İhraç edilen Prof. Dr. Mustafa Şener: Bir ‘Hayır’ değiştirir

MERSİN - 15 Temmuz sonrası Cumhuriyet ile bir hesaplaşmanın yaşandığını ve bundan dolayı Mülkiye'nin hedef alındığını belirten Prof. Dr. Atilla Güney, referandumda akademik ve özgür düşünce için “Hayır” diyeceğini açıkladı. İhraç edilen Prof. Dr. Mustafa Şener ise, tercihinin “Bir 'Hayır' değiştirir” olacağını söyledi.

"Barış bildirisine" imza attıktan sonra görevinden ihraç edilen Mersin Üniversitesi öğretim görevlerinden Prof. Dr. Mustafa Şener ve henüz görevi başında olan Prof. Dr. Atilla Güney, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitelerde yapılmak istenilenleri ile Anayasa değişikliği teklifinin onaylanacağı referandumu değerlendirdi.

'AKADEMİSYENLERİ TEMİZLEME HAREKETİ DİYEBİLİRİZ'

Üniversitelerin sadece toplumsal bilgi üretim alanları olmadığını ve iktidarın meşruiyetini sağlayacak düşüncelerin de üretim alanları olduğunu belirten Prof. Dr. Atilla Güney, üniversitelerin bilginin yanı sıra aydınların üretildiği alanlar olduğunu söyledi. Aydınların da ikiye ayrılması gerektiğini kaydeden Güney, "Eleştirel bilgi üreten ve toplumu ileriye götürmeye yönelik bilgi üreten aydınlar vardır bir de ideologlar vardır. İktidara payan olmuş, iktidarın meşruiyetini sağlayacak, onun haklılığını savunacak ideologlar vardır. Bundan dolayı iktidarın böylesi önemli süreçlerde en büyük hedeflerinden biri üniversitelerdir. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne de bu gözle bakmak lazım. Mülkiye’nin hedef alınmasındaki asıl saik şu olsa gerek ki; Mülkiye Cumhuriyetle özdeşleşmiş bir üniversitedir. 15 Temmuz ve sonrası yaşananlar ile devam eden süreç de Cumhuriyetle hesaplaşmadır. Mülkiye bu anlamı ile Cumhuriyetin sembollerinden biridir. Bu biçimiyle iki yönlü bir hesaplaşma hareketi. Dünyada geçerliliği olan 'akademisyenleri temizleme hareketi' diyebiliriz bir anlamda” dedi.

‘GİTMEK GİBİ BİR NİYETİM YOK’

Ankara’daki akademisyenlerin odalarını terk etmeme kararını "yerinde bir direnç" olarak değerlendiren Güney, üniversitelerin kolay kazanılan alanlar olmadığını söyledi. Kendisinin de 20 yıla yakın bir süredir üniversitede olduğunu ve üniversiteye ilk girdiğinde “Bölücü” olduğu iddiası üzerine kazandığı sınava rağmen alınmadığını belirten Güney, daha sonra mahkeme kararı ile üniversiteye döndüğünü ifade etti. Bu haliyle 20 yılda Türkiye’de hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu dile getiren Güney, şunları aktardı: “O zaman bir asistandım şimdi bir profesör oldum. Ancak ülkede hiçbir şey değişmedi. Buraya emeğim ile geldim. Atılana kadar da gitmeyeceğim buradan. Hatta ihraç edilmem durumunda bile öyle kolay kolay gitmeyeceğim buradan. Öyle bir niyetim yok.”

'MEŞRU OLMAYAN HER TÜRLÜ YOLA BAŞVURULACAK'

Anayasa değişikliğine, rejim değişikliği ya da başkanlık, yarı başkanlık sistemi olarak bakmadığını vurgulayan Güney, “Bu süreçte karşımızda artık bir siyasi parti olarak dahi tanımlayacağımız bir AKP iktidarı var. Kendisinin yerini sağlamlaştırmayı uzun vadede iktidarını daha da pekiştirmeyi hedefliyor. Biraz da Türkiye’de oluşan yeni toplumsal sınıf üzerinden üst bir siyaset oturtulmak isteniyor. Bundan dolayı ben bu teklifi getiren siyasal partilerin ‘Evet’i çıkarmak için ellerinden geleni yapacaklarını düşünüyorum. ‘Evet’ diyenlerin de ‘Hayır’ diyenlerin de eşit bir şekilde propaganda yapması sağlanabilirse ‘Hayır’ çıkma oranı çok yüksek. AKP içinde dahi bu sistemi anlayamayan, bu sisteme karşı duran ciddi endişe ve tereddütleri olan kesimler var. AKP’nin Son 10 yılı o kadar kirli ki bu referandumda bir ‘Hayır’ çıkması halinde gelecek bir erken seçimle iktidarı kaybetme korkusu, ‘Evet’in çıkması için iktidar partisini meşru olmayan her türlü yola itecektir. Bundan dolayı sonucun ‘Evet’ çıkacağını düşünüyorum. Ancak meşru bir ‘Evet’ de olmayacak” diye konuştu.

HDP dışında “Hayır” diyen kesimler ile “Evet” diyen kesimlerin argümanlarının aynı olacağını belirten Güney, “Evet” ve “Hayır” kampanyalarının Kürtler üzerinden yürütüleceğini ifade etti. Güney, kendisinin ise akademik ve özgür düşünce için tercihinin “Hayır” olacağının altını çizdi.

‘KHK’LER REFERANDUM ÖNCESİ HAZIRLIK’

Prof. Dr. Mustafa Şener de, KHK’lerle OHAL’in olağanlaştırılmaya çalışıldığını dile getirerek, hedef alınan akademisyenlerin daha çok Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Cebeci Kampusu’ndan olmasının demokratik bir geleneğe sahip olan fakültelerin kapısına kilit vurma amacı taşıdığını söyledi. Yayınlanan son KHK ile akademinin yanı sıra eğitim sisteminin de darbelenmek istendiğine işaret eden Şener, tüm ülkeyi ilgilendiren bir sonuç ile karşı karşıya olduklarını ifade etti. Şener, referandum öncesi yapılan büyük bir hazırlık olduğunu belirterek, ülkenin Anayasasının bile OHAL’le değiştirilmek istendiğine dikkat çekti.

Referandumun demokratik ve meşru olacağını düşünmediğini kaydeden Şener, ihraçtan sonra Almanya ve Fransa’da bulunduğunu aktardı. Şener, “İnsanlar oradan Türkiye’yi endişe ile izliyorlar. Hem oradaki Türkiyeliler hem de genel olarak Avrupalılar gerçekten endişe ile izliyorlar olan biteni. Orada yaşayan insanlar Türkiye’dekilerden daha fazla kaygılılar. Özellikle gurbetçiler” şeklinde konuştu.

'HAYIR CEPHESİ DAHA GÜÇLÜ'

Her ne kadar Türkiye’de yetersiz olsa da var olan demokrasiyi korumak isteyen güçler açısından olumsuz koşullarda referanduma gidildiğini kaydeden Şener, "ucube" olarak tanımladığı Anayasa değişikliği paketinin Türkiye haklarınca kabul görülmeyeceğini söyledi.

Asgari demokratik koşullarda yapılacak bir referandumda “Evet” çıkma imkanı olmadığını belirten Şener, şöyle devam etti: “Anayasa değişikliği paketine hiç kimse aslında ikna olmadı. Bizzat iktidara yakın çevreler de ikna olmadı. Hayır cephesinin sözünün ve duruşunun çok daha güçlü olduğunu görüyoruz. İktidar da bunu gördüğü için referandumda ‘Evet’ çıkmazsa iktidarın sürdürülebilirliği de tartışmalı hale geleceğini görüyor. Siyasi iktidar ciddi bir tıkanıklık ve çözülme sürecine gireceği için mümkün olan bütün yolları kullanarak ‘Evet’ oylarını çıkarmaya çalışacaktır. Bunun içinde geçmişte olduğu gibi gayrimeşru metotların yolların kullanılmasına yönelecektir. Ancak tüm bunlara rağmen ‘Hayır’ın çıkması o kadar güçlü ki referandumun yapılıp yapılmayacağını tartışmaya başladılar.”

Kendisinin tercihinin de “Hayır” olacağını belirten Şener, değişime inandığı için “Bir 'Hayır' değiştirir” sloganını kullanacağını kaydetti.