DİYARBAKIR - Dünya Çocuk Hakları Günü’nde açıklama yapan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne çekince koyduğunu ve bu yüzden hak ihlallerinin gün geçtikçe arttığını belirtti.
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin baro binasında basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda baro üyesi ve yöneticisi avukatın hazır bulunduğu toplantıda ilk olarak konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, çocukların toplumun geleceği olduğunu ve bu yüzden gelecekleri olan çocuklara sahip çıkılması gerektiğini belirtti. Ortadoğu’da devam eden savaş nedeniyle her yıl binlerce çocuğun mülteci olduğunu hatırlatan Özmen, “Türkiye’deki kamplara yerleştirilen çocuklar hakkında birçok rapor yayınlanıyor. Türkiye iktidarı yetkilileri bu raporlara kulak vermiyor. Özellikle iktidar ve siyasi partiler çocuklar için mücadele içerisinde olmalıdır” dedi.
'HAK İHLALLERİ GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR’
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Mahmut Çiftçi ise Türkiye’nin 1995 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğunu ancak çocuklara yönelik hak ihlallerinin her geçen gün artarak devam ettiğini vurguladı. Çiftçi, Türkiye’nin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalarken çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren 17’nci, 29’uncu ve 30’uncu maddelerine çekince koyduğunu hatırlattı ve “Bu çekinceler çocuk haklarına ciddi anlamda sınırlılık getirdiği bilinmekle birlikte, bu çekincelerin kaldırılması için siyasi erkler hareketsiz kalmaya devam etmektedir” dedi.
Mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuğun cinsel istismarı ve ticaretinin de mücadele edilmesi gereken komplikeler olarak sıralayan Çiftçi, “Bölgemizde ise Kürt meselesine paralel gelişen olaylarda devletin negatif yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve doğrudan kamu görevlilerinin fiilleriyle ortaya çıkan yaşam hakkı ihlallerinin yanı sıra, yine toplumsal olaylarda birçok çocuk anlamını dahi bilmediği suçlamalarla tutuklanmakta ve ağır cezalarla mahkum edilmektedir. Özellikle son bir yıl içerisinde bölgemizde birçok il ve ilçe merkezinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile birlikte en ağır hak ihlallerin muhatabı maalesef yine çocuklar olmuştur. Yaşam hakkına yönelik ihlallerin yanı sıra çocukların eğitim, barınma ve sağlık gibi en temel haklardan mahrum bırakıldıkları bilinmektedir” dedi.
‘TÜM KANUNLARA AYKIRI’
Cinsel istismara uğrayan çocukların istismarcı ile evlendirilmesini öngören kanun teklifinin çocuk haklarını koruyan tüm kanunlara aykırı olduğunu belirten Çiftçi, “Zaten sayısı oldukça fazla olan ve önlenmesi için birçok sivil toplum kurumunun mücadele ettiği küçük yaşta evlilikleri özendiren, önünü açan bu kanun önerisine karşı her türlü hukuki mücadeleyi yürüteceğimizi belirtmek isteriz. Önerinin arkasında yatan kız çocuklarını halen bir meta gibi algılayan anlayışı ve ‘13 yaşında kızlar evlenebilir’ diyen zihniyeti bir kez daha kınıyoruz” ifadelerine yer verdi.