Dosya var ‘uzlaşma komisyonu’ yok

İZMİR - Aliağa’da iş güvenliğinin olmadığı inşaatta başına düşen kalastan ağır yaralanan ve 9 aydır bilinci kapalı yaşama tutunan Hasan Ülker adlı işçinin dosyası “uzlaşma komisyonu”na gönderildi. Ancak Aliağa’da “uzlaşma komisyonu" olmadığı için yargılama süreci tıkandı.

İzmir Aliağa'da PETKİM A.Ş. ortağı SOKAR A.Ş.'nin taşeronu İlk İnşaat Firması’nın alt taşeronu Doğsan İnşaat’ta yükleme işçisi olarak çalışan ve 30 Nisan 2016 tarihinde başına düşen kalastan ağır yaralanan 19 yaşındaki Hasan Ülker, 9 aydır bilinci kapalı bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.

PATRONUN OĞLU MESAİYE ZORLADI

Doğsan İnşaat’ın sahibi Zülfü Doğan'ın oğlu Batuhan Doğan, kazadan 15 gün önce işe başlayan ve mesaileri bitmesine rağmen “Kalacaksın bu iş bugün bitecek” diyerek, Hasan Ülker’i yükleme işi için zorla mesaiye bıraktı. Mesai sırasında demir boruların yüklendiği 9 cm çapındaki kalaslardan biri kırılarak Hasan Ülker'in kafasına düştü. Yere yığılan Ülker önce Aliağa Devlet Hastanesi'ne, ilk müdahalenin ardında da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırıldı. 83 gün boyunca yoğun bakımda tutulan Hasan Ülker son 3 aydır da evinde bilinci kapalı bir şekilde yatıyor.

Olayın hemen ardından başlatılan soruşturma 1 Aralık 2016 tarihinde tamamlandı. Soruşturma sonucunda savcılığa sunulan bilirkişi raporunda olay sırasında vinç operatörlüğü yapan Doğsan İnşaat şirketinin sahibi Zülfü Doğan'ın oğlu Batuhan Doğan kusurlu bulundu. Yine raporda, Doğan’ın yavaş çalışması ve demir borularını yavaş bir şekilde indirmesi gerekirken bu işlemleri çok hızlı yaptığı için demir boruların yüklendiği 9 cm çapındaki kalaslardan biri kırılarak Hasan Ülker'in kafasına çarpıp ağır yaralanmasına sebebiyet verdiği belirtildi. Vinçle yapılacak çalışmalarda alınacak güvenlik tedbirlerinin gözardı edildiği kaydedilen raporda, Batuhan Doğan kazada “asli kusurlu” bulundu.

ARABULUCU YOK DAVA AÇILAMIYOR

Soruşturmanın ardından savcılık dosyayı geçtiğimiz ay Meclis’ten geçen “uzlaşma komisyonu” yasasına göre mahkemeden önce “uzlaşma komisyonuna” gitmesi gerektiğine karar vererek arabulucuya gönderdi. Ancak Aliağa'da "uzlaşma komisyonu" olmadığı için yargılama süreci tıkandı ve açılması gereken kamu davası bir türlü açılamadı.

ŞİRKET MASRAFLARI KARŞILAMADI

83 günün ardından Ege Üniversitesi Hastanesi “Bizim yapacağımız bir şey kalmadı” diyerek Hasan Ülker'i taburcu etti. Daha sonra ailenin yaptığı araştırmalar sonucunda Almanya'da bulunan bir hastanenin aylık 30 bin Euro karşılığında Hasan'ı tedavi edebileceğini söylemesi aileyi umutlandırdı. Ancak kendisi de işçi emeklisi olan baba Kemal Ülker, son bir aydır tedavi masraflarını karşılamak için çalmadık kapının kalmadığını söyledi. Şirket sahibinin yasalar gereği tedavi masraflarını karşılaması gerektiği halde hiçbir adım atmadığı gibi "Bu kadar para harcamaya gerek yok, iyileşmez" diyerek aileyi başından saldığı belirtildi.

İŞ GÜVENLİĞİ YOK

Bunun yanı sıra iş güvenliği uzmanı çalıştırmayan şirket, Hasan Ülker'i asgari ücret ile haftanın 6 günü, günde en az 11 saat çalıştırırken, yine ifade tutanaklarına göre şirkette çalışan işçilerin talep etmesine rağmen yükleme sırasında ve öncesinde de herhangi bir iş güvenliği eğitimi verilmedi. Baret, demir uçlu ayakkabı gibi ekipmanların da işçilere verilmediği belirtildi.

Bilirkişiye tanık sıfatıyla ifade veren Erman Serçe, "Bize kimse baret vermedi. Bana ve Hasan'a bu süre zarfında herhangi bir iş güvenliği eğitimi de verilmedi" dedi.

'NE OLURSA OLSUN DAVANIN PEŞİNDEYİM'

“Ne olursa olsun insan canı kıymetli olmalı” diyen baba Kemal Ülker, "Zülfü Doğan hep kaçıyor kendini kurtarmanın peşinde. Ancak ben ne olursa olsun davamın peşini bırakmayacağım" dedi.

Abla Seçil Ülker ise, tazminatın peşinde olmadıklarını belirterek, "Bir lira dahi almayalım ama Batuhan Doğan cezasını alsın. Bizim kararımız kesinlikle budur" ifadelerini kullandı.

'BUNA İŞ CİNAYETİNE TEŞEBBÜS DENİR'

Hasan Ülker ve ailesinin avukatlığını yapan İmdat Ataş, "Türkiye'de yaşanan iş cinayetinin tekrarını bu davada da görüyoruz" diye konuştu. İşçilere iş güvenliği eğitimi verilmediğini söyleyen Ataş, "Tabi buna yasal olarak kaza deniliyor biz buna iş cinayetine teşebbüs diyoruz" dedi.

Ruken Demir / Sakıp Yaşar - dihaber