak için gelen Siirt Valisi ve AK Parti Milletvekili Yasin Aktay’ın çalışmalara engel olduğunu aktaran baba Arat, “İkisi buraya geldi ‘Çalışmak tehlikelidir’ diye işçilerin çalışmasını engellediler. Ne çalışmamıza izin verdiler ne de kendileri çalıştı. Eğer bıraksalardı biz kendi imkanlarımızla çocuklarımızı bir an önce toprak altından çıkarırdık” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZ KURTULABİLİRDİ’
Baba Arat, tepkisini şöyle dile getirdi: “Eğer zamanında müdahale edilseydi çocuklarımızın canlı bedenlerine ulaşma ihtimalimiz daha yüksek olurdu. Çünkü birçok aile çocuğunu telefonla aramış ve telefonlar açılmış, fakat kimse konuşmamış. Bundan eminim eğer zamanında müdahale edilseydi çocuklarımız kurtulurdu. Benim çocuğum hala toprak altında. Ben ilk gün doğrudan Siirt Valisi’nin yanına gittim. Toprak altında kalan insanların ve çocuğumun kurtulması için fakat Vali ‘Şimdi çalışmak tehlikelidir’ diyerek bizi dinlemedi.”
DAHA ÖNCE DE GÖÇÜK ALTINDA KALMIŞTI
Göçük altında kalan ve halen kurtarılmayı bekleyen Yavuz Yıldız’ın daha önce de göçük altında kaldığı ortaya çıktı. Ağabeyi Yavuz’un gece vardiyasında 12 saat çalıştığının altını çizen Fatih Yıldız, “Kardeşim gece vardiyasında 12 saat çalışıyordu. Yine bir buçuk ay önce madende meydana gelen göçükte Yavuz torak altında kalıyor. O zaman kendi imkanlarıyla göçükten çıkıyor. Fakat bu sefer...” dedi.
YETKİLİLER DİNLEMEDİ
Kardeşi Yavuz’un madende oluşan çatlakları gördüğünü ve bildirdiğini fakat yetkililer tarafından hiçbir önlem alınmadan ısrarla işçilerin çalıştırıldığını kaydeden Yıldız, “Normalde işçilerin 8 saat ve üç vardiya şeklinde çalışması gerekir. Fakat burada 12’şer saat iki vardiya şeklinde işçiler çalıştırılıyor” diye konuştu.
‘KAMERALAR ÖNÜNDE ŞOV YAPTILAR’
Ağabeyi Yavuz’un kurtarılmasını bekleyen Fatih Yavuz, şunları söyledi: “Yavuz aşırı yağmurun yağmasından dolayı zeminin yumuşadığını ve çalışmak istemediklerini yetkililerine bildiriyor. İşçiler çalışmak istememesine rağmen yetkililer tarafından işe gönderildiler. Şirket para gelsin de ne olursa olsun mantığıyla hareket etti. Şirketin imkânları çoktu ve isteselerdi ilk gün müdahale edip toprak altında kalan akrabalarımızı çıkarabilirlerdi. Ama Kürt olduğumuz için ilgilenmediler. Devlet burada sadece kameralar önünde şov yaptı. Göçük altında kalanların yakınları ses etmesin diye başlarına bir sürü asker yığdılar.”
‘TEK AMAÇLARI DAHA FAZLA KÂR’
İsmini vermek istemeyen bir şirket çalışanı ise, şirketin uzun süreli bir planının olmadığını sadece günü kurtarmak için işçileri çalıştırdığını söyleyerek, “Tek amaçları günde daha fazla bakırın çıkmasıydı. İş güvenliği kaygısı yoktu. En büyük kaygıları fazla daha fazla kar elde etmekti. Bu nedenle de şirket bizi sürekli sıkıştırıyordu” ifadelerini kullandı.
ÜRETİME VERİLEN ÖNEM GÜVENLİĞE VERİLSEYDİ...
Devasa maden sahasında aydınlatma ve kamera sisteminin olmadığını vurgulayan maden işçisi, “Palyeler (basamak) standartlara uygun değil. Genişliği en az yirmi metre olması gerekirken 4 veya 5 metre ile sınırlandırılmış. Şirket üretime verdiği önemi güvenliğe verseydi bu facia yaşanmazdı. AFAD, AKUT ve UMKE’den gelen ekipler görüntü kirliliği dışında bir şey yapmıyor. Gelen AKP’li yetkililer de sadece firma sahipleriyle görüşüp gidiyor” şeklinde konuştu.
Mahmut Ruvanas / Lezgin Akdeniz - dihaber