MARDİN - Nusaybin’de aylardır bitmek bilmeyen yıkıma rağmen yaşam alanlarını bırakmamakta kararlı olan halk, az hasarlı olduğu için tamir ettikleri evlerin de kepçelerle hasarlı hale getirildikten sonra keyfi olarak yıkıldığını belirtti.
14 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından tel örgülerle ikiye bölünen Mardin'in Nusaybin ilçesinde yıkıma ve baskıya rağmen halk, yaşam alanlarını terk etmemek konusunda ısrarlı. Nusaybinlilerin kimisi evlerinin yıkılmaması için nöbet tutarken kimisi ise boş arsalarına sahip çıkarak günlerini burada geçiriyor. Sağlam evlerin kepçe darbeleriyle hasarlı duruma getirildiğini belirten halk, asıl nedenin "güvenlik" değil halkı mağdur etmek olduğunu söyledi.
Yasağın kısmi olarak kalktığı ilk zamanlarda mahallede hasar tespiti yapan mühendisler tarafından evine yıkım kararı verilen 65 yaşındaki Mahmut Baş, evinin içinde patlatılan mayın parçasının bir kolona isabet etmesiyle ufak bir hasarın oluştuğunu ancak bu hasarın onarılmasının da çok basit olduğunu ifade etti. Sağlam evinin yıkılmasına göz yummayan Baş, "Evimizin fotoğraflarını çektik, videoya aldık ve yıkılmaması için yazdığımız dilekçeyle birlikte Mardin’e gönderdik. Dilekçeden sonra yıkım işaretini kaldırdılar" dedi.
Evini tamir etmesine rağmen yetkililere güvenmediğini vurgulayan Baş, şunları aktardı: “Evimizi tamir ettik biraz. Yıkılmasın diye sabahtan akşama kadar önünde bekliyoruz. Yıkarlar mı yıkmazlar mı bilmiyoruz. Yıkılmaması için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
‘SAĞLAM EVİ KEPÇE DARBESİYLE HASARLI HALE GETİRDİLER'
Yasağın devam ettiği Fırat Mahallesi’nde bulunan evinin sağlam olmasına rağmen kepçe darbesiyle hasarlı duruma getirildiğinin altını çizen 52 yaşındaki Hacı Sevim, sağlam evinin keyfi bir biçimde yıkıldığını belirtti. Yasak süresince evinin askerler tarafından karargah olarak kullanıldığını dile getiren Sevim,
“Zaten sanki bizim evimiz değil de kendi evleri gibi davranıyorlar. Biz de sağlam olan evlerimizi yıktıkları için dava açtık. Şimdi iki odalı bir evde kirada yaşıyoruz” diye belirtti. Odun ve kömür satarak geçimini sağlayan Sevim sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi kalan birkaç ton odunum var tellerin arkasında, kimse çalmasın diye geliyorum nöbet tutuyorum. Çocuklarımı zar zor geçindiriyorum. 1 yıldır iş yapamıyorum.”
KALAN EVLER İÇİN NÖBETTELER
Yasak sırasında tüm zor koşullara rağmen evinden çıkmayan Şükran Toprak'ın yasak sonrası tamir ettiği evi de yıkıldı. Konuşmakta zorlanan Toprak, “Bütün emeklerimi yerle bir ettiler. Yaşadığım sürece bunları unutmayacağım. Yerimde kim olsaydı burayı terk eder giderdi ama gönlüm yine de el vermiyor bırakıp gitmeye. Kalan evler için nöbet tutmaya geldim” ifadelerini kullandı.
‘POLİS PARA CEZASI İLE TEHDİT ETTİ'
Tank ve toplarla yıkılmayan evlerin kepçelerle yıkıldığını söyleyen Toprak,
şunları aktardı: “Nusaybin’imiz güzeldi düşmanlar yıkıyorlar. Tank toplarla yıkamadıkları sağlam evleri kepçelerle yıktılar. Onu da geçtim eşyalarımızı gelip çaldılar. Eşyalarımızı çıkartırken de bize hırsız muamelesi yaptılar. Hükümetin polisleri çaldıkları eşyaları söylemeyip bizi hırsızlıkla suçluyorlar. Kaynımın evine giderken polisler eğer girersen sana 3 bin TL ceza veririm diye tehdit etti. Sabahtan akşama kadar nöbet tutmaya geliyoruz bu soğukta.”