65 gündür eylemde olan eğitimci Özakça: 'Hayır'la iktidar çözülür

ANKARA - KHK ile mesleğinden ihraç edilen ve 65 gündür Yüksel Caddesi’nde oturma eylemi yapan Semih Özakça, “Açlık grevi, çadır eylemi gibi eylem türlerini tartışıyoruz” dedi. Özakça, referandumda "Hayır" çıkmasıyla iktidarın çözüleceğini söyledi.

Kanun Hükmünde Kararname ile mesleğinden ihraç edilen Semih Özakça 65 gündür Nuriye Gülmen ile birlikte Yüksel Caddesi İnsan Hakları önünde “İşimi geri istiyorum” talebiyle oturma eylemini sürdürüyor. Eyleminin 65’inci gününde dihaber’e konuşan Semih Özakça, direnişin insanı onurlu kıldığını belirterek, “Bir yerde, ortak bir zeminde buluşmak lazım. Bu zeminde direniş zeminidir” diyerek tüm emekçileri eylemlerine destek vermeye çağırdı.

‘SESSİZLİK RAHATSIZ EDİYORDU’

Mardin’in Mazıdağı ilçesinde sınıf öğretmeni olan ve eşi ile birlikte 9 Eylül tarihinde yayınlanan KHK ile açığa alınan Özakça, açığa alındıktan sonraki süreçte sendikaların hareketlenmesini beklediğini ancak zaman geçtikçe yaşanan sessizlikten rahatsız olduğunu aktardı. Dişe dokunur bir eylemselliğin yaşanmadığı nokta da ise kendisine sürekli “ne yapabilirim” sorusunu sorduğunu aktaran Özakça, hükümetin tavrına karşı bir şeyler yapma ihtiyacı his ettiğini söyledi.

Eskişehir’de Nuriye Gülmen ile bir araya gelen Özakça, burada Gülmen ile eyleme başlama kararı aldıklarını aktardı. Bu süreçte açığa alınmasının ardından ihraç edildiğini de öğrenen Özakça, Gülmen’in eyleminin 12’nci gününde Ankara’ya giderek eyleme başladığı bilgisini verdi.

‘BİR YANIM EKSİKTİ'

Ankara’ya gelerek eyleme başlamasının ardından ailesinden uzak kalan Özakça, bu sürecin kendisini çok yıprattığını belirterek, “Ailem Mardin’deydi ben Eskişehir’deydim. Eşim bir süre sonra tekrar mesleğine döndü. Ve o yüzden gidip gelmeler de zorlaştı. Aklımın bir yarısı hep eşimde kalıyor. Bir yarınız eksik kalıyor aslında. Ancak eşim bu süreçte hep bana destek oldu. Sonuç olarak her şeyin bir bedeli var. Mücadele etmenin ve direnmenin de bir bedeli var. Evde otursaydım onunda psikolojik bir bedeli olacaktı. Yine ekonomik sıkıntılar yaşayacaktık yine aynı olacaktı. Kısacası direnmek gerekiyor” diye konuştu.

'MÜCADELE ETMEZSEK...'

Oturma eyleminin devam ettiği günlerde birçok kez polis şiddetine maruz kalan ve yaşanan süreçte ise kendisini diri tutan düşüncenin mücadeleye olan inancı olduğuna işaret eden Özakça, “Bize muktedirler, ‘Ben size her şey yaparım ama siz hiçbir şey yapamazsınız’ diyordu. Mücadele etmezsek iktidarın istediğini yapmış olurduk” diye ekledi.

CESARETİ BÜYÜTMEK

“İktidar yapacağını yaptı peki biz ne yapacağız” sorusunu soran Özakça, sendikaların bu süreçte pasif kaldığına yönelik de eleştirilerde bulunarak, “Ama bu direniş ve cesaret perspektifini üyelerinde geliştiremeyen bir konumda yer aldı. Şu anda da baktığımızda eylemsellik ortaya koyamadılar. Bu cesaret ve korku ile açıklanabilir bir durum değil. Cesareti büyütürsen cesaret, korkuyu büyütürsen korku doğar” dedi. Özakça, yaşananlar karşısında toplumun, “patlama noktasına” geldiğini de aktararak, “Ben emekçilerin o tepkiyi göstereceğine inanıyorum” dedi.

‘EYLEMİMİZ BİR İRADE SAVAŞIDIR’

Özakça, yaptıkları eylemi ‘bir irade savaşı’ olarak değerlendirerek, “Polisin iradesine hiçbir zaman teslim olmamış bir eylem. Kanımızla canımız pahasına yürüttüğümüz bir eylem ki şuan da hala üzerimizde ki baskı devam ediyor. Ama bu eyleme devam ediyoruz onların icazetiyle yapmıyoruz” diye konuştu.

‘AÇLIK GREVİ İLE ÇADIR DİRENİŞİ BAŞLAYACAK’

Oturma eyleminin geniş bir kesime ulaştığını ve yankı uyandırdığını aktaran Özakça, iktidarın böylesi süreçlerde boş durmadığını ve kendilerini düşman ilan ettiklerini belirtti. Eylemin uzun vadede aynı şekilde yürütülmesinin eylemin etkisini azaltacağı yönünde düşünceleri olduğunu da paylaşan Özakça, “Bunun için eylemin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda açlık grevinde girme gibi düşüncemiz var ama ona girmeden her yolu deneyelim istiyoruz. Bakın diyelim bu yolları denedik başka öneri var mı? Açlık grevinden başka çaremiz kaldı mı?” dedi.

Açlık grevinin başlatmadan önce bir çadır direnişi mücadelesi vereceklerini belirten Özakça, “Onun öncesinde bir çadır direnişini mücadelemiz olacak. Açlık grevi çadır direnişiyle mi sonrasında mı başlar şu an için tam olarak bir şey diyemiyorum. Bilinen bir şey var o da bu direniş büyüyecek” dedi.

'HAYIR' DEMEK...

Başlatılan "Hayır" kampanyalarına dikkat çeken Özakça, son olarak şunları ekledi: "Ülkemiz faşizm ile yönetiliyor. Bu uygulamalar gitmesi için faşizmin gitmesi gerekiyor. Hayır çıksa da faşizm daha azgın bir şeklide bize saldıracaktır. Bizim yapmamamız gereken fiili-meşru mücadeledir. Yaptıklarını kılıfa uydurmak için bu anayasa değişikliğini yapıyorlar. Bu kabul edilemez. Evet, çıkacağını düşünüyorlar. Ama kendi çözümsüzlüğü var, yönetemem krizi var. Buna olumsuz bir cevap verilmesi, 'Hayır' denmesi bu krizi derinleştirir."