Ankara Katliamı planlayıcısının eşi tutuklandı: AK Parti üyeliğim vardı

ANKARA - Ankara Katliamı davasının ikinci duruşması başladı. Katliamın planlayıcısı Halil İbrahim Durgun'un sanık eşi Esin Altıntuğ, patlayıcılarda parmak izi bulunan Metin Akaltın'ın ilk duruşmada reddettiği "Ebu Eymen" kod adını kullandığını kaydetti. "AK Parti üyeliğim vardı" diyen Altıntuğ'un tutuklanmasına karar verildi.

Ankara’da 10 Ekim 2015'te DAİŞ tarafından “Barış Mitingi”ne yönelik yapılan bombalı saldırıda 101 kişinin yaşamını yitirdiği katliama ilişkin ikinci duruşma Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Mahkeme salonu küçük olduğu için birinci duruşmadaki gibi 11 ve 12. Ağır Ceza Mahkemeleri'nin salonları birleştirildi.

Duruşmada katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamda yaralan yurttaşlar ve birçok kitle örgütü temsilcisi katıldı. İlk duruşmada olduğu gibi müşteki avukatlar geniş bir katılımla davada hazır bulundu.

HDP'li vekiller Müslüm Doğan, Burcu Çelik ve Mahmut Toğrul ile CHP’li vekiller Şenel Sarıhan, Veli Ağbaba ve Sezgin Tanrıkulu duruşmayı izledi. Duruşmaya aynı zamanda Almanya Bremen Barosu’ndan iki avukat ile 4 Alman öğretmen izleyici olarak katıldı.

AİLELER İLK KEZ SÖZ HAKLARINI KULLANACAK

Davada ilk olarak 2 tutuklu ve 2 tutuksuz sanık savunma yapacak. Ardından müşteki aileler katliamın üzerinden geçen 1.5 yıl sonra söz haklarını kullanabilecek.

BREMEN BAROSU KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Duruşma sanık, avukat ve müştekilerin yoklamasının yapılmasıyla başladı. İlk olarak Bremen Barosu'ndan gelen uluslararası gözlemci ve hukukçuların davaya katılma talepleri reddedildi.

DURGUN'UN EŞİ ESİN ALINTUĞ İFADE VERDİ

Duruşmaya, katliamın planlayıcılarından Halil İbrahim Durgun’un tutuksuz yargılanan eşi Esin Altıntuğ'un ifadesiyle başlandı. Durgun’un kendisini patlatmasından sonra gözaltına alınan, üzerinden 3 bin 170 TL ve 9 bin 461 dolar çıkan ve emniyet ifadesinde Durgun'a DAİŞ’in diğer yöneticileri tarafından komplo kurulduğunu ileri süren Altıntuğ, duruşmada şunları söyledi: "Halil İbrahim Durgun katliam sonrası giyim tarzını değiştirdi. Olaydan 1 hafta önce bana ulaşmaya çalıştı. Ölmeden 1 gün önce onunla görüştük. Durgun’un IŞİD üyesi olduğunu bilmiyordum. Görüştüğümüzde bana İstanbul’a gideceğini söyledi. Çok rahattı. İşin var dedi. İstanbul’a gideceği için kendisini aramamamı söyledi. O şehir dışına çıktığında ben babamın bağ evindeydim. Söylediğinden erken geldi. Çok rahattı, yeniden şehir dışına çıkacağını söyledi. Neredesin diye aradığımda sürekli geçiştirdi, geliyorum, dedi. Akşam yemek yapma dedi, AVM’ye gittik. Kendi tarzı olmayan kıyafetler aldı çok fazla. Tekrar gideceğini söyledi, daha sonra. Daha sonra bir süre görüşmedik. Durgun’un yanında çalışan Deniz isminde biri bana 1 hafta sonra mektup getirdi."

'BOMBA YELEĞİNİ GİYDİĞİNİ GÖRMEDİM'

Daha sonra Durgun'un motosikletle geldiğini ve kendisini yine davanın sanıklarından Metin Akaltın'ın evine yerleştirildiğini söyleyen Altıntuğ, "Evde haremlik-selamlık oturuyorduk. Bir sabah namazının ardına geldi. Sen mi yaptın, diye sordum. Yanıt vermedi. Bana kimlik ve pasaport çıkıyor. Akşam seni kardeşinin yanına bıraktıracağım, doğumunu yap, daha sonra seni de yanıma aldıracağım dedi. Bu arada Metin Akaltın’ı görmedim ama seslerini duyuyordum" diye konuştu.

Aynı günün akşamı Metin Akaltın ve Burak Ormanoğlu'nun markete gittiğini ve uzun süre gelmediğini aktaran Altıntuğ, "Daha sonra evin etrafında araba hareketliliği oldu. Halil üstünü değiştirmeye başladı. Balkona girip çıktı. Hiç sigara kullanmazdı, sigara kullanmaya başlamıştı. Ben yine ne olduğunu sordum. Yine yanıt vermedi. Bu sırada yoğunluk arttı. Evin etrafını polisler sardı. Halil beni ve çocuğumu Hatice Akaltın’ın odasına koydu. Eline silah vs. aldığını görmedim. O sırada polisler kapıyı kırmaya başladı. Sonra ateş sesi duydum ve patlama oldu. Ama Halil’in bomba yeleği giydiğini görmedim. Sadece en son elinde silah gördüm. Sonrasını hatırlamıyorum" ifadelerinde bulundu.

'ESKİDEN ÇOK İÇER, GECE HAYATINI SEVERDİ'

Altıntuğ, Halil İbrahim Durgun'un eskiden çok fazla içki içtiğini belirterek, şöyle devam etti: "Gece hayatını seven bir adamdı. Çok içerdi. Daha sonra birden değişmeye başladı. Beni kapatmak istedi. Haremlik-selamlık takılıyordu. Sohbetlere başladı, evde sohbet veriyordu. Bana Mısır’a gideceğini söyledi. Sohbetlere Halil Alçay, Yakup Karaoğlu ve Resul demir de katılıyordu. Bunlar fıkıh üzerine dini sohbetleri. Mısırda bir Medresede eğitim alacağını söyledi. Mısır’a gitti 3 ay haber alamadım. Sonra çıktı geldi. Geldiğinde daha yumuşaktı. Eskisi kadar katı değildi."

'SANIK AKALTIN 'EBU EYMEN' ADINI KULLANIYORDU'

Altıntuğ, sanık Metin Akaltın'ın ilk duruşmada yaptığı savunmada kabul etmediği "Ebu Eymen" kod adını kullandığını söyledi. Altıntuğ, "Metin Akaltın’la diyafonda görüştüğümde, 'Ben Eymen' dedi. Kendisi Ebu Eymen ismini kullanıyordu. Onlar sohbet ederken ben ses kaydı almaya çalışıyordum. Eşim yakaladı beni" dedi.

Altıntuğ, sanık Akaltın'ın evinde bulunan ve içerisinde çok sayıda silah ve bomba malzemesi bulunan çanta içini de, "Metin Akaltın’ın evinde bulunan çantayı ben hiç görmedim. Bizim getirdiğimiz iddiasını kabul etmiyorum. Biz motorla geldik. Motorda ben çocuğumu tutuyordum" iddiasını öne sürdü.

'AK PARTİ ÜYELİĞİM VARDI'

Çapraz sorguda avukat Eylem Sarıoğlu'nun sorusu üzerine, sanık Altıntuğ, "Daha önce AK Parti üyeliğim vardı" dedi.

‘ÇOK ÜSTÜME GELİYORSUNUZ, KOLAY ŞEYLER YAŞAMADIM’

Ardından müşteki avukatların çapraz sorgusuna geçildi. Avukat Ahmet Özdel’in sanıklardan örgüt elemanı Erman Ekici’nin sanık Altıntuğ’un Facebook hesabından kendisinin arkadaşı olduğunu hatırlatması üzerine Altıntuğ bunu kabul etmedi. Çelişkili ifadeler veren sanık Altıntuğ, "Çok üstüme geliyorsunuz, avukat bey. Ben kolay şeyler yaşamadım" savunmasında bulundu.

'SURİYE'YE GİDERDİM'

Ankara katliamından sonra eşi Durgun ile 5-10 kez telefonda görüştüklerini ifade eden Altıntuğ, avukatın “Siz eşinizle Suriye’ye mi gidecektiniz?” sorusuna ise “Gidebilseydim giderdim” cevabını verdi.

Daha sonra avukat Özdel, Altıntuğ’un Ankara katliamdan haber olduğunu söyledi ve savını şöyle destekledi: “Biz IŞİD’linin masum bir eşi olduğunu sanıyorduk. Ancak dosyada gördük ki, kendisi mahkemeden belge saklıyor. IŞİD sıradan bir örgüt değil. Üyelerinin ailelerini de işin içine katıyor. Daha önce verdiği ifadeleri de sürekli değiştiriyor. Ülkenin katliama sürüklendiği bir süreçten haberdar. Buna rağmen kendisi örgütten yargılananların yanına gidiyor. İnsan polise ve yargıya da gidebilir. Ama gitmiyor. Polislerin bilgi tutanağı sonrası kendisi de kaçmaya başlıyor. Altıntuğ’u tutuklayamazsak, Antep’te tavukçu Cuma Deniz Duman ve diğer DAİŞ üyeleri ile ilişkisini sürdüremeyeceğinin garantisi yok."

ALTINTUĞ TUTUKLANDI

Özdel, sanık Altıntuğ'un tutuklamasını talep etti.

Davanın savcısı, Altıntuğ’a “Siz eşinizin örgüt üyesi olduğunu ne zaman öğrendiniz” diye sordu. Altıntuğ, “Ankara katliamından sonra öğrendim” cevabını verdi. Savcı, sanık Altıntuğ'un "kaçma şüphesi" gerekçesiyle tutuklanmasını talep etti.

Sanık avukatları ise tutuksuzluğun devamını talep etti. Söz alan sanık Altıntuğ, “İki yetim çocuğa bakmakla yükümlüyüm” deyince salondakilerden “Siz doğmamış çocuğun babasını öldürdünüz” diye tepkiler yükseldi.

Mahkeme, Altıntuğ'un tutuklanmasına karar verildi. Davada tutuklu sanık sayısı 19'a yükseldi.