DTK çözüm sürecinde de dinlenmiş: Birlik çabası suç!

DİYARBAKIR - DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat ile Halis Bilen ve Ramazan Özbek hakkında DTK’deki faaliyetleri gerekçe gösterilerek, 22,5’er yıl hapis istemiyle dava açıldı. Çözüm sürecinde de dinlendiği ortaya çıkan DTK'nin düzenlediği çalıştay ve sempozyumlar suç gösterildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında 28 Aralık 2016 tarihinde tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Barış Grubu üyesi Seydi Fırat ile Ramazan Özbek ve Halis Bilen hakkında dava açıldı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 204 sayfalık iddianamede, DTK’de yürüttükleri siyasi faaliyetleri nedeniyle “örgüt kurmak ve yönetmek” ile suçlanan Kürt siyasetçilerin 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi isteniyor.

İddianamenin büyük bir bölümünde DTK’nin kuruluş yapısı, işleyişi, KCK Sözleşmesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’ndaki avukat görüşme notları, DTK binasında yapılan ortam dinleme kayıtları ve dinlenen telefon görüşmelerine yer verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, DTK soruşturması kapsamında 2011 yılından, çözüm sürecinin olduğu 22 Şubat 2014’e kadar Diyarbakır’daki DTK binasında yapılan toplantı ve genel kurulların, mahkeme kararıyla dinlendiği ortaya çıktı.

İddianamede, Halis Bilen’in, DTK’nin Daimi Meclis üyesi olduğu, DTK Ekonomi ve İstihdam Komisyonu’nda yer aldığı belirtildi. İddianamede Bilen’in, DTK adına Demokratik Özerklik Çalıştayı'nda görev aldığı, Alevi Konferansı'nı organize ettiği ve bu konuda çalışmalar yaptığı, bölgede işlenen “faili meçhul” cinayetlerle ilgili çalışmalar yaptığı, DAİŞ’in saldırdığı ve ambargo altında olan Suriye’deki Kürtler için yardım kampanyasında yer aldığı belirtildi. Bilen’in çeşitli tarihlerde katıldığı 15 eylem ve basın açıklamasının suç unsuru olarak gösterildiği iddianamede, Bilen’in Halepçe katliamını protesto etmek için 2010 yılında Diyarbakır’da yapılan basın açıklamasına ve PJAK’lı tutuklu Hüseyin Xızri’nin 15 Ocak 2015’te İran Devleti’nce idam edilmesinin protesto edildiği açıklamaya katılması suç sayıldı.

Ramazan Özbek’in Daimi Meclis Üyesi olarak DTK içinde çalışmalar yaptığı savunulan iddianamede, Özbek’in DTK toplantılarını organize ettiği ve katılımcıları toplantılara davet ettiği, DTK tarafından organize edilen eylem ve protestoların organizesinde görevlendirildiği iddia edildi.

AK PARTİ İL BAŞKANI İLE ‘ÖRGÜTSEL GÖRÜŞME'

İddianamede, teknik ve fiziki takip sonucunda Seydi Fırat’ın, 2011, 2012, 2013 ve 2014 tarihlerinde, DTK Daimi Meclis üyesi ve DTK Diplomasi Komisyonu üyesi olduğunun tespit edildiğine yer verildi. Fırat’ın, farklı tarihlerde yapılan DTK genel kurul toplantılarına, çalıştaylara, daimi meclis toplantılarına katıldığı, DTK yönetiminde bulunan kişilerle Diyarbakır Belediyesi Konukevi'nde bulunan DTK binasında görüştüğü ve toplantılar yaptığı belirtildi. Fırat’ın dinlenen görüşmelerine ait 33 tape kaydının içeriğine yer verilen iddianamede, Fırat’ın “Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi”, DTK tarafından yapılan “Kayıplar ve Faili Meçhuller Çalıştayı”nın planlamasında ve çalışmalarında yer aldığı, görüşmeler yaptığı, “Öcalan’a Özgürlük” adıyla başlatılan imza kampanyasında aktif olarak yer aldığı savunuldu. Fırat’ın, DTK toplantısına katılması için 2013 yılında Azadi İnisiyatifi üyesi olan ve şu anda AK Parti Diyarbakır İl Başkanlığı yapan Muhammed Akar ile yaptığı ve dinlenen telefon görüşmesi için “Örgütsel görüşme” ifadesi kullanılan iddianamede, AK Parti İl Başkanı olduğundan bahsedilmeyen Akar için “şahıs” ifadesi kullanıldı.

ROBOSKİ’DE YAŞAMINI YİTİRENLER ‘SÖZDE KAÇAKÇI’

Fırat’ın, DTK’yi ziyaret eden Norveç, İtalyan ve İngiliz heyetlerle yaptığı konuşma, o dönem DTK Eş Başkanı ve milletvekili olan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un yaptığı görüşmelerin ortam dinlenmesine takılırken, iddianamede bu konuşmaların içeriğine yer verildi. Roboski’de yaşamını yitirenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Şırnak’ta PKK’ye karşı düzenlendiği hava operasyonunda yaşamını yitirdiği ileri sürülen iddianamede, Fırat’ın 2012 yılında Diyarbakır’da katıldığı Roboski katliamı protestosu için yapılan basın açıklaması ve yürüyüş için “sözde kaçakçı olduğu iddia edilen şahısların öldürülmesi olayının yıldönümünü” ifadesi kullanıldı ve Fırat’ın bu eyleme katılması suç unsuru olarak gösterildi.

ULUSAL BİRLİK ‘DEVLETİN BİRLİĞİNİ BOZMAK’ SAYILDI

DTK’nin demokratik özerklik projesinin yaşama geçirilmesi amacıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın talimatıyla 2007 yılında kurulduğunu ileri süren savcı, DTK’nin KCK yönetimiyle organik ve hiyerarşik ilişkisi olduğunu iddia etti. DTK'nin PKK ve KCK’nin hedefleri doğrultusunda demokratik özerkliği gerçekleştirmek amacıyla siyasi parti, dernek, sendika ve STK’leri örgütlediği ve bu konularda toplantı, konferans ile çalıştaylar düzenlediğini ileri süren savcı,
DTK’nin örgütlenme biçimi olarak KCK ile özdeşlik gösterdiği, Kürdistan’ın çatı yapılanması olduğu ve Kürt ulusal birliğini sağlamak için faaliyet yürüttüğü öne sürüldü. Seydi Fırat, Halis Bilen ve Ramazan Özbek’in DTK’nin amaçları doğrultusunda DTK’nin karar alma merci olan genel kurul, daimi meclis, başkanlık divanı ve komisyonlarda görev aldıklarını aktaran savcı, “Bu organların çalışmaları kapsamında bir çok çalıştay, konferans, kongre, sempozyum, çeşitli toplantılar düzenleyerek ve örgütsel nitelikteki eylemlere katılarak; Kürt ulusal birliğini sağlamak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, toplumsal ayrışmaya sebep olmak amacıyla halk kitlelerini etkilemeye çalıştıkları” ifadelerine yer verdi.

Davanın yargılamasına Mayıs ayında Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

SORUŞTURMA HAKKINDA

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü DTK soruşturması kapsamında 26 Aralık 2016’da Diyarbakır, Adana ve İzmir’de yapılan ev baskınlarında Kürt siyasetçiler ,Seydi Fırat, Aysel Tuğluk, Ramazan Özbek, Halis Bilen, Mehmet Baysal, Elvan Baran, Cafer Kan, Edip Yaşar ve Abdulbaki Karadeniz gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarılan 10 siyasetçiden 9’u 28 Aralık’ta tutuklanırken, Elvan Baran ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Kürt siyasetçiler, Cabbar Leygara, Edip Yaşar ve Cafer Kan hakkında hazırlanan iddianamede Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Tutuklu olan Aysel Tuğluk, Abdulbaki Karadeniz ve Mehmet Baysal hakkında ise “örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla ayrı ayrı açılan davalar için “görevsizlik” kararı veren mahkemeler, dosyalarını gözaltına alındıkları Ankara, Adana ve İzmir illerine gönderdi. Elvan Baran hakkındaki iddianame ise, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Deniz Tekin - dihaber