AĞRI - Sabah saatlerinde gözaltına alınan ve yerine kayyum atanan Tutak Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Öztürk, DBP’li belediyelere atanan kayyumların tarihe birer kara leke olarak geçeceğini söyledi.
Ağrı’da yerine 11 Ocak’ta kayyum atanan Tutak Belediye Eşbaşkanı Fırat Öztürk, gözaltına alınmadan önce dihaber’e değerlendirmelerde bulundu. Tutak Belediyesi’ne kayyum atandığı sırada yolda olduğunu belirten Öztürk, “Yerime kayyum atandığını yoldayken bana tebliğ ettiler. Ağrı’ya geldikten sonra evimin basıldığını öğrendim. Daha gelir gelmez aracımıza el koydular. Sabah saat 05.00’a kadar evimde arama yapıldı” dedi.
‘SEÇİLMİŞLERİN İRADESİNE DARBE’
DBP’li belediyelere atanan kayyumların “iradeye darbe” niteliğinde olduğunu hatırlatan Öztürk, “Kayyum kararı tamamen siyasi bir karardır. Çünkü bana verilen tebligatta ‘Örgüt üyesi olmamakla beraber, faaliyetlere bilerek ve isteyerek destek vermek’ yazıyordu. Bu tutarsız gerekçe yüzünden geçici olarak görevden uzaklaştırıldım” diye konuştu.
‘BU HALKTAN ÖZÜR DİLEYECEKLER’
Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarıyla beraber ülkede antidemokratik uygulamaların hat safhaya ulaştığını belirten Öztürk, “Halkın iradesi yok sayılıyor. Atanan kayyumlar tarihe birer kara leke olarak düşecek. Bir gün gelecek halkın seçtiği tutuklu eşbaşkanlar, milletvekilleri ve kayyum atadıkları belediyeler için bu halktan özür dileyecekler” ifadesinde bulundu.
‘TUTAK ORTAK YAŞAMIN MODELİYDİ’
Tutak ilçesinde Kürt ve Türk halkının yıllardır kardeşçe yaşadığını ve bu ortak yaşamı kabullenmeyen sistemin ilçeye kayyum atadığını söyleyen Öztürk, “Tutak ilçesinin kozmopolitlik bir yapısı var. Tutak Belediyesi Kürt ve Türk halkının iradesiyle yüksek bir oy oranıyla kazanıldı. Halkların bir arada barış ve huzur içinde yaşadığı bu ilçe ortak yaşamın en iyi modeliydi. Bundan rahatsızlık duyanlar bu halkın iradesini 3-5 polisle zorla elinden almak istiyor. Bu karar vicdani ve adaletli değildi” diye konuştu.
‘OHAL YÜZÜNDEN HALK CANINDAN BEZDİ'
Kanun Hükmünde Kararname’ler (KHK) çıkarmak için gereken zeminin OHAL ilan edilerek oluşturulduğunu dile getiren Öztürk, şöyle devam etti: “OHAL ilanından sonra halk canından bezdi. Halkın iradesi olan belediyeler karakollara, askeri kışlalara çevrildi. Demokrasi postallarla çiğnendi, yok sayıldı. Böylesi antidemokratik bir ortamda adalet ve eşitlikten bahsetmelerine anlam veremiyorum.”