İSTANBUL - 28 Şubat döneminde haksızlığa uğrayanların kurduğu Özgür-Der, KHK’lerle akademisyenlerin kamu görevinden ihraç edilmesine tepkisini “Her şeyden önce zulümle anılmaktan çekinin” sözleri ile ortaya koydu.
28 Şubat darbesiyle mağdur edilenlerin kurduğu Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der), Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) akademisyenlerin kamu görevinden tasfiye edilmesine yapığı yazılı açıklama ile tepki gösterdi.
Akademisyenlerin hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmaksızın geleceklerinin karartıldığını vurgulayan Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, hükümeti adaleti ayakta tutmaya çağırdı.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, imzası ile yayımlanan açıklamada, "Kimi icraatlarınızın sebep olduğu tepkilerin dalga dalga büyümesinin halkın desteğini yitirmenize yol açabileceğinden, seçim kaybetmekten endişe edin ama her şeyden önce zulümle anılmaktan çekinin" ifadelerine yer verildi. “Gelişmeler, gerilimin sürdürülmeye çalışıldığını düşündürüyor” denilen açıklamada, “Türkiye 15 Temmuz sendromunu hâlâ atlatabilmiş değil. Normalleşme beklentisi sürekli olarak belirsiz bir geleceğe erteleniyor. Şahit olunan kimi gelişmelerse gerilim atmosferinin adeta bilinçli bir şekilde sürdürülmeye çalışıldığı imajını besliyor. Öyle ki kimin, hangi kurum tarafından hangi aşamada neyle suçlanacağının ve nasıl bir yaptırımla karşılaşacağının tahmin bile edilemediği bir ortam inşa edilmiş halde" denildi.
'SIRADAN İCRAATLAR HALİNE GELMİŞ BULUNUYOR'
“Tedbir adına icraya konulan birtakım uygulamaların çözüm bir yana, toplumsal yapıda kalıcı hasarlar doğurmaya aday adımlar olduğu ise görmezden geliniyor" ifadesine yer verilen açıklamada, "15 Temmuz'dan sonra ilan edilen Olağanüstü Hal yetkisini kullanarak Kanun Hükmünde Kararname marifetiyle binlerce insanın listelenip açığa alınması, işten çıkarılması uygulaması bu gerilimli, endişeli atmosferi besleyen politikaların başında gelmekte. Her kararname ile binlerce insanın işinden, aşından edilmesi ne acıdır ki artık devletin sıradan icraatı haline gelmiş bulunuyor" vurgusu yapıldı.
Birtakım mazeretler, gerekçeler ileri sürülerek savunulmaya çalışılsa da haksızlık, adaletsizliğin örtülemeyecek kadar açık ve büyük olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Düşüncenin özgürlüğünden, üniversitenin saygınlığından söz edilemez, Ne ile suçlandığını dahi bilmeyen, haklarında hiçbir somut delil, belge ortaya konulmadan, hatta bilgi verilme ihtiyacı dahi hissedilmeden binlerce insanın bir gecede kamu görevinden ihraç edilmesi hukuk devleti olma iddiasıyla bağdaştırılamaz.
HAYIR GETİRMEZ
Hiç kuşkusuz sadece siyasi görüşleri yüzünden, hatta sadece siyasi birtakım kararlara, uygulamalara itiraz ettiklerinden ötürü yüzlerce akademisyenin bir gecede üniversiteden uzaklaştırılabildiği bir ülkede düşüncenin özgürlüğünden ve üniversitenin saygınlığından söz edilemez. Kim tarafından hazırlandığı, neye dayandırıldığı belli olmayan ve hukuki itiraz yolları da kapatılmış bir halde hazırlanmış listelerle insanların emeklerinin, saygınlıklarının, aile huzurlarının ve geleceklerinin bir anda gayet müstağni bir şekilde süpürülmeye kalkışıldığı bir ortam ne onu inşa edenlere ne de onu teneffüs edenlere ya da seyredenlere hayır getirmez.
Bundan önceki kararnamelerde olduğu gibi son kararname ile de yapılan şeyin kanuna uygun sayılsa da asla hukuka uymadığını, uymayacağını bir kere daha hatırlatıyoruz.
Söz konusu kararname ile kamudan ihraç edilenler arasında derneğimize mensup bazı arkadaşlarımız ve çeşitli İslami camialara mensup pek çok kardeşimizin bulunması bir yönüyle hazırlanan listelerin ciddiyet ve tutarlılıktan ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
'GOYGOYCU TAKIMININ SAHTE MESAJLARI SİZİ ALDATMASIN'
Bununla birlikte kesinlikle sadece tanıdığımız insanların mağduriyeti üzerinden bir itiraz dillendirmiyor, yapılan işin hukuku ciddi bir biçimde yıprattığının altını çiziyoruz.
Hükümete hatırlatmak istiyoruz: Özgürlük alanlarını genişletme vaadiniz ve bu yöndeki çabalarınız neticesinde destek aldığınız geniş kesimler nezdinde giderek daha fazla tartışılmaya başlanan bu gibi icraatları gözden geçirmenin vaktidir.
İktidar imkânlarıyla palazlanmış ve medyada sözcülüğünüze soyunmuş goygoycu takımının sahte iyimserlik mesajları sizi aldatmasın.
Bugün hoşunuza gitsin diye size düpedüz yalan söyleyen bu zevatın, yarınlarda şartlar değişip kendilerine bugün bolca sunduğunuz imkânlar azaldığında veya tümden ellerinden gittiğinde sizi süratle terk edeceklerinden şüpheniz olmasın.
Hukukun yerini keyfiliğin, adalet ve vicdan ilkelerinin yerini ise intikam ve tahakküm duygularının almasına izin vermeyin ve mazlumların ahını almaktan sakının.
'ZULÜMLE ANILMAKTAN ÇEKİNİN'
Kimi icraatlarınızın sebep olduğu tepkilerin dalga dalga büyümesinin halkın desteğini yitirmenize yol açabileceğinden, seçim kaybetmekten endişe edin ama her şeyden önce zulümle anılmaktan çekinin."