Irmak Diyarbakır’a getirildi: Hakkari cezalandırılıyor

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da davası görülen tutuklu HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, tüm vekilleri tutuklu olan Hakkari'nin cezalandırıldığını söyledi. Irmak, "Vatan hainliğiyle yargılananların hazırladığı dosyaya nasıl güvenilebilir?" diye sordu.

Tutuklu HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, Diyarbakır'da görülen "KCK Ana Davası"nda daha önce hakkında verilen zorla getirme kararı nedeniyle Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade verdi. Diyarbakır'da görülen "KCK Ana Davası”nda yargılanan, ancak milletvekili seçildikleri için dava dosyaları ayrılarak, haklarında 13 Aralık 2016'da zorla getirme kararı verilen HDP'li 8 milletvekili arasında cezaevinde olmasına rağmen Irmak da bulunuyordu.

Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım’da tutuklanan Irmak hakkında 105 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Dava “güvenlik” gerekçesiyle Diyarbakır'a nakledilmişti. Dava için Silivri Cezaevi'nden Elazığ T Tipi Cezaevi'ne getirilen Irmak, bugün Elazığ'dan Diyarbakır'a getirildi. Duruşmaya Irmak'ın avukatları da katılırken, HDP milletvekilleri Sibel Yiğitalp ve İmam Taşçıer de izleyici olarak yer aldı. Yapılan kimlik tespiti ardından, söz verilen Irmak Kürtçe savunma yaptı.

'BİZİMLE BİRLİKTE HAKKARİ DE CEZALANDIRILIYOR'

Irmak, 7 Haziran seçimlerinde 6 milyon, 1 Kasım seçimlerinde 5 milyonu aşkın insanın oy verdiği HDP'nin Hakkari milletvekili olduğunu vurgulayarak, "Bizim dokunulmazlığımızın kaldırılması Anayasa’ya aykırıdır. Şunu söylemek istiyorum; bu operasyon hukuki değil siyasi bir operasyondur. Bu karar mahkemenin dışında alınmış siyasi bir karardır. 4 Kasım'da aralarında eş başkanlarımızın da bulunduğu 12 milletvekili, dosyalarımız ayrı ayrı olmasına rağmen aynı saatte ortak bir operasyon yapıldı. 5 Kasım'da tutuklandık... Ben şunu söyleyebilirim ki bu operasyon muhalif ve demokratik siyasetin bastırılması ve yok edilmesi için yapıldı. Maalesef 7 Haziran seçimleri sonrasında demokratik çözüm ile ilgili süreç sonlandırıldı ve masa devrildi. Masa devrilmesi sonrasında AKP'nin devam ettirdiği çatışma ve savaş ortamında cezalandırıldık. Benim bu mahkemede yargılanmam aynı zamanda bana oy veren kişilerin de yargılanmasıdır. Eğer ben bir suç işlemişsem o suç bana aittir. Fakat 3 aydır tutukluyum. Bana oy verenler de cezalandırılıyor. Mecliste Anayasanın değiştirilmesi ile ilgili görüşmeler oldu. Ancak 3 Hakkari milletvekili olarak biz orada yoktuk. Biz Anayasanın değiştirilmesi ile ilgili oy kullanamadık. Bu oylamanın içinde Hakkari yok. Çünkü Meclis’te 3 Hakkari milletvekili yok. Bu nedenle Meclis’in aldığı karar sakat kalmıştır ve 3 aydan beri Hakkari cezalandırılıyor. Bu nedenle milletvekillerine yönelik operasyonun siyasi bir operasyondur. Maalesef mahkeme olarak bu siyasi operasyona alet oluyorsunuz" diye kaydetti.

'DEMOKRASİ İÇİN BÜYÜK AYIPTIR'

Tutuklandığı davada, yargılama konusu yapılan konuşmaları yasama faaliyeti kapsamında meclis kürsüsünde de söylediğini ifade eden Irmak, "Eğer AKP halen demokratik siyasetin durdurulması için çaba sarf ediyorsa biz de demokratik siyaset için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Şu anda 12 milletvekilinin tutuklu olması Türkiye demokrasisi için büyük bir ayıptır. Demokrasi sakat ve eksik bırakmaktadır. Maalesef şiddetin önünü açıyor. Siyaset ve çözüm yeri meclistir. Çözüm ve konuşma demokrasidedir. Şu anda 64 belediye başkanı tutukludur. Bu partinin 3 bin 500 üyesi tutuklanmıştır. Belediye başkanları yerine kayyum atanmıştır. Bu olağan şartlar değil olağanüstü şartlardır. Biz 2009 yılında tutuklandığımızda buna benzer bir operasyon gerçekleştirildi. Kürt sorununda çözümün görüşüleceği bir dönemde tutuklandık. Daha sonra gördük ki bu operasyon FETÖ'cülerin eliyle gerçekleştirilmiş. O operasyonlarda (KCK) yer alan bütün polis, hakim ve savcılar şuan cezaevindeler. O dönem çözüm sürecine engel olunmasaydı şu anda bu çatışmalar olmayacaktı. Bu dönemde bu ülkeye en büyük zararı vermiş oldular. Ben 2009 yılında tutuklandığımda partimin (DTP) eş genel başkan yardımcısıydım. Bana suçmuş gibi isnat edilen toplantıların veya parti ile ilgili yaptığım çalışmalarım hepsi bir suç olarak bana isnat edilmiş. Ben hiç bir zaman yasadışı bir örgütün üyesi olmadım. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Bunların hepsi birer kurgudur. Ben demokratik siyasete inanıyorum ve bu şekilde yaşamımı devam ettiriyorum" diye konuştu.

'BU DAVA BOŞTUR BİR DAVADIR DÜŞMESİ GEREKİR'

"KCK Ana Davası"nın soruşturmasını, kovuşturmasını yürüten hakim, savcı ve polislerin tamamına yakının Gülen Hareketi ile ilişkileri olduğu gerekçesiyle tutuklandığını hatırlatan Irmak, “Zaten bu dosya bugün için boş çıkmış durumdadır. Bu dosyayı ele alan bütün şahıslar şu anda örgüt üyeliğinden ve vatan hainliğinden müebbet ile yargılanıyor. Vatan hainliğinde yargılanan bir savcının hazırladığı dosya, bir hakimin yaptığı yargılamaya, bir polislerin yaptığı operasyona nasıl güvenilebilir? Nasıl inanılabilir? Nasıl hukuki olabilir? Bu nedenle bu dosya boştur. Düşmesi gerekir. Ergenekon davasını FETÖ'den tutuklananlar hazırladı. Bu nedenle o dava düşürüldü. O davada milletvekili olan Engin Alan beraat etti. Onun dosyasını hazırlayan FETÖ'den bir şahıstı. Engin Alan beraat ediyor ben halen sizin karşınıza çıkıyorum. 2 milyon lira tazminat aldı. Tazminat istemiyoruz. Özgürlük paradan daha değerlidir. Bu benim hukuka olan inancımı sarsıyor ve bir haksızlığı ortaya koyuyor. Bu yanlışlığın bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum" diye vurguladı.

AVUKATLAR YARGILAMANIN DURDURULMASINI İSTEDİ

Irmak'ın ardından söz alan avukat Mehmet Emin Aktar, Irmak'ın yasama dokunulmazlığının Anayasa ve meclis içtüzüğüne aykırı bir şekilde kaldırıldığını ve bunun hukuk tekniği açısından uygulanamayacağını belirterek, Irmak hakkında yürütülen yargılamanın anayasaya aykırı olduğunu, bu nedenle yargılamanın durdurularak, bu konuda meclise yazı yazılması ve ancak dokunulmazlığı usulüne uygun kaldırıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesini talep etti.

Avukat Reyhan Yalçındağ ise Türkiye'de etkin iç hukuk yolları olmadığı için AİHM'e başvurduklarını, yakın bir zamanda AİHM'de bir karar beklediklerini ifade etti. HSYK'nin Meclis Darbe Araştırma Komisyonu'na gönderdiği yazıya değinen Yalçındağ, HSYK'nin yazısında, yargıda bulunan cemaat üyesi savcı ve hakimler kendilerine muhalif, alternatif gördükleri kesimler hakkında içinde yasak delil de olmak üzere her türlü hukuk dışı operasyonel faaliyetler bulunduklarının açıkça belirtildiğine dikkat çekti. HSYK'nin gönderdiği bu yazıyla "Bu yargılamaya (KCK) nokta konulmuştur. Hukuksuzluk hakkında ne ararsanız bu dosyada mevcuttur" diye kaydetti.

Avukat Erhan Ürküt ise Anayasanın bir toplum sözleşmesi olduğu ancak bu toplum sözleşmesinde milletvekilleri tutuklu olan Hakkari'nin bulunmadığını söyledi.

Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Irmak'ın ses analizi alınarak, ses kaydının alınmasını karar verdi. Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının anayasa uygun olduğu savunulan kararda, avukatların, yargılamanın durdurulması yönündeki talebi reddedildi.

Davanın duruşması Nisan ayına ertelendi.