DİYARBAKIR - Rojeva Medya ile Özgürlükçü Demokrasi gazetelerinin dağıtım bürolarına ve dağıtımcılarına dönük baskıların gerçeği engellemeye dönük olduğunu söyleyen 18 yıllık dağıtımcılık geçmişi olan Yılmaz Yakut, tüm gençleri birer dağıtımcı gibi gazetelerine sahip çıkmaya çağırdı.
Özellikle darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’ler eliyle baskı altına alınan muhalif medya organlarına dönük yönelimler sürüyor. Bu yayın organlarının başında gelen Rojeva Medya ile Özgürlükçü Demokrasi gazetelerine onlarca dava açılırken, çalışanları da ya mahkeme salonlarında gezdiriliyor ya da sahada engellemelere maruz kalıyor. En son hafta sonu bu gazetelerin dağıtımını yapan Van’daki büroyu basan polisler, 11 çalışanı gözaltına almış, abonelere de gazeteyi almaları yönünde baskı gördükleri yönünde ifade vermeye zorlanmıştı.
Bu gelenekten gelen gazeteciler, ilk kez baskı görmüyor. Özgür basın kurumlarının yayına başladıkları ilk günlerde baş gösteren baskılar, “faili meçhul” cinayetler, bombalamalar, kaçırmalar, işkence ve kapatmalar şeklinde cereyan etmişti. Diyarbakır’ın Sur ve Bağlar ilçelerinde aralıksız olarak 18 yıl dağıtımcılık yapan ve “Apê Musa’nın Küçük Generalleri” kitabını kaleme alan Yılmaz Yakut ile baskıları konuştuk.
Konuşmasına gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekerek başlayan dağıtımcıların "Kalo"su Yakut, “Tutuklama ve gözaltılar okuyucuyu da dağıtımcısını da yıldırmaz. Tüm gençler dağıtımcı gibi gazetelerine sahip çıkıp dağıtım yapmalılar” diye belirtti.
‘90’LARI ARATMIYOR’
Van’da halen gözaltında tutulan 11 dağıtımcı arkadaşlarının olduğunu söyleyen Yakut, “6 arkadaşımız da farklı illerde tutuklu. Birçok arkadaşımız gözaltına alınıp bırakıldığı için adli kontrol şartı uygulanıyor, imza veriyorlar. Arkadaşlarımız sahada taciz ediliyor. Motosikletlerine, gazetelere el konuyor, ajanlık dayatılıyor. Tüm bunlar 1990’lı yılları aratmıyor” diyerek, arkadaşlarının serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
‘YAPTIĞIM İŞİN NE KADAR KUTSAL OLDUĞUNU GÖRDÜM’
Kardeşi ile birlikte 14 yaşında ekonomik sebeplerle gazete dağıtımcılığına başladığını daha sonrasında ise hakikatleri halka ulaştırmanın öneminden kaynaklı işini çok sevdiğini dile getiren Yakut, “1990’da dağıtıma başladım. Tamamen ekonomik sebeplerle başlamıştım. Fakat sonrasında yaptığım işin ne kadar önemli, kutsal olduğunu gördüm ve bırakmadım” dedi.
‘ANNEM BİZİ YOLCU EDERKEN ARKAMIZDAN SU DÖKÜYORDU’
Gazete dağıtımını üstlenen arkadaşlarının ve kendisinin en zorlu süreçlerde dahi geri adım atmadığının altını çizen Yakut, 90’lardan bu yana dağıtımcılar üzerinde her zaman baskının olduğunu söyleyerek, birçok arkadaşının yaşamı pahasına gazete dağıtmaya devam ettiğini vurguladı. Yılmaz, “O zamanlar annem bizi yolcu ederken arkamızdan su dökerdi. Hangi oğlum geri gelecek, hangisi gelmeyecek diye düşünürdü. Dağıtıma başladığım ilk hafta gözaltına alındım. Tüm gün ağzımdan, burnumdan kan gelene kadar dövdüler. Çocuktum korktum, ama vazgeçmedim” diye konuştu.
‘MÜSLÜMAN MISIN DİYE SORDULAR’
1990’lı yıllarda da bugünkü gibi haftada 2-3 kere gözaltına alındıklarını, bugün de baskının artarak devam ettiğini ifade eden Yakut, “90’larda da sık sık gözaltına alınır, tutuklanırdık. Baskılar, kimi arkadaşlarımızın yaşamına dahi mal oldu. 1993’de gazete dağıttığım esnada Hizbullahçılar tarafından boynumdan ve belimden 6 satır darbesi aldım. Bana satırla saldıranlar ‘Tekbir Allah u Ekber. Katlin helal’ diye bağırıyorlardı. Yaralı halde polisler ifademi almaya geldiklerinde ‘Müslüman mısın?’ diye sordular’’ dedi.
‘ÖLÜMCÜL YARA ALMAMI GAZETELER ENGELLEMİŞ’
Yaşamını yitiren Özgür Gündem Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz’ün dağıtımcıları ziyarete gittiğinde sıklıkla kendilerini korumaları gerektiğini söylediğini aktaran Yakut, “Gurbetelli arkadaş her zaman öz savunmayı bize hatırlatırdı. Ben de satırlı saldırıya uğradığım gün gazeteleri belime ve sırtıma sarmıştım. Ölümcül yara almamı gazeteler engellemiş” diye konuştu.
‘YARINA KALSIN DİYE YAZDIM’
“Apê Musa’nın Küçük Generalleri” kitabını gazete dağıtımcılarının yaşadıklarını tarihe bir belgeyle bırakmak amacıyla yazdığını söyleyen Yakut, yeni bir kitabının da hazırlığına başladığını belirterek, “Apê Musa ile dağıtım bürosunda karşılaşmıştım. Bizi ziyarete gelir, öğütler verirdi. Bize çok değer veriyordu. O yüzden adını böyle koydum kitabın. Çok şey yaşadık. Tarihi değeri çok fazla, yarına kalsın diye yazdım. Bu günler de yazılacaktır elbette” ifadelerini kullandı.
‘GERÇEKLERİ HALKA ULAŞTIRMAK ÇOK ÖNEMLİ’
Yakut, gözaltılar esnasında maruz kaldığı işkenceden kaynaklı epilepsi hastası olduğunu, sağlık durumunun ağırlaşmasından kaynaklı da artık dağıtımcılık yapamadığını söyledi, ancak her zorluğuna rağmen o günleri özlediğinin söylemeden edemedi. Yakut, bugün gazete dağıtarak gerçekleri halka ulaştıran gençlere de şunları söyledi: “Yaptıkları iş çok kutsal. Gerçekleri halka ulaştırmak, halkı bilinçlendirmek çok önemli. Biliyorum ki tutuklama ve gözaltılar okuyucuyu da dağıtımcısını da yıldırmaz. Tüm gençlerin dağıtımcı gibi gazetelerine sahip çıkıp dağıtım yapması önemli."