URFA - PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edildiği 15 Şubat'ın 18'inci yıldönümüne ilişkin konuşan ailesi, Öcalan'ın teslim edilmesiyle Türkiye'deki sorunların derinleştiğine işaret ederek, "Çözüm Öcalan'da, O’nu aramızda istiyoruz" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesinin üzerinden 18 yıl geçti. 15 Şubat 1999'da uluslararası güçler tarafından Türkiye’ye teslim edilen Öcalan’ın ailesi, bu durumun çözümü değil sorunları derinleştirdiğini kaydetti.
27 Temmuz 2011'den bu yana avukatlarıyla ve 5 Nisan 2015'ten beri de İmralı Heyeti ile görüştürülmeyen Öcalan'ın yeğeni Ali Öcalan, Öcalan'ın uluslararası bir komployla Türkiye'ye teslim edildiğini ve bu durumun hem Kürt hem de demokratikleşme sorunlarını daha da derinleştirdiğini söyledi.
‘TECRİT OLMASAYDI...’
Öcalan'ın dışarda olması ve tecridin kaldırılması durumunda Türkiye'nin sorunlarının bu kadar derinleşmeyeceğine dikkat çeken Ali Öcalan, "Öcalan’ın esaret altına alması çözümü zorlaştırdı ve çözümün önünü kapattı. Türkiye'yi kaostan kurtaracak ve perspektif sunabilecek tek çözüm Öcalan’dır. Öcalan dışarıda olmuş olsaydı, yahut şu an cezaevinde tecrit altında olmasaydı, Türkiye'nin şartları bu kadar ağır olmazdı. En azından bu kaos ve şiddet ortamı oluşmazdı" dedi.
'ÇÖZÜM O’NDA'
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun gittikçe kötüye gittiğini söyleyen Öcalan, "Öcalan uzun zamandır tecrit altında. Dileğimiz o dur ki bir an önce Öcalan üzerindeki tecrit kalksın. Başta ailesi, avukatları ve heyet kendisiyle görüştürülmeli. Bu bir insanın en doğal hakkıdır. Tecridin ne devlete ne halka faydası var. Bu tecrit kalkmış olsa, Öcalan Türkiye'nin önünü açabilecek perspektif sunabilir" ifadesini kullandı.
'ARAMIZDA İSTİYORUZ'
Ülkenin dört bir yanına yayılan savaşın Öcalan'a uygulanan tecritle bağlantılı olduğunu dile getiren Ali Öcalan, şöyle konuştu: "Öcalan bu ülke için en insani şartları dile getiren, halklar arasında olan bir köprüdür. Bütün halkların çıkarına, başta Ortadoğu ve diğer halklar için projeler ortaya koydu. Biz artık Öcalan'ı aramızda görmek istiyoruz. Uygulanan tecrit, devletin çözüme kapalı olduğunu gösterir. Eğer Öcalan esaret altına alınmasaydı, şehirlerimizde bu kadar yoğun olaylar yaşanmazdı" dedi.
'KİMSENİN BURNU BİLE KANAMADI’
Öcalan'ın dayısının oğlu Mehmet Reşit Öcalan ise, 15 Şubat’ı kınadıklarını söyleyerek, "Çözüm sürecinde gerilla, asker, sivil, kimsenin burnu bile kanamadı. Tutuklu olan birine bir de tecrit uygulamak kabul edilemez" şeklinde konuştu.
'ÖLÜ MÜ SAĞ MI BİLMİYORUZ'
Kardeşi Abdullah Öcalan'ı düşündüğü için geceleri uyuyamadığını söyleyen Ayn Zeliha Öcalan ise, "Yaşım ilerlemiş olmasına rağmen kardeşimden haber alamadığım için geceleri uyuyamıyorum. Ölü mü, sağ mı, bilmiyoruz. Onu merak ediyorum. Hem biz hem avukatları onunla görüşebilmeli. Artık kimse öldürülsün istemiyoruz, yazık bu kadar genç insana" ifadesini kullandı.
Arjin Dilek Öncel - dihaber