DİYARBAKIR - Diyarbakır’da Koşuyolu Parkı’nda 2006 yılında Türk İntikam Tugayı'nın üstlendiği ve 7’si çocuk 10 kişinin öldüğü patlamada yaşamını yitirenlerin hukuk mücadelesi 11 yılın ardından sonuçlandı. Mahkeme, patlamada 4 çocuğunu ve eşini kaybeden Mehmet Demir'e “çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak” 80 bin TL manevi tazminat verilmesine karar verdi.
Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı’nda 12 Eylül 2006'da bir termosa yerleştirilen bombanın uzaktan kumanda ile patlatılması sonucu yaşamını yitiren 2'si bebek, 5'i çocuk toplam 10 kişinin yakınlarının verdiği hukuk mücadelesi katliamın üzerinden 11 yıl geçtikten sonra sonuçlandı. Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, patlamada yaşamını yitiren Nazlıcan Çetinkaya (4), Hasan Harangoz (14), Rojhilat Aslan (28), Zilan (8), Evin (10), Mizgin Demir (12) isimli kardeşler ve anneleri Faide Demir’in ailelerine “çektikleri elem ve üzüntüye karşılık olarak” ölen her bir kişi için 20’şer bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
MAHKEME İDAREYİ KUSURLU BULMADI!
Patlamada ailesini kaybeden Mehmet Demir, eşi ve çocuklarının ölümü nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın 5233 Sayılı yasa kapsamında karşılanması için 13 Kasım 2006’da Diyarbakır Valiliği’ne başvurdu. Başvuruyu kabul eden valilik, 2007 yılında patlamada yaşamını yitiren her bir kişi için 16 bin 445 TL tazminat ve 1 bin 555 TL de cenaze yardımı olmak üzere toplam 18 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Valilik, ailenin maddi tazminat talebini ise 5233 Sayılı yasada bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Tazminatı kabul etmeyen aileler, 2008 yılında valilik aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtı. Ailelerin açtığı davayı reddeden mahkeme, gerekçe olarak da patlama ile ilgili bir ihbar veya istihbari bilgi bulunmadığı nedeniyle davalı idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulanmamasını ileri sürdü. Danıştay’a yapılan itirazın da reddedilmesi üzerine aileler bu kez de Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini belirten aileler, bu sonuçların ortadan kaldırılması, davanın yeniden yargılama yapılması için yerel mahkemeye gönderilmesini istedi.
MAHKEME ÜLKEDE YAŞAMANIN RİSK OLDUĞUNU KABUL ETTİ
Başvuruyu Nisan 2016’da karara bağlayan AYM, davasının 5 yıl 10 ay sürmesinin adil yargılama hakkının ihlali olduğuna hükmederek, ailelere tazminat ödenmesine karar verdi. Kararda, patlamada yaşamını yitirenlerin yaşam hakkının ihlal edilmediğini ileri süren mahkeme, buna gerekçe olarak, bombalı saldırı ile ilgili önceden ihbar bulunmaması ve eylemin öngörülemez olmasını gösterdi. AYM’nin ihlal kararı ardından Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi’nde yapılan yeniden yargılamada Ekim 2016’da karar çıktı. AYM’nin benzer davalarda verdiği kararlarda geçen “sosyal risk” kavramına atıfta bulunan mahkeme, sosyal risk ilkesinin uygulanabilmesi için olayın bütün toplumu ilgilendirmesi gerektiğini belirtti.
Mahkeme, “ölüm olayı gibi başka giderim yolu olmaması nedeniyle manevi tazminatı gerektiren olaylarda hizmet kusurunun bulunmadığı hallerde sosyal risk ilkesinin uygulanabildiği kabul edilerek manevi zararların giderilmesi hakkaniyete ve hukuk devleti ilkesine uygun düşecektir” hükmünü kurdu.
Koşuyolu Parkı’nda yaşanan ölüm olayında idareye yüklenebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığını, mağduriyetin başka bir giderim yolu bulunmadığını savunan mahkeme, “çektikleri elem ve üzüntüyü karşılık olarak davacıların her birine takdiren 20 bin TL manevi tazminat ödenmesinin hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmıştır” şeklinde karar verdi.
İHD, AİHM VE DANIŞTAY’A BAŞVURDU
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Anayasa Mahkemesi’nin davaya ilişkin Nisan ayında verdiği kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşımıştı. İHD, başvuruda olayda idarenin kusuru olduğu, patlamada yaşamını yitirenlerin yaşam hakkı ihlal edildiğini belirtmişti. İHD aynı zamanda yerel mahkemenin verdiği karar karşı Danıştay’a itiraz etti.
VALİLİKLERE MANEVİ TAZMİNATIN YOLU AÇILDI
Valilikler toplumsal ve siyasal olaylar nedeniyle maddi ve manevi zarar gören yurttaşları 5233 Sayılı yasa kapsamında yaptığı başvurularda sadece maddi tazminat taleplerini kabul ediyordu. Bu kararla birlikte yurttaşların valiliklerden manevi tazminat almanın yolu da açıldı.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı'nda 12 Eylül 2006'da termos içine yerleştirilen bomba, uzaktan kumanda ile patlatılmıştı. Patlamada, Abdullah (6 aylık), Nazlıcan (4) ve Nazar Çetinkaya (2) isimli kardeşler, Hasan Harangoz (14), Rojhilat Aslan (28), Şilan (6 aylık), Zilan (8), Evin (10), Mizgin Demir (12) isimli kardeşler ve anneleri Faide Demir’in yaşamını yitirmişti. Patlamayı Türk İntikam Tugayı (TİT) üstlenmişti. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren ve tutuklanan sanıklardan Topal'ın alınan ilk savunmasında, olayı acemi eğitimini yaptığı askeri birlikte görevli ''Üsteğmen A.Ş''nin talimatları ve Diyarbakır'da soyadını bilmediği ''Astsubay Sedat'' isimli kişinin yardımıyla gerçekleştirdiğini öne sürmüştü. Daha sonra verdiği ek ifadesinde bu şekilde isimleri vermesinin nedeninin hedef saptırmak ve kafa karışıklığına yol açmak olduğunu, askerlerle ilgili beyanlarının doğru olmadığını iddia etmişti. Diyarbakır'da yapılan yargılamada Hikmet Topal ve Burhan Güneş'e 11 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 216'şar yıl, Murat Ekin'e de 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.