Aynı mahkeme farklı karar

DİYARBAKIR - HDP Milletvekili İdris Baluken’i, AYM’nin CHP'li Mustafa Balbay kararını gerekçe göstererek tahliye eden Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vermesi dikkat çekti.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan HDP Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken, milletvekillerinin tutuklu yargılanmayacağına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2013 yılında verdiği CHP Milletvekili Mustafa Balbay kararı emsal gösterilerek tahliye edilmişti. Karar, hukukçular tarafından tutuklu olan 10 HDP’li milletvekilinin tahliyesi için emsal olabileceği yorumlarına yol açarken, aynı gün HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Balbay kararını gerekçe göstererek Baluken’i 30 Ocak’ta tahliye eden Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ için 3 Şubat’ta tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

BALBAY KARARI EMSAL GÖSTERİLDİ

Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım’da tutuklanan Baluken hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle açılan dava, yetkisizlik kararı verilerek Diyarbakır’a gönderilmişti. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi 30 Ocak’ta görülen davanın ilk duruşmasında Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Baluken hakkında tahliye kararı vermişti. Baluken’in tahliye gerekçesinde AYM’nin verdiği Balbay kararına atıfta bulunarak gerekçesini şöyle açıklamıştı: “Sanık İdris Baluken’in üzerine atılı TCK’nın 302 ve 314/2 maddelerinde yazılı suçların CKM’nın 103/3 maddesinden sayılan suçlardan olması karşısında tutuklama nedenleri var kabul edilebilir ise de sanığın savunmasının alınmış olması, toplanması gereken ve sanığın etki edebileceği delil bulunmaması, sanığın milletvekili olması ve Anayasa Mahkemesinin 04/12/2013 tarih ve 2013/1272 başvuru sayılı kararında milletvekillerinin tutukluluk hallerinin incelenmesinde gözetilmesi gerektiğini ortaya koyduğu kriterle ile birlikte değerlendirildiğinde tutuklama tedbirinin elde edilmek istenen sonucun adli kontrol tedbirleri ile de elde edebileceğinin kanaatine varılmakla sanığın tahliyesine.”

AYNI MAHKEME EŞ GENEL BAŞKANLARI TAHLİYE ETMEDİ

Baluken hakkında tahliye kararı veren Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016’da tutuklanan Demirtaş hakkında 43 yıldan 142 yıla, Yüksekdağ hakkında da 30 yıldan 83 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianameleri kabul etti. Mahkeme, Baluken hakkında verdiği kararın aksine eş genel başkanların ise tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, Demirtaş’ın davasının “güvenlik” gerekçesiyle başka bir ilde görülmesi için dava dosyasını Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yollanmasına, Yüksekdağ’ın dava dosyası için “görevsizlik” kararı vererek Ankara’ya gönderilmesine karar vermişti.

TEMSİL HAKKINI KABUL ETTİ AMA…

Demirtaş’ın avukatlarının müvekkillerinin tensiple tahliye edilmesi yönündeki itirazı reddederek, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme kararının gerekçesine şöyle açıklamıştı: “Sanık Selahattin Demirtaş’a isnat edilen suçların sayısı ve niteliği; atılı suçların işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesini gösterin somut delillerin (iletişimin tespiti kararları, görüşme dokümanları, tespit tutanakları) bulunması, sanığın savunmasının alınmamış olması, ifadeye çağrılmasına rağmen ifadeye vermeye gitmiş olup soruşturma beyanlarının gözaltına alınması sonrası alınabilmiş olması, kovuşturmada henüz beyanlarının alınmamış olması, istinat edilen silahlı terör örgütü üyeliği suçunun CMK’nın 103/3 maddesinde sayılan suçlardan olması ve tutuklama kararında belirtilen tutuklama nedenlerinde bir değişiklik olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde tutuklama nedenlerinin var olduğu;

Yukarıda açıklanan hususlar ve sanığa isnat edilen eylemlerinin sübutu halinde bunlar için ön görülen cezaların alt ve üst sınırları birlikte dikkate alındığında adli kontrol tedbirinin bu aşama yetersiz kalacağı; isnat edilen eylemlerin sayı ve yoğunluğu ile bunların nitelikleri, suçların sübutu halinde verilmesi muhtemel ceza miktarı dikkate alındığında sanığın siyasi faaliyette bulunma ve temsil hakkı ile davanın tutuklu yürütülmesindeki kamu yararı arasında ölçülü bir dengenin mevcut olduğu hususları dikkate alınarak sanık müdafilerin tahliye taliplerinin reddi ile sanığın tutukluluk halinin devamına.”

AYM’NİN BALBAY KARARI NEDİR?

Ergenekon davasında yargılanan ve 34 yıl hapis cezasına çarptırılan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın "adil yargılanma hakkının ihlal edildiği", "uzun tutukluluk süresi" ve "yasama dokunulmazlığını kullanamadıkları" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Balbay'ın başvurunu kabul eden Anayasa Mahkemesi'nin 4 Aralık 2013 tarihinde açıkladığı kararında Balbay'ın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermişti. Mahkeme ayrıca Balbay'a 5 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti. Balbay'ın milletvekili seçildikten sonra yaklaşık 2 yıl 4 ay tutuklu kaldığına işaret edilen kararın gerekçesinde, "Başvurucunun milletvekili olduktan sonra tutuklu kaldığı süre de gözetildiğinde, seçilme ve milletvekili olarak siyasi faaliyette bulunma hakkı yönelik bu ağır müdahalenin ölçülü ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu söylenemez" denilmişti. Kararda, Balbay'ın “Tutukluluğun devamı şartları olmamasına rağmen gerekçesiz tutuklu kaldığı” ve “makul sürenin aşıldığı”, “yemin ettirilip parlamentoda göreve başlatılmamasının seçilme hakkına” ve “seçmen iradesine” de müdahale olduğu tespiti yapıldı.