22 gazeteci hakim karşısında: Ceza da var, ceza talebi de...

İSTANBUL - Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanıştıkları için haklarında "örgüt propagandası" iddiasıyla dava açılan 22 gazetecinin duruşmaları başladı. Art arda görülen duruşmalarda bazı gazetecilere ceza verilirken, bazı gazetecilere ise ceza talep edildi.

Kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak için yapılan “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan 22 gazeteci, yazar, sanatçı ve insan hakları savunucusunun "Örgüt propagandası yapma" iddiasıyla yargılandığı davanın duruşmaları İstanbul 13 ve 22'nci Ağır Ceza Mahkemelerinde başladı.

Duruşmalara, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve DİSK'e bağlı Basın-İş'in de bulunduğu gazeteci meslek örgütleri ve çok sayıda gazeteci katıldı.

İlk olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Disk Basın-İş yöneticisi gazeteci Ayşe Düzkan, gazeteci Ragıp Duran, Özgür Gündem eski Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol ve gazeteci Mehmet Ali Çelebi hakim karşısına çıktı. “Örgüt propagandası yapma” iddiasıyla yargılanan Düzkan, duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme heyeti, iddia makamından esas hakkındaki mütalaasını istedi. İddia makamının süre talebinde bulunması üzerine duruşma, 9 Mayıs'a ertelendi.

KÜÇÜKKELEŞ'E CEZA

HDP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Çilem Küçükkeleş'in 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada ise karar çıktı. Mahkeme heyeti Küçükkeleş’e “Örgüt propagandası yapmak”tan 1 yıl 3 ay hapis cezası, "örgüt açıklamalarını basma ve yayınlama" iddiasıyla ise 6 bin TL para cezası verdi. Verilen hapis cezası mahkeme heyeti tarafından daha sonra ertelendi.

Küçükkeleş’in duruşması ardından aynı salonda gazeteci Nadire Mater’in yargılandığı davanın duruşmasına geçildi. Mater’in katılmadığı duruşmada, avukatları savunma yaptı. Savunma ardından mahkeme heyeti iddia makamından esas hakkındaki mütalaasını istedi. İddia makamı, Mater hakkında “Örgüt propagandası yapmak” ve “Örgüt açıklamalarını basma ve yayınlama” iddiasıyla ceza talebinde bulundu.

Avukatların savunma için süre talebinde bulunması üzerine mahkeme heyeti, duruşmayı 7 Mart'a erteledi.

Mater’in ardından bu defa gazeteci Tuğrul Eryılmaz hakim karşısına çıktı. Eryılmaz’ın hazır bulunduğu duruşmada mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Nisan gününe erteledi.

ALPAY’A 10.5 YIL HAPİS TALEBİ

Daha sonra dilbilimci Necmiye Alpay da hakim karşısına çıktı. Duruşmada, mahkeme heyeti, Basın Suçları Savcılığı’na gönderilen yazıya yanıtın beklenilmesi talebini reddetti. Ardından iddia makamı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu ve mütalaa da, “örgüt propagandası yapmak” ve "örgüt açıklamalarını basma ve yayınlama" talebiyle 10,5 yıl kadar hapis istedi.

Avukatların savunma için süre talebinde bulunması üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.

TÜRKER’E 7.5 YIL HAPİS İSTENDİ

Ardından gazeteci Yıldırım Türker’in yargılandığı davanın duruşması görüldü. Türker’in katılmadığı duruşmada avukatları hazır bulundu. Mahkeme heyeti iddia makamından esas hakkındaki mütalaasını istedi. Savcılık, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Türker hakkında 7,5 yıla kadar ceza talep etti. Avukatlar ise savunma için süre talebinde bulundu. Mahkeme heyeti duruşmayı 7 Mart gününe erteledi.

CEMAL VE KURAL'A 10.5 YIL HAPİS TALEBİ

Ardından gazeteci Hasan Cemal hakim karşısına çıktı. Savcılık, Cemal hakkında “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt açıklamalarını basmak ve yayınlamak” iddiasıyla 10.5 yıla kadar ceza talep etti. Avukatların savunma için süre talep etmesi üzerine duruşma 7 Mart gününe ertelendi.

Cemal’in ardından oyuncu Julide Kural hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyetinin mütalaa talep ettiği savcılık, “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt açıklamalarını basmak ve yayınlamak” iddiasıyla 10.5 yıl ceza talep etti. Savcılık oyuncu İlham Bakır için de aynı suçlamalardan ceza talep etti.

Avukatların savunma için süre talep etmesi üzerine mahkeme heyeti 7 Mart gününe erteledi.

UYURKULAK'A 7.5 YIL HAPİS TALEBİ

Yazar Murat Uyurkulak’ın yargılandığı davanın duruşmasında avukatları hazır bulundu. İddia makamı duruşmada hazırladığı mütalaasında, “örgüt propagandası” iddiasıyla 7.5 yıla kadar hapis talep etti. Avukatların süre talep etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 7 Mart gününe erteledi.

BAYSOY VE CANPOLAT'A CEZA

Gazeteci Cengiz Baysoy’un yargılandığı davada mahkeme, avukatı yanında olmaksızın, “örgüt propagandası yapmak” ve “örgüt açıklamalarını basmak ve yayınlamak” iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis ve 6 bin TL para cezası verildi. Aynı davada Baysoy'un yayın yönetmenliği yaptığı gün çıkan yazısı dolayısıyla yargılanan yazar İmam Canpolat ise "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapse çarptırıldı.

BALIKÇI’YA 10.5 YIL CEZA TALEBİ

Verilen aranın ardından gazeteci Faruk Balıkçı hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti esas hakkındaki mütalaasını sunmak için iddia makamına söz verdi. İddia makamı mütalaasında “örgüt propagandası yapmak” ve “örgütün açıklamalarını yayınlamak” iddiasıyla 10.5 yıl ceza istedi. Mahkeme heyeti avukatların savunma için süre talep etmesi üzerine duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.

KUMRUL BAŞER: ÖZGÜR GÜNDEM HEPİMİZİN TURNUSOLÜYDÜ

Balıkçı’nın ardından gazeteci Kumru Başer hakim karşısına çıktı. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada Başer savunma yaptı. Başer savunmasında, “Dayanışma için yönetmenlik yaptım. Basın özgürlüğü kapsamında bu gazeteye yapılan baskı ve engellemelere karşı dayanışma göstermek istedim. 40 yıllık gazeteciyim. Bu süre içerisindeki deneyimim bunu yapmamı önüme koydu. Bilgiye, gerçeğe erişim hakkı, kamuoyunun bilgiye ulaşma hakkı temelinde yaptım. Asıl olan kamuoyunun habere ulaşmasıdır ve biz onun aracısıyız. Bir olaya 10 farklı yorum getirilebilir. Ancak bu yorumlarda kamuoyuna ulaşmalıdır. Gazeteciler basın özgürlüğünü iki şekilde savunur: Haber yaparız ve farklı kesimlerin sesini duyurmaya çalışırız. İkincisi ise toplumda en fazla ezilen kesimlerin haklarını savunmaktan geçer. Benim için Özgür Gündem böyle bir sestir. Yazdığım yazı bu dayanışmayı niçin yaptığımı gösterir. Benim gazeteciliği öğrendiğim okul 1980’de çıkan Halkın Gazetesi Demokrat’tır. 12 Eylül darbesi yapıldığında bu gazete kapatılmıştır. Aynı gazeteden arkadaşım darbeden bir gün önce kaçırılarak işkence edilerek öldürüldü. O dönemin acısını bugün de Türkiye çekiyor. Bunun için de Özgür Gündem ile dayanıştım. Özgür Gündem gazetesi hepimizin aslında turnusolüydü kapatılmadan önce. Benim için özel bir yanı da babam 90’lı yıllarda bu gazetenin yazı kurulunda görev almıştır. Basın özgürlüğü en zor zamanlarda söylendiği zaman gerçektir” dedi.

Savunması ardından iddia makamı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 7.5 yıla kadar hapis istedi. Mahkeme heyeti, avukatların savunma için süre talep etmesi üzerine duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.

Ardından gazeteci Derya Okatan hakim karşısına çıktı. Savcı mütalaa sunduğu mahkeme heyetine, “örgüt propagandası yapmak” iddiası ile üst seviyeden ceza verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti savunmaların yapılması için duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.

ANTER’E DE 10.5 YIL CEZA TALEBİ

Musa Anter’in oğlu yazar Dicle Anter’in katılmadığı duruşmada ise iddia makamı mütalaasını sundu. Savcı mütalaasında, Anter için “örgüt propagandası yapmak” ve “örgütün açıklamalarını yayınlamak” iddiasıyla 10.5 yıl ceza istedi. Avukatların savunma için süre talep etmesi üzerine duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.

BATUMLU: ÖZGÜR GÜNDEM FARKLI GÖRÜŞLERİN KENDİNİ İFADE ETTİĞİ YAYIN ORGANI

Avukat Ayşe Batumlu’nun yargılandığı davanın duruşması, kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespiti ardından Batumlu yaptığı savunmasında, “Hak ve özgürlükle için mücadele etmesi gerektiğine inanan birisi olarak özgürlüklerin gelişmesine katkı sağladım. Özgür Gündem farklı görüşlerin kendini ifade edebildiği bir yayın organı olmuştur. Bunun içinde bombalanmak, dağıtımcılarının öldürülmesi olayları ile karşı karşıya kalmıştır. Bu açıdan demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesi için herkesin bu dayanışma içerisinde olması gerekiyor. Yazılar ve haberlerde düşünceyi ifade etme özgürlüğü içerisinde yer alıyor. Düşünceyi ifade özgürlüğü iç hukukta, iç hukukla çelişmesi durumunda uluslararası hukukla koruma altına alınmıştır. Bu nedenle yargılanıyor olmamız ifade ve özgürlüklerin ihlali olarak düşünüyorum. Örgütün açıklamaların yayınlanmasının propaganda olarak yer almasına ilişkin; her türlü düşüncenin yayınlanması ifade özgürlüğü kapsamındadır” dedi.

Batumlu’nun savunmasının ardından iddia makamı mütalaa sundu. Mütalaa da Batumlu için “örgüt propagandası yapmak”tan 7.5 yıla kadar ceza talep etti. Avukatların esas hakkındaki savunma talep etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 9 Mart gününe erteledi.