İDLİB - İdlib’te Ehrar El Şam ve El Nusra arasında karşılıklı suçlamalarla başlayan gerilim Astana görüşmelerinden sonra yerini ağır top atışlarına bıraktı. Ehrar El Şam’ın saldırısına Nusra’nın da karşılık verdiği bildirildi
Ehrar El Şam ve Şam Fethi Cephesi (El Nusra) arasında Astana görüşmeleri öncesinde başlayan ve görüşmelerin ardından devam eden çatışmalar şiddetleniyor. Ehrar El Şam’a katılan ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) içindeki gruplardan Ceyş’ul İslam örgütü İdlib güneyinde El Nusra’nın denetimindeki bölgelere ağır toplarla saldırı başlattı. Günlerdir süren hazırlıklar nedeniyle taraflar arasında büyük bir savaşın başlayacağı beklenirken, saldırılara karşı El Nusra’nın da karşılık verdiği bildirildi.
ÖSO PARÇALANIYOR
İran, Rusya ve Türkiye garantörlüğünde yapılan Astana Görüşmelerinin hemen öncesinde Şam Fethi Cephesi’nin (El Nusra) İdlib’teki karargahlarının ABD’nin savaş uçakları tarafından bombalanması ile 100’ün üzerinde Nusra üyesinin öldüğü belirtildi. Karargahların koordinatlarının ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) içinde yer alan gruplar ve Ehrar El Şam tarafından ABD’ye verildiğini savunan El Nusra ile diğer gruplar arasında başlayan “İhanet” suçlaması Astana Görüşmelerinin ardından şiddetlendi. Bunun üzerine aralarında Ceyş’ul İslam’ın da bulunduğu ÖSO’cu 6 grup kendini feshederek Ehrar El Şam’a katılırken, Sukur'ul Şam’a bağlı bazı birlikler de El Nusra tarafına geçti.
KARŞILIKLI FETVALAR VERİLDİ
Geçtiğimiz gün Ehrar El Şam ve beraberinde hareket eden grupların kontrolündeki noktaları ele geçiren El Nusra, Ehrar El Şam ve beraberindeki gruplara karşı savaş hazırlığına başladı. Buna karşı İdlib’in Kuzey’inde Türkiye sınırına yakın bölgelerde hazırlıklarını sürdüren El Nusra’ya karşı, Ehrar El Şam’a yakınlığı ile bilinen Abdullah El Muheysini de fetva yayınlayarak savaş çağrısında bulundu.
Çağrılar ile birlikte daha önce El Nusra’ya dönük Ceyş El Mücahidin grubunun saldırılarında 6 El Nusra üyesi öldürülmüştü. Buna karşı El Nusra da fetva çıkaran “din adamlarına” karşı bildiriler yayınlayarak, kendisini savunurken, söz konusu grupların Astana görüşmelerine katılarak, kendilerini destekleyen Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin baskısı karşısında fetvalar verdiğini vurguladı.