‘Şırnak’a bakınca bile nefes aldığımızı hissediyoruz’

ŞIRNAK - Topraklarından ayrılmamak için Şırnak’a bağlı İkizce köyünde dört mevsimdir çadırda yaşayan Kadriye Sondak, “Şırnak karşımızda duruyor. En azından ona bakınca bile nefes alabildiğimizi hissediyoruz” diyor.

246 gün süren yasak sırasında Şırnaklıların yerleştiği yerlerden biri de İkizce (Mıla Şantiyê) köyü. Karşıdan gördüğü Şırnak’a 10 kilometre mesafede bulunan köy, kentte yaşanan yıkımdan dolayı evlerini kaybedenler için bir kez daha yaşama tutunmak için bir alana dönüştü. 4 çocuk ve eşiyle birlikte İkizce’ye çadır kuranlardan biri de Kadriye Sondak. Yasağın ilan edildiği 14 Mart 2016’dan bir gün önce ikizce’nin yolunu tutan Sondak, o gündür bugündür burada yaşıyor.

EŞYA ALMADAN ÇIKTILAR

Geldikleri dönemde 20 gün sonra yasak kalkar umuduyla Yeşilyurt Mahallesi’nde bulunan evlerinden sadece halı, üzerinde yatmak için sünger ve kıyafetlerini alarak yola çıkıyorlar. İlk olarak 3 Haziran’dan sonra kentte gittiklerini söyleyen Sondak, “Bize artık evlerin yıkılacağını söylediler biz de gidip bir kısım eşyamızı o zaman aldık” diyor.

‘YASAĞI UZATARAK EVLERİ YIKTILAR’

Sondak, yasak kalkıktan sonra karşılaştıkları tabloyu ise şu sözlerle dile getiriyor: “Yeşilyurt Mahallesinde oturuyorduk, evimizi yıkmışlar. Biz yasak kalktıktan sonra gittik evimizi görmeye ancak enkazı bile kaldırıp atılmıştı. Biz çıkarken 20 gün sonra geri gelir evlerimize otururuz dedik ama yasağı öyle bir uzattılar ki evlerin tamamını yerle bir ettiler.”

KAYYUM GELİNCE YARDIM KESİLDİ

Eşinin kömür şantiyesinden şoför olarak çalıştığını vurgulayan Sondak, yasak döneminde aylarca eşinin işsiz kaldığını kayyum atanıncaya kadar Şırnak Belediyesi’nin yardımlarıyla geçimlerini sağladıklarını, kayyumdan sonra yardımların da kesildiğini söylüyor.

Sondak, 13 Mart 2016 tarihinden bu yana çadırda yaşadıklarını ve iki gün önce de bir başkası tarafından boşaltılan iki gözlü konteynere taşındıklarını anlatıyor buruk bir sevinçle. Sondak, bu kadar uzun bir süre çadırda yaşamanın çok zor olduğunu, ancak mecbur kaldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Çadırda yaşamak çok zor ama mecburi olarak kaldık. Yoksa niye kalalım çadırlarda?”

ÇADIRDA YAŞAM ZOR

Çadır yaşamının en çok kadını zorladığını dile getiren Kadriye Sondak, gülümseyip “Erkekler evlerin gece misafirleridir” diyerek, karşılaştıkları zorlukları şöyle dile getiriyor: “Kadınlar için çadırda yaşamak, yaşamı idare etmek çok zor. Erkekler, sabah gidip gece geliyorlar. Yaşamın tüm işleri kadının omuzunda. Evin bakımından, çocuklara kadar her şey kadının omuzunda. Biz çok büyük zorluklar yaşadık. Çocuklarımız küçüktü, makine yok. Elektrik, su olmadan yaşadık. 2-3 ay boyunca yasağın kalkmasını bekledik kalkmadığını görünce su hattı ve elektrik hattı çektik. Çadır dar olduğu için akşama kadar toparlayamıyordum şimdi de buraya yeni taşındık yerleşmeye çalışıyoruz.”

ONA BAKINCA...

“Kendimizi bildik bileli bu topraklardayız” diyen Sondak, yaşanan tüm zorluklara rağmen başka yere gitmeyeceklerini söylüyor. Sondak, burada yaşama tutunmasını şu sözlerle özetliyor: “Şırnak karşımızda duruyor. En azından ona bakınca bile nefes alabildiğimizi hissediyoruz.”

Dicle Müftüoğlu / Nedim Oruç - dihaber